Fatih Sultan Mehmet döneminde 1456'da Osmanlı Devleti idaresine giren Limni Adası'ndaki Türk mimari eserlerinin izini süren Mehmet Emin Yılmaz, adada günümüze ulaşan Türk eserlerini ve tahrip olan eserlerin güncel durumunu anlattı.
Yılmaz, 1894 yılında ada nüfusunun 27 bin olduğunu, bu nüfusun 2 bin 500'ünü Türklerin oluşturduğunu, o dönemde adada 6 cami, 164 Rum kilisesi bulunduğunu söyledi.
Yılmaz, Osmanlı döneminde adada inşa edilen Türk eserlerinin çoğunun günümüze ulaşamadığını, büyük kısmının yıkıldığını, bir bölümünün ise tahrip olduğunu anlattı.
Yılmaz, adadaki Türk eserlerine ve durumlarına ilişkin şu bilgileri verdi:
Adadaki en eski yapılar kalede yer alan askeri binalar. Bunlar, Köprülü Mehmet Paşa Vakfı'na ait. Kale Camisi, kışla, tophane, koğuşlar, Saka Baba Türbesi ve Cezayirli Gazi Hasan Paşa'nın yaptırdığı kütüphane kalede bildiğimiz yapılar. Kale dışında da Hacı Hüseyin Medresesi, Mehmet Paşa Tabyası, Cami-i Cedid, Kapıkıran Mehmet Paşa'nın çeşmeleri var. Osmanlı'nın son döneminde de belediye binası, gümrük dairesi, deniz feneri gibi farklı türde yapıların inşa edildiğini biliyoruz. Ada merkezi dışında Türklerin yaşadığı Kornos, Ayabat, Lera ve Mondros'ta da camiler, çeşmeler ve çamaşırhaneler bulunuyordu. Bu yapıların büyük bir kısmı günümüze ulaşmamıştır."
Mutasavvıf Niyazi Mısri'nin 15 sene Limni Adası'nda sürgün geçirdiğini belirten Yılmaz, Mısri'nin ilk önce kaledeki camide kaldığını, daha sonra, kendi ölümünün ardından ismiyle anılacak olan yalıdaki camide ömrünü geçirdiğini söyledi.
Adada yıkılan ya da tahrip edilen Türk eserleri arasında Mısri'nin türbesinin de bulunduğunu ifade eden Yılmaz, şöyle devam etti:
Limni'den başka bir örnek veren Yılmaz, çarşı içerisinde yer alan Cami-i Cedid adıyla bilinen Hacı Hasan Ağa Camisi'nin nasıl tahrip edildiğini şöyle anlattı:
Yılmaz, Limni Adası'ndaki Türk mimari eserleriyle ilgili şu önerilerde bulundu:
"Uzmanların '17. asrın Yunus Emre'si' olarak nitelendirdiği büyük mutasavvıf Niyazi Mısri'nin kabri bulunmalı ve dergahın diğer binaları ihya edilmelidir. Bu yapılamıyorsa kabri, doğum yeri olan Malatya'ya veya asithanenin bulunduğu Bursa'ya nakledilmeli. Kalede harap haldeki caminin de acil onarıma ihtiyacı vardır. Adanın güneyinde 1. Dünya Savaşı'ndaki askerlerimizin defnedildiği ancak pek bilinmeyen bir de şehitliğimiz bulunmaktadır. Burasının da çevresi düzenlemeli."