Berlin'de iki gün süren ve Türkiye’nin by-pass edilerek 240 katılımcı ile gerçekleştirilen 'Alman İslam Konferansı' dün tamamlandı. Türkiye ve DİTİB’in (Diyanet İşleri Türk İslam Birliği) ülkesinde yaşayan Türkler başta olmak üzere Müslümanlar üzerindeki etkisini azaltmak isteyen Almanya’nın kontrolündeki konferansa Türkiye ve DİTİB davet edilmedi.
Ancak 240 yakın katılımcının yer aldığı konferans, Türkiye ve İslam karşıtlarının geçidine sahne oldu. Konferansa, bir kilisenin odasını kiralayıp mescit yapan, FETÖ destekçisi Seyran Ateş, Türklere ve Müslümanlara karşı açıklamaları bulunan Almanya'nın Kuzey Ren Vestfalya Eyalet Uyum Müsteşarı Serap Güler, Sozialdienst muslimischer Frauen SmF e.V.(Müslüman Kadınlar Sosyal Hizmetleri Derneği) Başkanı Ayten Kılıçarslan, Osnabrück Üniversitesi İslam İlahiyat Fakültesi Başkanı Bülent Uçar, Türkiye düşmanı siyasetçi Cem Özdemir, Mısır kökenli Hamed Abdel Samed, El Hamra Derneği’nden yetkililer gibi isimler katıldı.
Alman Hükümetinin destek ve yakın takibinde olan konferansın organizasyonu için büyük çaba harcayan İçişleri Bakanı Horst Seehofer, buluşmanın başkanlığını da yaptı. Seehofer, Türkiye’nin dini personel desteğine gönderme yaparak “Yurt dışından finansmanı bitirmek istediğimizde hepimiz hemfikiriz” dedi. Seehofer, “Müslümanları temsil edecek bir muhatap gerekiyor. Şu an çok fazla grup var, bize daha az Müslümanları temsil eden muhatap gerekiyor” diye konuştu.
Kuzey Ren Vestfalya Eyalet Uyum Müsteşarı Serap Güler, konuşmasında DİTİB ve Türkiye’ye yönelik çarpık bakışını ortaya koydu. Güler, “Erdoğan’ın DİTİB başkanına karar vermesini, seçmesini kabul etmiyorum. Yurt dışından müdahaleler olduğu müddetçe Alman İslamından bahsedilemez” dedi. Güler'in toplantıdaki davranışları ve giyim tarzı, Müslümanlar tarafından büyük tepki ile karşılandı. Güler, daha önce de başörtüsü yasağını destekleyen açıklamalarda bulunmuştu.
Müslümanların tepkisine neden olan konferansa ilişkin başka bir gelişme ise yemek servisine ilişkin oldu. Öğle arasında yapılan açık büfe yemek ikramında menüde domuz eti de yer aldı. Katılımcılar İslam Konferans'ında kendilerine domuz eti servis edilmesine tepki gösterdi. Türk-İslam sentezinin yanlış olduğunu savunan Bülent Uçar ise kendisinin Alman Müslümanı olduğunu söyledi.
Almanya, sözde İslam Konferası ile DİTİB'in etkisini azaltmayı hedefliyor. DİTİB'e karşı liberal camiler kurmak planlanıyor. Bu noktada 'dinler arası diyalog' sözünü ağzından düşürmeyen FETÖ devreye girecek. DİTİB imamlarının Türkiye'den gelmesinin önüne geçilecek. Camilere Almanya'nın istediği gibi yön verebileceği imamlar yerleştirilecek. Öte yandan Die Welt gazetesi de, "Ankara'nın DİTİB (Diyanet İşleri Türk İslam Birliği) görevlilerinin yeri Türkiye'dir" yorumuna yer vererek Türkiye'nin gurbetçileri bilgilendirmek için görevlendirdiği din görevlilerini hedef gösterdi.
DİTİB’in hedefe koyulduğu bir diğer açıklama ise siyasetçi Alman devleti tezlerini destekçisi Cem Özdemir’den geldi. Özdemir, “Federal Almanya’nın merkezindeki ve eyaletlerdeki partilerin İslami kurumların reform eğilimlerini, tamamen yanlış hesapladılar. Bunun özellikle Diyanet İşleri Türk-İslam Birliği (DİTİB) için geçerli” dedi.
Seyran Ateş ve Cem Özdemir'in de aralarında bulunduğu bir grup, Almanya'da 'Seküler İslam Girişimi' kurmuştu. Girişim, “çağdaş İslam anlayışının” sesi olmayı hedeflediğini iddia ediyor. Frankfurter Allgemeine Zeitung ise Cem Özdemir'in İslam'ı dejenere edilmesinde gösterdiği performansı, "Almanya'daki İslam'a bakış açısında umutlandıran değişiklikler oluyor. Bunu önce Cem Özdemir gibi Yeşiller partili politikacılara borçluyuz. Yıllar önce çok kültürlü toplum mücadelesi verenlerin şimdi Müslüman cemaatlerine çok esnek davranıldığı eleştirisinde bulunacakları kimin aklına gelirdi?" ifadeleriyle övdü.