Virüsün dünyaya yayılmasında Çin yönetimini suçlayan ABD Başkanı Donald Trump, “En başta dünyayı bilgilendirseler salgın durdurulabilirdi” dedi. Trump basın toplantıları ve sosyal medyada da koronavirüs için sürekli “Çin Virüsü” ifadesini kullandı. Bu ifadenin ırkçılık ve yabancı düşmanlığını teşvik ettiği eleştirilerine cevap veren Trump “Bu ırkçılık değil. Virüs, Çin’den geliyor. Ben sadece doğrusunu söylemek istiyorum” diye kendini savundu.
Ayrımcılığın yapıldığı bir diğer adres de virüsten en çok etkilenen İran oldu. Hapishanelerde virüse karşı hiçbir önlem almayan İran serbest bıraktığı mahkumlar konusunda ise çifte standart uyguladı. Fars kökenlilerin yoğun olduğu hapishaneler boşaltılırken, Tebriz gibi Türk yoğunluğu bulunan bölgelerdeki mahkumlar ise adeta ölüme terkedildi. Önlem alınmayışı, kötü şartlar ve ırkçı ayrım nedeniyle Tebriz Hapishanesi’nde isyan başlatan mahkumlar güvenlik güçleriyle çatıştı.
Doğu Türkistan Milli Meclis Başkanı Seyit Tümtürk, Çin zulmü altındaki Doğu Türkistan’da virüse karşı hiçbir önlem alınmadığını söyledi. Tümtürk, “Vuhan’daki 13 bin Çinli şehirden kaçıp temiz ve steril olan Doğu Türkistan’a geldi. Çinliler yüzünden bölge şu an virüsle pençeleşiyor” dedi. Seyit Tümtürk ayrıca, 2 milyona yakın Doğu Türkistanlının tutulduğu Çin toplama kamplarında kötü şartlar nedeniyle virüsün yayılmış olabileceğini vurguladı.
Londra’da Oxford Caddesi’nde 4 İngiliz, Çin kökenli Singapurlu bir genci darp etti. Olayı ırkçı bir saldırı olarak adlandıran Londra polisi, yabancı düşmanlığı yapan gençlerin Asya kökenli genci yumruklayıp, tekmelediği ve yüzünde hasara neden olduğunu açıkladı. Saldırı esnasında yaşadıklarını sosyal medyada yazan Jonathan Mok, “Beni tekmelemeye çalışan adam, ‘Ülkemde koronavirüs istemiyorum’ dedi ve sonra attığı yumrukla yüzüm kan içinde kaldı” mesajını paylaştı.
Irkçılığın bir diğer kurbanı da Güney Londra’da yaşayan Kayla Williams oldu. 3 çocuk annesi 36 yaşındaki siyahi Kayla Williams virüs belirtileri gösterdi. Kötüleşmesi üzerine gelen sağlık ekibi Williams’ın “durumunun öncelikli olmadığı” ve “hastanenin onu alamayacağını” belirterek test dahi yapmadan evde istirahat ve bol sıvı tüketimi tavsiye etti. Siyahi kadın ertesi gün öldü. Cenaze işlemi için gelen ekibin eşine kendini karantinaya almasını söylemesi, büyük ihmali ortaya çıkarttı.