İsrail vatandaşı Yahudiler arasında az sayıda da olsa hükümetin Filistinlilere yönelik saldırgan politikalarına karşı çıkan ve bu meseleye askeri yöntemler yerine insan hakları temelinde bir çözüm bulunması gerektiğini savunan kişiler de var.
Bu durum "moral bozucu" olarak niteleyen Neiman, kendisi gibi düşünen bazı Yahudilerin de içerisinde olduğu uluslararası bir kampanya yürüterek Filistinlilerin haklarını savunmaya çalıştıklarını söyledi.
İsrail saldırılarında 2 binden fazla Filistinlinin hayatını kaybettiği 2014 yılındaki savaştan beri yürüttükleri bu kampanyaya bazı İsrailli gençlerden de destek geldiğini belirten Neiman, özellikle ABD'deki Yahudiler arasındaki gençlerden gelen desteğin arttığına dikkati çekti.
Neiman, bugün ABD Kongresi'nde Ilhan Omar ve Rashida Tlaib gibi ABD'nin İsrail politikalarına karşı sesini yükselten insanlar olduğunu vurguladı.
İsrail'in Filistinlilere yönelik mevcut politikalarında kısa vadede muhtemel bir değişiklik olmasını beklemediğini belirten Neiman şöyle devam etti:
"Bununla birlikte daha fazla sayıda İsraillinin mevcut İsrail politikalarının bir çıkmaz sokak olduğunu anlayacağını öngörüyorum. Bu politikalar işe yarayamaz. 2014'te daha çok İsrailli (Binyamin) Netanyahu'nun ve İsrail ana akım siyasilerinin bir şekilde bu sorunu çözeceğine inanıyordu. Şimdi ise bence burada bir kriz olduğu ve bunun askeri politikalarla çözülemeyeceği yönünde etraflı bir anlayış var."
İsrail vatandaşı bir Yahudi olarak kendisinin bu meseleye yaklaşımının "evrensel insan hakları temelinde" olduğunu belirten Neiman, Uluslarası Af Örgütü gibi insan hakları örgütlerinin çabalarını desteklediğini söyledi.
Yahudi ya da Filistinli kimseye ayrımcılık yapmadan haklarının tanınmasından başka çözüm olmadığını düşündüğünü ifade eden Neiman, sözlerini şöyle tamamladı:
"İnsanların tamamına ayrımcılık olmadan eşit hakların tanınması gerek. Din ya da etnik temele bakmadan eşit haklar tanınmalı. Bu Yahudilere de eşit hak verilmesi anlamına geliyor ama tabii şu anda hakları verilmeyenler Filistinliler. Benim yaklaşımım bu şekilde. İnsan haklarının eşit şekilde herkese sağlanması. Peki bunu nasıl elde edeceğiz? Burası asıl karmaşık kısmı tabii. Bunun için yürüttüğümüz kampanyalara devam etmeliyiz.
Bunlardan en önemli olanlarından biri İsrail'i boykot hareketi olan BDS hareketi. Bir diğeri de buradaki insan hakları ihlallerini soruşturan Uluslararası Ceza Mahkemesi. Benim de imzaladığım bir mektubu 250 İsrailli daha imzaladı ve bunu UCM'ye vererek muhtemel savaş suçlusu olan İsrailli bazı üst düzey yetkileri soruşturmasını istedik."