NATO’ya girmek için Türkiye’nin “Terörle bağlarını kes” koşulunu yerine getirmeyen İsveç, İslam karşıtlığının da merkezi haline geldi. Nüfusunun yüzde 8’inden fazlası Müslüman olan İsveç’te, Neo Nazi yapılanmaların ve aşırı sol siyasetin güçlenmesiyle Müslümanlara yönelik nefret suçları, çirkin saldırılar ve İslam dinini hedef alan provokatif eylemler son 10 yılda had safhaya ulaştı. Geçtiğimiz hafta, Medbargareplatsen’de bulunan Stockholm Camii önüne geniş polis koruması altında gelen Irak asıllı Salwan Momika, çevredekilerin tepkisine rağmen Kur’an-ı Kerim’i yere atıp üzerine basarak İslam’a hakaret içeren sözler sarf etti ve ateşe verdi. Momika’nın skandal eylemine mahkeme 4 Nisan’da izin vermiş ve polis korumasında yapılmasına hüküm vermişti. “Fikir hürriyeti” kisvesi altında teröristlerin skandal eylemlerine müsaade eden İsveç, aynı bahaneye sığınarak, ülkede İslam düşmanlığının alan kazanmasına devlet eliyle destek oldu. İsveç hükümeti İslam karşıtı eylemlerin artmasına somut çareler üretmek yerine imjanın sarsılmasından endişe ediyor. Nitekim Dışişleri Bakanı Tobias Billström’ün, “İsveç’te Kur’an-ı Kerim’i yakma eylemi ülkenin iyi imajını kötüye çevirebilir” söylemi bunu kanıtlar nitelikte. Ülkedeki Nazilere ve teröre karşı harekete geçmeyen, İslam düşmanlığını körükleyen faaliyetlere göz yuman Stockholm yönetimini Türkiye’nin NATO bünyesinde müttefik olarak kabul etmesine “imkansız” gözüyle bakılıyor.
Geçtiğimiz aylarda aşırı sağcı politikacılardan Rasmus Paludan, İsveç’te farklı tarihlerde defalarca kez Kur’an-ı Kerim yakma eylemi gerçekleştirdi. İlk skandal eylemini 2019’da Danimarka’da gerçekleştiren Paludan, Nisan 2022’de de İsveç’in Linköping kentinde polis koruması altında Kur’an-ı Kerim’i ateşe verdi. Tepkilere aldırış etmeyen Paludan’ın rezil gösterisi, Ocak 2023 yılında bir kez daha polis korumasında gerçekleşti. Irkçı siyasetçi, Türk büyükelçiliği önünde Kur’an-ı Kerim yakarak Müslümanları hedef aldı. Çirkin eyleme karşı çıkan bölge halkı güvenlik güçleri tarafından engellendi.
Paludan’ın Kur’an yakma eylemleri ülke genelindeki İslam düşmanlarına da ilham oldu. 2020 yılında İsveç’te aşırı sağcı grup, Paludan’ı örnek alarak Kur’an-ı Kerim’i tekmelediği ve yaktığı görüntüleri sosyal medyada yayınladı. Olaya tepki gösteren Müslümanlar sokaklara döküldü. Fikir hürriyeti kisvesi altında Kur’an yakılmasına müsaade eden İsveç yönetimi, skandal eylemi protesto eden Müslümanlara izin vermedi. “İslam karşıtlığına dur de” sloganları atılan gösterilere İsveç polisi sert müdahalede bulundu. Göstericiler ile polis arasında arbede yaşanırken, güvenlik güçleri ses bombası ve göz yaşartıcı gaz kullandı. Onlarca kişinin hastanelik olduğu olaylarda 20 kişi “İslam dinine saygısızlığa tepki gösterdiği için” gözaltına alındı.
Ülke genelinde Müslümanlara yönelik saldırılar kabul edilemez boyutlara ulaşırken, aşırı sağcılar çok sayıda camiyi kundakladı. Özellikte 2014 yılında, her ay bir olmak üzere totalde 12 caminin kundaklandığı kayıtlara geçti. Bu vakalardan en ciddi olanı, Eskilstuna kentinde yaşandı. Öğlen namazı saatinde, 15-20 kişinin bulunduğu sırada aşırı sağcı bir grup, camiyi içine molotof fırlatarak ateşe verdi. Saldırı da 5 kişi ağır yaralanırken, cami kullanılamaz hale geldi.
Eslöv kentinde bulunan bir cami de 2014’ün aralık ayında ateşe verildi. Caminin birkaç sokak ötesindeki bir mescidin de camları kırıldı. Geçtiğimiz sene ise, Stockholm’de bir caminin kapılarına Nazi sempatizanı aşırı sağcılar gamalı spreyle gamalı haç çizdi, duvarlarına Müslümanlara yönelik hakaret dolu ifadeler yazdı. Aşırı sağcılar, aynı caminin kapısına ise tahrif edilmiş bir Kur’an bırakarak saygısızlığı en üst seviyeye çıkardı. 2021 yılında ise, Malmö’deki Müslüman mezarlığı büyük oranda tahrip edildi. İsveç güvenlik güçleri olaylar sonrasında tutanak tutmaktan öteye gitmezken, saldırıların sorumluları bulunamadı.
Uluslararası raporlar da İsveç’te Hristiyanlardan sonra en büyük çoğunluk olan Müslümanların, ırkçılığa ve nefret suçlarına en fazla maruz kalan topluluk olduğunu teyit eden çalışmalar yayınladı. Bunun yanı sıra İsveç’teki Eşitlik Denetleme Kurumu verilerine göre, 2015-2021 verilerine göre ülke genelinde din kaynaklı 1293 şiddet vakasının büyük kısmı Müslümanlara yönelik gerçekleşti. Sadece 2020 yılında İslam karşıtı 330 nefret suçu gerçekleştirildi. Raporlara göre en büyük mağduriyeti türbanlı kadınlar ve çocuklar yaşıyor. 2013 senesinde başörtülü hamile bir kadının yaşadığı korkunç olay, ülkedeki İslam düşmanlığının boyutunu gözler önüne serdi. Yolda yürüyen kadın, aşırı sağcı bir saldırgan tarafından darp edildi. Saldırgan kadının başörtüsünü yırtarken, kafasını defalarca kez arabaya vurdu, ardından yerde sürükledi. Bir hafta sonra aynı kadın birkaç kişi tarafından köşeye sıkıştırıldı ve bir kez daha feci şekilde darp edildi.
Ülke genelinde sosyal kurumlar vasıtasıyla Müslüman aileler üzerinde de büyük baskı oluşturuluyor. Her sene binlerce Müslüman çocuk, çeşitli gerekçelerle ailelerinden alıkonularak Çocuk Esirgeme Kurumu’na veriliyor. Ülkede sosyal güvenlik kurumu memurlarının ve polisin, ebeveyne haber vermeden çocukları alı koymasına olanak tanıyan yasalar mevcut. İsveç’teki Müslüman aileler, çocuklarının kendilerine bir uyarı yapılmadan okul çıkışı kaçırıldığını ve çocuk esirgeme kurumlarına verildiğini ifade ediyor. Alıkonulan çocuklar, kısa zaman sonra Hristiyan ailelere evlatlık veriliyor. İsveç, evlatlık edinen ailelere çocuk başına aylık 2 bin dolardan fazla ücret ödüyor. Çoğu ailenin para için çocuk evlat edindiği, çocukların şiddete ve cinsel istismara maruz kaldığı da defalarca kez raporlandı.
İsveç’te 28 Haziran’da Kurban Bayramı’nın ilk gününde Kur'an-ı Kerim’in yakıldığı provokatif eylemin ardından acil olarak Suudi Arabistan’ın Cidde kentinde toplanan İslam İşbirliği Teşkilatı (İİT) yazılı açıklama yayımladı. açıklamada, BM Şartları ile İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi dahil olmak üzere diğer uluslararası anlaşmalarda yer alan ilke ve hedeflere atıfta bulunularak İsveç’te yaşanan olaya büyük tepki gösterildi. Kur'an-ı Kerim’in yakıldığı provokatif eylem kınanarak, “İsveç ve Avrupa Birliği Komisyonu'ndan ifade özgürlüğü bahanesiyle bu suç eyleminin tekrarlanmaması için gerekli tedbirleri almaya davet ediyoruz” denildi.
İsveç teröre açıkça destek veriyor. Öyle ki, terör örgütü PKK/YPG'nin lojistik üslerinden biri olarak biliniyor. Teröristler, uluslararası hukuka aldırmadan ülkede rahatça faaliyet yürütüyor. Ülke genelinde PKK adına para toplanıyor, eylemler düzenleniyor. İsveç hükümeti de, STK’lar vasıtasıyla PKK’ya milyonlarca dolar mali destek sağlıyor. PKK/YPG'ye bugüne kadar 210 milyon dolar destek veren İsveç, bu desteği 2023 yılında 376 milyon dolara çıkarmayı planlıyor. Diğer yandan FETÖ ve DHKP-C firarilerinin de güvenli limanı olarak İsveç ön plana çıkıyor.