İsrail askerlerinin işgal altındaki Batı Şeria'nın El Halil kentinde pazar günü yaşanan olaylarda gözaltına aldığı down sendromlu Muhammed et-Tavil, maruz kaldığı muameleyi anlattı.
El Halil'in eski şehir bölgesinde neredeyse herkesin tanıdığı Filistinli genç, İsrail askerlerinin ABD'nin Kudüs kararını protesto etmek için düzenlenen gösterilere müdahalesi sırasında gözaltına alındı.
Aynı bölgede yaşayan Yahudi yerleşimcileri korumak için konuşlu İsrail askerlerinin de tanıdığı ve durumunu bildiği Tavil'i yaka paça ederek gözaltına alması büyük tepki çekti. Tavil, gözaltına alınma görüntülerinin sosyal medyada yayılmasıyla dünya kamuoyunda da gündem oldu.
El Halil'deki bir iş merkezinin önünde AA muhabirine konuşan Filistinli genç, "Yine her zamanki bölgede yürürken bir anda bir asker kollarımdan tuttu ve ellerimi bağlayarak beni karakola götürdü." dedi.
Tavil, İsrail askerleri tarafından bir saat kadar gözaltında tutulduğunu ve kendisine şiddet uygulandığını belirterek, "Önce dövdüler beni, sonra bıraktılar." ifadesini kullandı.
Down sendromlu Muhammed'in babası Hızır et-Tavil ise AA muhabirine yaptığı açıklamada, çok hareketli olan ve çevrede sürekli gezen oğlunu El Halil'de herkesin bildiğini, hatta eski şehir bölgesindeki İsrail askerleri tarafından da tanındığını vurguladı.
İsrail askerlerinin birçok defa Muhammed'e sıkıntı çıkardığını belirten Tavil, insan hakları kuruluşlarına İsrail'in başta engelliler olmak üzere Filistinlilere yönelik saldırılarını durdurmak için müdahale etme çağrısında bulundu.
El Halil'in Bab ez-Zaviye bölgesinde yaşanan olaylar sırasında Muhammed'in İsrail askerleri tarafından gözaltına alınmasını fotoğraflayan Amir eş-Şelvedi de down sendromlu gencin "tüm yalvarmalara rağmen" gözaltına alındığını söyledi.
Bölgede bulunan gazetecilerin durumunu bildirmesine rağmen İsrail askerlerinin Muhammed'i gözaltına aldığını vurgulayan Filistinli fotoğrafçı Şelvedi, şunları söyledi:
Filistin Kurtuluş Örgütü (FKÖ) Üyesi Vasıl Ebu Yusuf, İsrail'in Filistin halkına yönelik ihlallerini sürdürerek tüm uluslararası hukuku çiğnediğini ifade etti.
ABD Başkanı Donald Trump'ın 6 Aralık'ta Kudüs'ü İsrail'in başkenti olarak tanıyan kararını açıklamasının ardından, Filistinliler, başta işgal altındaki Doğu Kudüs olmak üzere Batı Şeria ve Gazze sınırında protesto gösterileri düzenlemiş, İsrail güçlerinin müdahalesinde yüzlercesi yaralanmıştı.
Filistin ile İsrail yönetimi arasında 1995'te imzalanan "İkinci Oslo Anlaşması" çerçevesinde Batı Şeria, A, B ve C bölgelerine ayrılmıştı.
Yüzde 18'i kapsayan "A Bölgesi"nin yönetimi idari ve güvenlik olarak Filistin'e, yüzde 21'lik "B Bölgesi"nin idari yönetimi Filistin'e, güvenliği ise İsrail'e devredilirken, yüzde 61'ini kapsayan "C Bölgesi"nin idari yönetimi ve güvenliği İsrail'e bırakılmıştı.
Anlaşmaya göre, nihai çözüm sağlanana kadar taraflar sahadaki gerçekliği değiştirecek adımlar atmayacaktı. Ancak İsrail bu bölgeye Oslo Anlaşması'nı ihlal ederek, Yahudi yerleşimcileri yerleştirmeye ve askeri karargâhlar kurmaya devam etti.
İsrail ile Filistin arasında 1997'de yapılan anlaşma ile El Halil kenti ise H1 ve H2 olmak üzere iki kısma ayrılmıştı. Kentin yüzde 80'i tümüyle Filistin yönetiminin kontrolüne, yüzde 20'lik bölümü ise güvenlik bakımından İsrail'e, idari olarak Filistin'e bağlanmıştı. İçinde Harem-i İbrahim'in de bulunduğu Eski Şehir bölgesi de H2 olarak tasnif edilmiş ve İsrail askerlerinin kontrolüne bırakılmıştı.
Eski Şehir bölgesinde kurulan Yahudi yerleşim biriminde yaklaşık bin kişilik bir Yahudi grup iskân edilmiş durumda.