Müslüman dünyaya çağrı: İsrail'in durdurun

İsrail’in Batı Şeria’yı ilhak tarihi olarak açıkladığı 1 Temmuz’a çok kısa bir süre kaldı. İslam dünyasının bölgeyi kaos ve ateşe sürükleyecek bu oldubittiye ‘dur’ demesi gerekiyor. Mescid-i Aksa’nın 1969’da kundaklanması üzerine Aksa ve Kudüs’ü korumak için kurulan İslam İşbirliği Teşkilat’nın (İİT) asli görevini yapması gerek. İİT’nin caydırıcı kararlar ve adımlar konusunda şimdiye kadar iyi sınav vermediği biliniyor. Yine de İslam dünyasını temsil eden en büyük organizasyon olduğu için tüm Müslümanlar İİT’den adım bekliyor. Bu nedenle dönem başkanlığını yapan Suudi Arabistan’ın İİT’yi daha aktif olarak kullanması gerekiyor.

İşgal planına karşı İİT, önceki gün Türkiye’nin girişimiyle toplandı. Video konferans yöntemiyle yapılan İİT Olağanüstü İcra Komitesi toplantısının ardından yayınlanan bildiride Türkiye, İsrail ilhak girişimine karşı Filistin’le tam işbirliği mesajı verdi. “İsrail işgal hükümetinin, Filistin Devleti’nin işgal altındaki topraklarındaki sömürgeci politikalarından doğan sonuçlardan tamamen sorumlu olduğu” ve “ABD yönetiminin halihazırdaki planı dahil, Filistin halkının bağımsızlık, özgürlük ve egemenlik hakkına saygı göstermeyen her türlü teklifin reddedildiği” vurgusu yapılan bildiride İsrail açık bir şekilde uyarıldı. Türkiye’yi Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu’nun temsil ettiği toplantıda, “Filistin meselesinin ve Doğu Kudüs’ün, tüm Müslümanların merkezinde olduğu” bir kez daha teyit edildi. Ayrıca İsrail’in işgalci, tehlikeli ve saldırgan tehdidine karşı güçlü bir şekilde yanıt verileceği, bu yönde tüm yasal ve diplomatik adımların atılacağı duyuruldu.

İİT, Filistin davasının savunulmasında Türkiye’nin dönem başkanlığında önemli bir işlev görmüştü. Ankara, 3 yıl yürüttüğü dönem başkanlığı görevini geçtiğimiz yıl Suudi Arabistan’a devretti. Şimdi Müslüman dünya, Riyad yönetiminin işgalci İsrail’e karşı daha açık bir pozisyon almasını bekliyor. İslam ülkeleri, teşkilatı hızla harekete geçirip Batı Şeria’nın ilhakına karşı ‘dur’ demesini Riyad’dan bekliyor. Bu arada İsrail’in Filistin’i ilhak planına Almanya’dan da tepki geldi. Dışişleri Bakanı Heiko Maas, İsrail’in işgal altındaki Batı Şeria’da yer alan bazı bölgelere ilişkin planından endişe ettiklerini ve tek taraflı adım atılmasını istemediklerini söyledi.

Dinamizm sürsün

Türkiye, İslam İşbirliği Teşkilatı dönem başkanlığını devraldığı 2016’dan bu yana Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın başkanlığında 2’si Olağanüstü Zirve, 2’si Acil Dışişleri Bakanları İcra Komitesi toplantısı olmak üzere 30’dan fazla üst düzey girişim gerçekleştirdi. Bu dönem İİT’nin 50 yıllık tarihindeki en aktif, en görülür ve en etkili devresiydi. Türkiye Kudüs’ün statüsü konusunda BM nezdinde önemli kararlar alınmasına öncülük etti. ABD yönetiminin Kudüs’ü başkent olarak tanımasından hemen önce Türkiye İslam dünyasını hızla harekete geçirmemiş olsaydı Filistin meselesinde hukuki zeminde önemli kayıplar yaşanacaktı. Teşkilat, BM kararlarına etki edebilecek güçlü uluslararası platformlardan biri haline getirildi. İslam dünyasının ortak davalarının canlı tutulması ve savunulmasında önemli etkinlik sağlandı, İslam ülkeleri hızla seferber edildi, uluslararası kamuoyu teyakkuza geçirildi. İİT’ye Türkiye’nin kattığı dinamizmin devamı bu yüzden Müslümanların yaşadığı sorunlar ve Kudüs konusunda büyük önem taşıyor.

Türkiye’nin dönem başkanlığında yapılan tarihi zirveler ve atılan atımlardan bazıları şöyle:

* 6. Olağanüstü İslam Zirvesi (İstanbul-13 Aralık 2017): ABD’nin Kudüs’ü İsrail’in başkenti olarak tanıma kararı reddedildi ve Kudüs Filistin’in başkenti ilan edildi.

* 43. İİT Dışişleri Bakanları T oplantısı (Taşkent-18/19 Ekim 2016): 15 Temmuz darbe girişimine kalkışmış FETÖ, İslam dünyası tarafından terör örgütü ilan edildi.

BAE’ye ikinci ret

Filistin yönetimi, salı günü Tel-Aviv Ben Gurion Havalimanı’na inen Birleşik Arap Emirlikleri’ne (BAE) ait Etihad Havayolları uçağı ile gönderilen koronavirüs salgını yardım malzemelerinin kordinasyonunun kendileri yerine İsrail’le yapılmasını gerekçe göstererek reddetti. Filistinli Bakan Hüseyin el-Şeyh, “Yardımı reddediyoruz, çünkü bu İsrail ile BAE arasında direkt yapılan koordinasyon neticesinde gerçekleşti” dedi. Filistin mayıs ayında da BAE’den gelen yardım malzemelerini izin işlemlerinin İsrail’le yapılması gerekçesiyle reddetmişti. Öte yandan Filistin Boykot Kampanyası adlı oluşum, BAE’nin Filistin’e tıbbi malzeme yardımı iddiasıyla İsrail’e ikinci kez uçuş düzenlemesini kınadığını bildirdi. İsrail’i boykot kampanyası başlatan grup yaptığı açıklamada, ‘ilişkileri normalleştirme’ kılıfı altında düzenlenen sözkonusu uçuşları kınadı. Yazılı bildiride, “Filistin’in resmi tutumu ve halkı İsrail ile normalleşmek için köprü olarak kullanılan her türlü yardımı reddediyor” denildi. BAE’nin İsrail’in Batı Şeria’yı ilhaka hazırlandığı bir dönemde Tel-Aviv’e uçuşlar gerçekleştirmesi dikkatlerden kaçmıyor.