İran cumhurbaşkanı Ruhani, ABD'nin nükleer anlaşmadan çekilmesine ilişkin açıklama yaptı. Ruhani, "ABD'nin asla sözünü tutmayan bir ülke olduğunu gördük." dedi. Ruhani, ülkesinin 2015'te imzalanan anlaşmada kalmaya devam edeceğini söyledi.
İran Cumhurbaşkanı Hasan Ruhani, ABD'nin nükleer anlaşmadan çekilmesinin kabul edilemez olduğunu ve İran halkının taleplerini elde edebileceğini görmeleri halinde anlaşmanın devam edeceğini söyledi.
İran Devlet Televizyonunda halka hitap eden Ruhani, ABD olmaksızın diğer ülkelerle nükleer anlaşma sürecini sürdüreceklerini belirtti.
Ruhani, "Dışişleri bakanlığımıza önümüzdeki birkaç hafta içerisinde Avrupa ülkeleri, Rusya ve Çin'le gerekli görüşmeleri gerçekleştirmesi talimatı verdim. Eğer bu kısa zamanda biz, 5 ülkenin iş birliğiyle İran halkının nükleer anlaşmadan taleplerini elde edebileceğimizi görürsek nükleer anlaşma devam edecektir." dedi.
"5 ülke anlaşmayla ilgili neler yapacak, bakacağız"
Nükleer anlaşmanın sadece İran ve ABD arasında yapılan bir anlaşma olmadığına değinen Ruhani, "Nükleer anlaşma İran ile 5 ülke arasında gerçekleştirilmiştir. Bundan böyle 5 1'den, anlaşmayı ihlal eden 1 ülke çıkmıştır. Bu durumda 5 ülke anlaşmayla ilgili neler yapacak, bakacağız." ifadelerini kullandı.
ABD'nin nükleer anlaşmanın şartlarına riayet etmediğini, buna karşın İran'ın anlaşma çerçevesinde sözlerini yerine getirdiğini öne süren Ruhani, "ABD, anlaşmadan çıktığını açıkladı. Nükleer anlaşmanın yapılmasından bu yana hangi sözünü yerine getirdi ki?" değerlendirmesinde bulundu.
"Kapasiteye sahibiz"
Ruhani, "İran Atom Enerjisi Kurumuna endüstriyel düzeyde nükleer zenginleştirme sürecine dönülmesi talimatı vereceğim. Birkaç hafta içerisinde yeniden zenginleştirme çalışmalarına başlayacak kapasiteye sahibiz." şeklinde konuştu.
ABD Başkanı Trump, İran ile 5 1 ülkeleri (ABD, İngiltere, Fransa, Rusya, Çin ve Almanya) arasında yaklaşık 23 ay süren görüşmeler sonrası 2015 yılının temmuz ayında imzalanan nükleer anlaşmadan çıktığını açıklamıştı.
Trump, ABD'de siyaset sahnesine çıktığından bu yana İran karşıtı açıklamalar yapmış, seçimlerin ardından ABD Başkanı olmasıyla nükleer anlaşmadan çıkacağını söylemişti. İlerleyen günlerde ABD, İran tarafından söz konusu anlaşmadaki taahhütlerini yerine getirmemekle suçlanmış, Tahran ise ilk açıklamalarında oyun bozan taraf olmayacağını ve anlaşmadan çıkmayacağını bildirmişti.
ABD'nin nükleer anlaşmayla ilgili açıklamalarının netleşmesiyle Tahran yönetimi de ABD'nin anlaşmadan çıkması durumunda kendilerinin de çıkabileceğini hatta Nükleer Silahların Yayılmasının Önlenmesi Anlaşması'ndan (NPT) ayrılmalarına kadar devam edecek adımlarda bulunacağını duyurmuştu. Tahran yönetimi, bir taraftan da anlaşmaya imza atan Avrupa ülkelerine ABD'nin anlaşmada kalması konusunda ikna etmeleri için çağrıda bulunmuş, son olarak İran Cumhurbaşkanı Hasan Ruhani, ABD'nin anlaşmadan çıkması durumunda pişman olacağını ve dünya ile yapıcı ilişkiler kurmak istediklerini ifade etmişti.
İran nükleer anlaşmasının arka planı
İran ile Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyinin (BMGK) 5 daimi üyesi (ABD, İngiltere, Çin, Fransa ve Rusya) ve Almanya, İsviçre’deki uzun müzakerelerden sonra Temmuz 2015'te Tahran yönetiminin nükleer çalışmalarının kontrol altına alınmasına dair bir anlaşma yapmış ve bu Ocak 2016'ta yürürlüğe girmişti.
Uluslararası Atom Enerjisi Ajansının (UAEA) yetkililerine, İran'ın nükleer güç tesislerinde denetim yapma hakkı sağlayan anlaşma sayesinde UAEA yetkilileri, santrifüjlerin üretimi, depolanması ve montajıyla ilgili tesislere erişim yetkisine sahip oldu.
Anlaşmayla Tahran yönetimi, çalışmalarını, nükleer güç tesisinde kullanılabilecek yüzde 3 düzeyinde zenginleştirilmiş uranyum üretme kapasitesinde sınırlandırma ve 20 bin olan santrifüj sayısını 10 yıl boyunca 5 bin 60 ile sınırlı tutma sözü verdi. Nükleer silah üretiminde kullanılan uranyumun ise yüzde 90 düzeyinde zenginleştirilmesi gerekiyor.
İran’ın nükleer faaliyetlerini sınırlama sözüne karşılık Batılı ülkeler İran’ın ekonomisini etkileyen yaptırımları kaldırma sözü verdi. İran, ülke dışındaki 100 milyar dolarlık dondurulmuş varlıklarına erişim hakkını, dünya pazarlarına petrol satma imkanını elde etti.
Ancak ABD Başkanı Donald Trump, İran ile yapılan anlaşmaya karşı çıktı. Trump, Kasım 2016'daki başkanlık seçimi öncesi ve sonrasında anlaşmayı, "dünyanın en kötü anlaşması" olarak niteledi. Trump, İran'ın balistik füze programını kapsamaması ve üzerinden 10 yıl geçtikten sonra İran'ın yeniden nükleer çalışmalarına dönmesine imkan veren hükümler içermesi nedeniyle anlaşmanın "kusurlu" olduğunu belirtti.