İşgal altındaki Doğu Kudüs'te iki yıl önce otomobilindeki tüpün patlaması sonucu vücudunun yüzde 60'ı yanan, Filistinli tutuklu Ceabis yazdığı mektubunda, özel bakım ve tıbbi yardıma muhtaç olduğunu İsrail makamlarınca ihmal edildiğini belirtti.
İşgal altındaki Doğu Kudüs'te yaklaşık iki yıl önce otomobilindeki tüpün patlaması sonucu vücudunun yüzde 60'ı yanan, ancak olayda yakındaki bir İsrail askerinin de yaralanması nedeniyle 11 yıl hapis cezasına çarptırılan Filistinli tutuklu İsra Ceabis yazdığı mektubunda, özel bakım ve tıbbi yardıma muhtaç olmasına rağmen İsrail makamlarınca ihmal edildiğini bildirdi.
Filistin toplumunda iyilik ve yardımseverliğiyle bilinen Ceabis, yaşadığı olay öncesi süreçte, işgal altındaki Doğu Kudüs’te bulunan yetimhanelere, kreşlere, hasta bakım evlerine ve hastanelere gider, palyaçoluk yapar, küçük çocukların yüzüne tebessüm ifadeleri çizer, insanları mutlu etmeye çalışırdı.
İşgal altındaki Doğu Kudüs’ün Zaim kontrol noktası yakınında 11 Haziran 2015’te meydana gelen patlamada bir İsrail askeri de hafif yaralandı. Ancak İsrail makamları, meydana gelen patlamayı, o dönem yaşanan olaylar çerçevesinde değerlendirerek ağır bir şekilde vücudu yanan Filistinli genç kadını, askeri kontrol noktasına saldırı düzenlemekle suçladı.
Ceabis, olaydan önce 10 yaşındaki oğlu Mutesim’in İsrail tarafından Kudüs’te yaşayan Filistinlilere verilen Kudüs kimliğini alabilmesi için yaşadığı Eriha’daki, bazı eşyalarını Kudüs’ün Cebel el-Mukebbir bölgesindeki yeni evlerine taşıyordu.
Tutuklandıktan ancak 1 yıl dört ay sonra oğlu Mutesim’i görebilen Ceabis'e, - işgal altındaki Batı Şeria kimliğini taşıdığı için oğluna konulan yasak nedeniyle- bir daha Mutesim'le görüşme izni verilmedi.
Ceabis, oğlu ile görüştürülmediği gibi aynı zamanda yeterli tedavi görmediği için kaldığı hapishanede hastalık ve büyük acılarla da boğuşuyor.
Kız kardeşinin kendi işini göremeyecek derecede ve yardıma muhtaç olduğunu ifade eden abla Ceabis, kız kardeşine İsrail’in başkenti Tel Aviv yakınlarındaki HaSharon hapishanesinde tutuklu bulunduğu süre içerisinde 50’li yaşlarındaki Filistinli tutuklu kadın Âliye el-Abbasi’nin (Umm Musa) yardımcı olduğunu söyledi.
Abla Ceabis, kız kardeşinin kendisine Umm Musa’nın serbest bırakıldıktan sonra "Kendimi yetim kalmış hissediyorum. Evet Umm Musa’nın özgürlüğüne kavuşmasını tabii ki de istiyordum. Ancak şimdi sanki vücudumdan bir parçanın zorla koparıldığını hissettim.” şeklindeki ifadelerle yaşadığı hissiyatı anlattığını aktardı.
Yakın zamanda ablası Muna’ya yazdığı ve daha sonra sosyal medyada yayımlanan mektubunda Ceabis, yaşadığı acıların ve mağduriyetlerin tedavisi için İsrail Cezaevleri İdaresine baskı yapma çağrısında bulundu.
Ceabis, yaşadıklarını anlattığı mektubunda, "Herkesten sesimi duymalarını istiyorum" diyerek şunları söyledi:
Sağlığına kavuşması için acilen ameliyat olması gerektiğini belirten Ceabis mektubunda, "Kramplarımın hafiflemesi ve günlük kişisel işlerimi yapabilecek kadar sağlığa kavuşmam için çok acil ameliyat olmam gerekiyor ama tutukluluğumdan beri hapishane yöneticileri ameliyatın tarihini erteleyip duruyorlar. Bana bir tarih söylüyorlar, o gün gelince ‘ameliyat tarihi değişti, başka bir tarihte olacak’ diyorlar ancak hep erteliyorlar. Oysa benim sağlık durumum günden güne daha kötüye gidiyor.” ifadelerine yer verdi.
“Kendi yüzüme bakmaktan korkuyorum”
Yaşadığı patlama olayında 8 parmağını da kaybeden Ceabis mektubunda, “Vücudumdaki yanıklardan dolayı kıyafet giyerken zorlanıyorum, tek başına giyemiyorum, her seferinde çok acı çekiyorum. Hapishane yöneticileri bana hiç yardımcı olmuyor.” ifadelerini kullandı.
Ceabis, “Psikolojim iyi olmadığı için konuşulanları algılayamıyorum, dikkat kaybı yaşıyorum.” diyerek durumunu şu sözlerle ifade etti:
“Ben sadece esaretin zorluklarına katlanan bir esir değilim”
Ceabis, yaşadığı durumdan dolayı büyük bir mahcubiyet duyduğunu belirttiği mektubunda, “Ben içimdeki seslerden çok yoruldum, şahsi her işim için birine muhtaç olmam acımı artırıyor ve mahcubiyet hissediyorum. Sağlık durumum günden güne kötüye gidiyor. Her an patlayacak bir volkan gibiyim, hıçkıra hıçkıra ağlamak, bağırmak istiyorum. Gerçekten psikoloğa ihtiyacım var. Tedavi olmam gerekiyor. Psikolojim bozuk olduğu için canım yemek yemek de istemiyor. Hiç iştahım yok. Gün boyunca çok az yiyebiliyorum.” ifadelerini kullandı.
Psikolojik tedavinin yanı sıra yaşadığı mağduriyetlerin giderilmesi için ameliyata da ihtiyacı olduğunu belirten Ceabis, insanlara çağrıda bulunduğu mektubunu şöyle sonlandırdı: