Fransa’nın anlaşılmaz tutumu yüzünden gerilen ilişkiler, ‘mektup diplomasisi’ ile yumuşama kulvarına girdi. Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, Macron’un, Cumhurbaşkanı Erdoğan’a Türkçe hitapla başlayan bir mektup gönderdiğini açıkladı. Çavuşoğlu, “Fransa ile dört alanda istişarelerin başlatılması kararı alındı” dedi.
Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, Pakistan dönüşünde gazetecilerin gündeme ilişkin sorularını yanıtladı.
Çavuşoğlu, Türkiye olarak şu ana kadar yeni
ABD yönetimiyle hiçbir temasta bulunmadıklarını, Joe Biden göreve geldikten sonra Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın tebrik etmek için aramasının ardından olası bir görüşmenin gündeme gelebileceğini
kaydetti. Türkiye’nin ABD’nin yeni yönetimi ile çalışmaya hazır olup olmadığı sorusuna Çavuşoğlu,
“Biz hazırız. Her gelen yönetimle çalışırız. Ön yargılı da değiliz ama aynı zamanda gerçekleri de biliyoruz”
dedi. Biden yönetiminde görev alan insanlarla Obama döneminde çalıştıklarını anımsatan Çavuşoğlu, şöyle konuştu:
“Yüzde 90’ını tanıyoruz ve birlikte çalıştık. Bildiğimiz insanlar olduğu için ilişkiler tamamen birden düzelecek dersek o zaman gerçekçi olmayız.
İlişkileri hangi alanda nasıl geliştiririz bu konuda da kendi aramızda biz yol haritası içinde ilgili bakanlıklar kurumlarla çalışıyoruz. İlişkilerimizde iyi günler kötü günler olabilir ama biz ilişkilerimizin iyileşmesi konusunda samimi çaba sarf edeceğiz. Aynı yaklaşımı Biden yönetiminden de bekliyoruz.
Jeostratejik bakımdan da Türkiye’nin önemi, rolü ve konumu her zamankinden daha fazla kritik ve önemli. Yeni yönetimin bunun farkında olduğunu düşünüyoruz.”
Yunanistan ile 25 Ocak’ta İstanbul’da düzenlenecek istikşafi görüşmelere ilişkin Çavuşoğlu,
“60 görüşmede ne görüşüldüyse 61’incisinde de bunlar görüşülecek. Burada sadece deniz yetki alanları yok. Deniz yetki alanları için ayrı bir görüşme deseler, istikşafi yapmayalım deseler, o zaman evet ya da hayır deriz. O ayrı bir şey”
karşılığını verdi. Görüşmelerde tüm ihtilaflı meselelerin ele alınacağını belirten Çavuoğlu, “Kafa bulandırıcı açıklamalar yapmaya gerek yok.
Bu, müzakerelerden kaçmak anlamına da gelebilir. Biz Türkiye olarak uzun zaman aradan sonra İstanbul’da 25’inde yapılacak ilk toplantıda, tüm dosyaları açacağız.
Onlar, biz bunları konuşmak istemiyoruz derse, o zaman istikşafi görüşmenin bir anlamı yok” şeklinde konuştu.
Türkiye-Fransa ilişkilerindeki normalleşme çalışmaları konusunda Çavuşoğlu, Fransa Dışişleri Bakanı Jean-Yves Le Drian ile yaptığı son görüşmede bir yol haritası üzerinde mutabık kaldıklarını ve bir çalışma başlatıldığını anımsattı. Çavuşoğlu, “Cumhurbaşkanımız Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron’a bir geçmiş olsun mektubu gönderdi ve yeni yılını tebrik etti. Ve arkasından Fransızlar 4 alanda istişarelere başlayalım diye bize geri döndüler, biz de tamam dedik.
İki gün önce de Cumhurbaşkanımız’ın mektubuna cevaben Macron’un mektubunu aldık. Gayet olumlu, ilişkileri geliştirmek isteğini, Türkiye’ye atfettikleri önemi, Avrupa için özellikle ve önümüzdeki süreçte Cumhurbaşkanımız’la görüşmeyi de arzu ettiğini vurgulayan, güzel pozitif, hitabın da Türkçe olduğu (Mektup, el yazısı ile ‘Değerli Tayyip’ diye başlıyor) bir mektup aldık. Cumhurbaşkanımız da memnuniyetle görüşürüz dedi”
şeklinde konuştu. İki liderin görüşmelerine ilişkin video konferans ve telefon görüşmesinden bahsedildiğini anlatan Çavuşoğlu, istişare edilecek 4 alanı ise; ikili düzeydeki istişareler, terörle mücadele, Suriye ve Libya dahil görüş ayrılığına düşülen bölgesel konular ile eğitim işbirliği olarak sıraladı.
BRÜKSEL’DE HAZIRLIK TOPLANTISI
21 Ocak’ta gerçekleştireceği Brüksel temasları konusunda Çavuşoğlu, AB Dış İlişkiler ve Güvenlik Politikası Yüksek Temsilcisi Josep Borell ile yapacağı görüşmelerin Ursula von der Leyen ile Charles Michel’in ziyaretlerinde yapılacak toplantıya hazırlık niteliğinde olacağını anımsattı.
Çin ile yapılan suçluların iadesi anlaşmasını Uygur Türklerine bağlamanın haksızlık olduğunu belirten Çavuşoğlu,
“Bizim Uygur Türklerini iade edeceğimiz gibi bir konu hiç olmadığı gibi, şu ana kadar Çin’le yaşadığımız sorunların temelinde Uygur Türkleri hakkında çok talepleri oldu, biz vermedik. Uygur Türklerinin meselelerine duyarsız kaldığımız söylemleri doğru değildir. O gün Çin büyükelçisiyle aşı konusunun yanısıra Çin’e göndereceğimiz heyeti de konuştuk. Heyetimizi göndereceğiz”
dedi. Çavuşoğlu, Çin aşısı ile herhangi bir sorun olmadığını, ikinci aşamanın da siparişinin verildiğini, aşıların bundan sonra daha düzenli geleceğini kaydetti.
KKTC olmazsa Rumlar da olmaz
Çavuşoğlu, Doğu Akdeniz sorununu çözmek için Türkiye’nin önerdiği konferansın gerçekleşmesi konusunda en büyük sıkıntının KKTC’nin katılması olabileceğini belirterek,
“Kıbrıs’la hakça paylaşım olacağı için ya iki lider de katılır, siz KKTC’yi kabul etmiyorsanız biz de Rum tarafını tanımıyoruz, o zaman biz de onların katılmasına izin vermeyiz, dedik. Onlar için sanırım en büyük tereddüt sebebi o olabilir. Bu konuları 21 Ocak’ta Brüksel’de görüşeceğiz”
diye konuştu. Çavuşoğlu, bu konuda KKTC’nin gözlemci olarak katılması gibi farklı formüllere de kapalı olduklarını vurgularken, “Burada gözlemcinin olmasını kabul etmemiz mümkün değil. Çünkü iki tarafın arasında da gelir paylaşımı görüşülecek” dedi.
Somut adımları görmek istiyoruz
Körfez-Katar ilişkilerinin yumuşamasının ardından Türkiye’ye yönelik sıcak mesajlar geldiğinin anımsatılması üzerine Çavuşoğlu,
“Körfez’deki normalleşmeden memnunuz, bizler de destekledik. Bunun bölgeye de ilişkilerin gelişmesine olumlu etkisi olacaktır. Suudi Arabistan ile daha da pozitif bir atmosfer yaratılmasına katkısı sağlayacaktır. BAE’den de pozitif mesajlar geliyor. Ama biz somut şeyler de görmek istiyoruz. Eğer arzu ederlerse ve samimilerse biz de BAE ile ilişkilerimizi düzeltiriz. Aynı şekilde Mısır ile de ilişkilerimizi yoluna koyma konusunda olumlu adımlar atılırsa biz de aynı şekilde karşılık veririz”
dedi.