Dünyayı kırmızı alarma geçiren Covid -19 salgını nedeniyle, vatandaşlar adeta eve kapanırken, evsizler ise yine sokakta kaldı. Yaşam şartları nedeniyle vücut dirençleri oldukça düşük olan evsizler, koronavirüs salgınında en büyük risk gruplarından birini oluşturuyor. İstanbul’da yaklaşık 10 bin evsiz yaşarken, bu kişiler temel ihtiyaçlarını giderebilmek için park, istasyon ve hastane gibi kalabalığın yoğun olduğu alanlarda yaşıyor. Bu durum da evsizlerin salgına maruz kalma riskini artırıyor.
6 yıldır her akşam evsizlere çorba dağıtan Çorbada Tuzun Olsun Derneği (ÇOTUN) yaptığı araştırmayla, evsizlerin salgındaki en önemli risk grubu olduğunu ortaya koydu. Raporda, koronavirüs salgınının en net belirtilerinden olan solumun güçlüğü şikayetinin evsizler arasında yaygınlaştığına dikkat çekildi. Amerika’da yapılan bir araştırmanın detaylarına yer verilen raporda, evsizlerin yüzde 30’unda kronik akciğer hastalığı tespit edildiği vurgulandı. 2014 yılında Türkiye’de yapılmış bir çalışmaya göre ise evsizlerin yüzde 19’u solunum güçlüğü şikayetiyle hastanelerin acil servislerine başvurdu.
Koronavirüs salgınında yaşlı bireylerin yaşamını yitirdiğine dikkat çeken ÇOTUN, yaşlı evsizlerin ciddi ölüm riski taşıdığına vurgu yaptı. Genç nüfusun ise izole olamadığı takdirde taşıyıcı olarak toplum sağlığını tehdit edeceğine dikkat çeken ÇOTUN Derneği Başkanı Ahmet Türker, “Dünya Sağlık Örgütü, herkesin kapalı alana alınması gerektiğini açıkladı. Bu açıklamaya evsizler de dahil. Herkes evinde ama evsizler dışarıda. Dünyada hiçbir devlet ihtiyacı karşılayacak kadar bütçe ayırmıyor, yer sıkıntısı var. Evsizlerin hem kendileri için hem de toplum sağlığı açısından sosyal izalasyon alanları oluşturulmalı” dedi. Sokakta çadır modeliyle sosyal izolasyon alanları oluşturulmasının hem pratik hem de ekonomik olacağını savunan Türker, “Belli alanlarda tek kişilik çadırlar mümkün olmuyorsa, küçük gruplar halinde karantina çadırları hazırlanabilir” diye konuştu.