Irak’ta parlamentoyu basan Şii lider Mukteda Sadr destekçilerinin, İran destekli başbakan adayı Muhammed Şiya es-Sudani’yi protestosu sürüyor. Diplomatik kaynaklar çatışmayı “Şii iç mücadelesi” olarak niteliyor.
Irak’ta yıllardır süre gelen siyasi istikrarsızlık sokağa taştı. Geçen hafta Şii lider Mukteda es-Sadr destekçilerinin Irak Parlamentosu’nu basarak İran destekli başbakan adayı Muhammed Şiya es-Sudani’yi protestosu hala sürüyor. Ekim ayında gerçekleştirilen seçimlerin ardından 329 milletvekiline sahip mecliste 73 sandalye ile en çok temsil hakkı kazanan Sadr Hareketi, görüşmelerden bir sonuç alamamış, hükümeti kuramamıştı. Hükümet kurma sırası da seçimi 37 koltukla ikinci sırada tamamlayan Nuri el-Maliki’nin ‘Kanun Devleti Koalisyonu’na geçmişti. Parlamento baskını da Maliki’nin Sudani’yi başbakan adayı olarak sunmasının ardından gerçekleşti. Sadr destekçilerinin meclis baskınının ardından eski Başbakan Nuri el-Maliki’nin elinde silahla sokakta görüntü vermesi ise ülkede iç savaş çıkabileceğine dair endişeleri artırdı. Ülkedeki son durumu değerlendiren Ankara’daki diplomatik kaynaklar, etnik ve mezhepsel ayrışma ile İran’ın nüfuz arayışının Irak’taki siyasi istikrarın önündeki en büyük engel olduğunu belirtti.
Irak’ta peşin kabul edilmiş etnik ve mezhebe dayalı parçalı bir yapı bulunduğunu söyleyen diplomatik kaynaklar, yaşananların bir ‘Şii iç mücadelesi’ olduğunu dile getirdi. Seçimlerin ardından yaklaşık 10 aydır hükümet kurulamamasının perde arkasında ise Şii grupların arasındaki güç mücadelesi ve pay alma kavgası olduğunun altını çizdi. Kimsenin Irak’ın geleceğini düşünmediği belirtilirken, “Burada ideolojik bir ayrım yok” ifadesi kullanıldı. İran’ın Bağdat’ta kolay yönlendirebileceği aktörleri destekleyerek etkisine açık bir hükümet görmek istediğini vurgulayan kaynaklar, Sadr’ın İran’ın Irak’ta çalışmak isteyeceği son isimlerden biri olduğunu kaydetti. Sadr’ın sokakta güçlü bir imaja sahip olduğu ifade edilirken, Şii liderin dini kimliğinden ziyade yolsuzlukla mücadele ve devleti temizleme gibi iddialarla ön plana çıktığı kaydedildi.
Ülkedeki siyasi istikrarsızlık ikliminin kaynağında ABD’nin 2003 yılında Irak’ı işgali olduğunu dile getiren diplomatik kaynaklar, işgal sonrası kurulan yapının Irak’ı bir Şii ülkesi pozisyonuna ittiğini ancak Irak’ın iç dinamiklerinin İran’dan çok farklı olduğunu; popüler bir ifadeyle Irak’ın İran olmayacağını aktardı. Ülkedeki Kürt ve Sünni grupların yanı sıra Irak’taki Arap Şiiliğinin İran Şiiliğinden epey farklı olduğu dile getirilirken, Tahran’ın en büyük arzusunun bölgesel çıkarlarını tanıyan bir ismin Bağdat’ta başbakanlık koltuğunda oturması olduğu ifade edildi.
KIVILCIM PATLAMAYA SEBEP OLUR
Sadr’ın destekçilerinin aksine İran’a yakın Şii grupların disiplin problemi olduğu, sokak olaylarında meydana gelebilecek bir kıvılcımın patlamaya sebep olabileceği dile getirildi. Sadr’ın, olası iç savaşa sebep olma ihtimalinden kaçınacağı bildirilirken, taraflar arasında bir anlaşmanın da muhtemel olduğu ifade edilerek; iki ucun da açık olduğu vurgulandı.
SÜNNİLER BU KAVGAYA DAHİL OLMAZ
Irak’ta tüm tarafların kurumsallaşma problemi olduğunu belirten diplomatik kaynaklar, meselelerin kişiler üzerinden ilerlediğini ve bu bağlamda Sünni liderlerin, Şii gruplar arasındaki mücadeleye dahil olmayacağını düşündüğünü söyledi. Buna rağmen Sünni grupların Bağdat’ta olan biteni yakından takip ettiği aktarılırken olası bir anlaşmada Sünni ve Kürt grupların hükümet kurulması aşamasında önemli bir ağırlığa sahip olabileceği belirtildi.
IRAKLI KİMLİĞİ OLUŞTURULAMADI
Ankara’daki diplomatik kaynaklar, yakın veya uzun vadede Irak’ta siyasi istikrarın sağlanabilmesinin mümkün olmadığını vurgularken Irak siyasetinin miyop olduğunu, sorunların bugünden yarına çözülmeye çalışıldığını belirtti. Uzun vadeli bir perspektif ortaya konulamadığının altını çizdi. Bu durumda terör, su ve enerji gibi ülkenin ana sorunlarının çözülemediği kaydedilirken mevcut yapının güçlü bir hükümete izin vermediği; bunun da istikrarsızlığı beraberinde getirdiği ifade edildi. Irak’ın anayasal olarak etnik ve mezhepsel zeminde üçe ayrıldığı hatırlatılırken sokaktaki halkın da siyaseti bu parametreler üzerinden okuduğu ve bir ‘Iraklı’ kimliğinin oluşturulamadığı dile getirildi.
Eylemciler Meclis’e çadır kurdu
Irak’ın başkenti Bağdat’ta hükümet binalarıyla yabancı misyon temsilciliklerinin bulunduğu Yeşil Bölge’de bulunan Sadr Hareketi’ne bağlı kişiler, Meclis binasındaki oturma eylemlerine ikinci gününde devam ediyor. Sadr Hareketi lideri Mukteda es-Sadr’a bağlı binlerce kişi, Yeşil Bölge’nin içerisinde bulunan parlamento binasındaki dün başlattıkları oturma eylemlerini sürdürüyor. Sadr destekçileri öğlen namazını da cemaat olarak burada kıldı. Protestocular, yiyecek ve içeceklerini de meclis bahçesinde kurdukları hayır çadırlarından temin ediyor. İçlerinden bir grubun kirlettikleri meclis binasının içerisini süpürerek temizlemeye çalıştığı da görüldü. Sadr Hareketi’nin üst düzey yetkilileri de zaman zaman göstericilerle bir araya gelerek, meclisteki eylemlerine devam etmeleri mesajları veriyor. Liderleri Sadr da, yayınladığı bir fotoğrafta protestocular için dua ettiğini açıkladı. Mukteda es-Sadr destekçisi binlerce kişi son bir haftada Yeşil Bölge’yi ikinci kez bastı.