İşgalci İsrail'in Gazze'deki katliam savaşında 150'inci gün geride kaldı. Uluslararası Adalet Divanı'nın (UAD) bir ay önce Gazze'deki soykırımın durdurulması, insani yardımların girişine izin verilmesi ve delillerin karartılmamasını istemesine rağmen İsrail bu konuda hiçbir adım atmadı.
İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi'nde Uluslararası Hukuk alanında çalışmalar yapan Deniz Baran, Uluslararası Adalet Divanı'nın (UAD) tedbir kararı almasının üzerinden bir ay geçmesine rağmen İsrail'in kararın gerekliliğini yerine getirmemesini Yeni Şafak'a değerlendirdi. Baran, UAD kararının İsrail üzerinde tesiri olması için Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi'nin (BMGK) yaptırım gücünü kullanması gerektiğine dikkat çekti ve ABD'nin veto haklarıyla BMGK'yı kilitlemesinin bunu engellediğini hatırlattı. Mahkeme sürecinin Gazze’deki vahşetin uluslararası gündemden düşürülmemesine katkıda bulunduğunu dile getiren Baran, İsrail’in eylemlerinin karşısında duran devletlerin ellerindeki tüm araçlarla ulusal ve uluslararası kamuoyu yaratarak BMGK'ya baskı kurması gerektiğinin altını çizdi.
KARARA RAĞMEN TOPLU KATLİAMLAR
Baran ayrıca, Güney Afrika'nın açtığı davaya Nikaragua'nın da katılım için başvurusu yaptığını hatırlatarak diğer devletin hükümetlerinin de her ne kadar davanın gidişatı üzerindeki tesiri büyük olmasa da uluslararası baskıyı artırmak için benzer bir yola başvurabileceğini belirtti. Ayrıca ve sivil toplum kuruluşlarının ve medyanın da hem Gazze’deki durumun gündemden düşmemesi hem hükümetlerin yönlendirilmesi hem de işlenen hukuksuzluklara dair verilerin toplanması hususunda rol oynadığını ekledi. UAD'ın İsrail'den Gazze'deki askeri operasyonlarını durdurmasını istemesinin üzerinden bir ay geçmesine rağmen İsrail, kararı uygulamak yerine savaş suçlarını artırdı. Middle East Eye'nin (MEE) haberine göre işgal ordusu, son bir ayda en az 10 ve üstü sivilin yaşamını yitirdiği 13 saldırı gerçekleştirdi. Saldırılarda 3 binden fazla çocuk ve kadın öldürüldü, binlercesi de yaralandı. İşgalci güç, Gazze'ye yönelik yardımların girmesini de engellemeye, nüfusun açlık ve susuzluktan ölümle burun buruna gelmesine sebep oldu. UAD'ın kararının İsrail hükümetinin tedbir taleplerine ne kadar uyduğunu bildirmesi için bir ay içinde bir rapor sunmasını ön gördüğüne işaret edilen haberde, İsrail'in bu raporu sunduğu ancak raporun içeriğine dair herhangi bir açıklama yapılmadığı kaydedildi.