Suriye’de Fırat’ın doğusundaki PKK/YPG terör örgütü işgalindeki bölgelere gelişmiş radar sistemleri konuşlandıran ABD yönetimi, bölgede “uçuşa yasak bölge” rejimi uygulaması başlatmaya hazırlanıyor. Washington bu yöntemle daha önce Irak’ta olduğu gibi Suriye’yi de bölmeyi hedefliyor. Pentagon’un söz konusu adımla Türkiye’nin terör örgütüne yönelik etkili operasyonlarına da engel olmayı hedeflediği değerlendiriliyor.
ABD, Irak’ın işgali sırasında uyguladığı ve sonrasında ülkeyi bölmek amacıyla kullandığı “uçuşa yasak bölge” rejimini Suriye’ye taşımayı planlıyor. Bölge kaynakları, ABD Savunma Bakanlığı’nın (Pentagon) Suriye’de Fırat’ın doğusuna kurduğu askeri havalimanlarına gelişmiş radar sistemleri konuşlandırdığını bildiriyor. Haseke-Rimeylan hattında bulunan ABD askeri üssüne radar sistemi kurma hazırlığı yaptığı bilgisi bölge kaynaklarınca teyit edildi.
Rimeylan’da kurulacak gelişmiş radar sistemiyle, PKK/YPG işgalindeki bölgenin “uçuşa yasak bölge” ilan edilerek korunması hedefleniyor. ABD radar sistemlerinin, Türkiye’nin son dönemde Haseke Karaçok ve Irak’ın Sincar bölgelerinde terör örgütü ve destekçilerine karşı yaptığı etikili operasyonların ardından, bölgeye konuşlandırılması da dikkat çekti.
ABD’nin Irak işgal sürecinde 12 yıl boyunca uçuşa yasak bölge uygulamasını sürdürdüğünü belirten Kerküklü akademisyen, Çankaya Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Mahir Nakip, söz konusu uygulama ile bugünkü bölünmüş Irak haritasının temelinin atıldığını, Suriye’de de benzer senaryonun yinelenmek istendiğini belirtti. Yeni Şafak’a konuşan Nakip, ABD’nin ilan edeceği uçuşa yasak bölge uygulamasını PKK’yı Türk hava unsurlarından koruma amaçlı bir girişim olarak nitelendirdi. Prof. Dr. Nakip, “ABD, Irak’ta tek başına tüm sürecin tek aktörüydü. Suriye’de işler ABD’nin istediği gibi gitmeyecek. Başta Türkiye olmak üzere bölgesel aktörlerin kararlılığı ve etkisi ABD planını etkisiz kılacak” diye konuştu.
Mahir Nakip, Türkiye’nin PKK’nın Suriye’deki yapılanmasıyla mücadele konusundaki kararlılığının ABD’nin böyle bir karar almasında asli faktör olduğunu belirterek, “Haseke Karaçok Dağı ve Sincar’da mevzilenen PKK’lı teröristler Türk savaş uçakları tarafından vuruldu ve vurulmaya devam ediyor. ABD açıkça, PKK’ya açtığı alanı güvenli kılmaya çalışıyor. Suriye’nin kuzeyinde başlatacağı uygulamanın kapsama alanını Sincar’a kadar uzatmak isteyecektir. ABD’nin başarı şansı yok çünkü Suriye kesinlikle Irak değil. Türkiye-Rusya-İran işbirliği çözüm odaklı girişimlerini de sürdürmekte” değerlendirmesinde bulundu.
ABD’nin Suriye’nin doğusunda uçuşa yasak bölge hamlesini, federatif bölge talebinin izleyeceği değerlendiriliyor. PKK/YPG’nin, askeri, ekonomik, güvenlik, yargı ve eğitim özerkliği ile birlikte yeraltı kaynaklarının kullanımı konusunda da Şam’dan tavizler koparmak amacıyla pazarlık masasına oturacağı belirtiliyor. Yeniden yazılacak olan Suriye Anayasası bu açıdan çok önemli. ABD’nin Cenevre süreci kapsamında bir Anayasa taslağını Suriye’de dayatmak isteyeceği, öte yandan İran, Rusya ve Türkiye denkleminin de alternatif bir anayasa modeli ortaya koyacağı değerlendiriliyor. Özellikle Türkiye’nin süreçte birliğini ve toprak bütünlüğünü koruyacak Suriye konusunda tüm gücünü ortaya koyacağı kabul ediliyor. ABD’nin hedefinin ise Irak’ın kuzeyinde olduğu gibi Suriye’de de federal bölge modeline uluslararası meşruiyet kazandırmak olacağı görülüyor. ABD’nin mevcut planda ısrarının kendisi için büyük maliyetler doğuracağı belirtiliyor.