Trump'ın Suriye'de güvenli bölgelerin oluşturulmasına ilişkin açıklamaları Astana'da geçici ateşkes başta olmak üzere önemli adımların atıldığı bir dönemde kafaları karıştırdı. ABD'nin güvenli bölgeleri hangi sebeble gündeme getirdiği ve ardında PKK/PYD ile ilgili yeni bir planın olup olmadığı merak ediliyor. İhlaller olsa da işleyen ateşkes dolayısıyle kısmen güvenli hale gelen Suriye'de, bu çıkışın menfi etkilere neden olacağından endişe ediliyor. Rusya “sonuçların iyi düşünülmesi gerektiği” uyarısını yaparken, başından beri güvenli bölge çağrısı yapan Türkiye, ayrıntıları görmeden yorum yapmıyor.
ABC kanalına konuşan Trump, milyonlarca mültecinin Avrupa ülkelerine alınmasının büyük bir hata olduğunu ifade ederek, “Suriye'de kesinlikle güvenli bölgeler oluşturacağım” dedi. Amerikan medyasına sızan “Yabancıların Terörist Saldırılarından Ülkeyi Korumak” başlıklı başkanlık kararname taslağının altıncı maddesinde, “Suriye halkının korunması için güvenli bölgeler oluşturulması” öneriliyor. Taslak metinde ayrıca, ABD Savunma Bakanlığı ve Dışişleri Bakanlığı'nın, Suriye'de ve komşu ülkelerde güvenli bölgeler oluşturulması için üç ay içinde taslak bir plan hazırlaması öngörülüyor. Mülteci ve göçmenlerin ülkeye kabulü ile ilgili yeni düzenleme ve prosedürlere yer verilen taslak kararname, Suriye'den ikinci talimata kadar mülteci kabulünü donduruyor, diğer ülkelerden de 120 gün boyunca herhangi bir mültecinin kabul edilmemesini öngörüyor. Belirtilen süre tamamlandıktan sonra ise sadece İç Güvenlik Bakanlığı, Dışişleri Bakanlığı ve Ulusal İstihbarat Direktörünün ortak onay verdiği ülkelerden mülteci kabul edilmeye başlanacak. Taslakta, Obama döneminde 110 bin olan yıllık mülteci kabul üst sınırı 50 bine indiriliyor. Onaylanması halinde söz konusu kararname kapsamında 30 gün süresince Irak, Libya, Suriye, Iran, Sudan, Somali ve Yemen'den gelenler, hangi vize veya belgeleri olursa olsun ABD'ye alınmayacak.
Trump jdaresi, yeni vize yaklaşımıyla “Müslümanların ABD'ye alınmaması”nı sağlamaya çalışmakla eleştirilirken, güvenli bölge adımı da endişeyle karşılandı. Rusya'dan Trump'ın Suriye'de güvenli bölge oluşturma planına cevap, Kremlin Sözcüsü Dimitriy Peskov'dan geldi. Peskov, “ABD'li ortaklarımız bize danışmadılar. Ülkenin kendi kararı... Bizim için önemli olan bu planın mülteciler ile ilgili durumu daha da ağırlaştırmaması; yaratacağı tüm sonuçların değerlendirilmesi gerekir” dedi. Türkiye ise, planın ayrıntılarını görmek istiyor. Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Hüseyin Müftüoğlu, düzenlediği basın bilgilendirme toplantısında konuya ilişkin sorularına, “Önemli olan bu çalışmanın sonuçlarının ne şekilde olacağı, bahse konu ABD kuruluşlarından ne tür bir bilgi, yönlendirme çıkacağı” cevabını verdi. Türkiye'nin başından beri güvenli bölge görüşünü savunduğunu hatırlatan Müftüoğlu, “Güvenli bölgelerin öneminin en güzel örneği, Cerablus harekatı sonrasında güvenliğini sağladığımız bu bölgelere Suriyeli kardeşlerimizin binlerce, on binlercesinin dönmesi. Biz başından beri zaten bunu söyleye geliyorduk. Bu çalışma neticelendiği zaman nasıl bir muhtevada olacağına bakıp, değerlendirmeyi ona göre yapmak daha doğru olur diye düşünüyorum” diye konuştu.
Trump'ın “güvenli bölge” adımı, ABD'nin Suriye krizine askeri müdahalesini tırmandıracağı kaygılarına neden olurken, Türkiye- Rusya ve İran'ın ülke genelinde ateşkes için gösterdiği çabalar ortadayken, gecikmiş bu kararın perde arkasında, mültecilere karşı önleme amacının ötesinde bir plan olup olmadığı sorgulanıyor. Yine güvenli bölgelerin PYD kantonlarıyla ilgili kaygıları arttıran gelişmelere sebep olup olmayacağı, terör koridoruna katkı sunup sunmayacağı da Türkiye için endişe kaynağı. Bu doğrultuda güvenli bölge ile amacın net olarak ortaya koyulması ve nüfuz oluşturma amaçlı kullanılmasına fırsat verilmeyecek mekanizmaların kurulması gerekliliğine işaret ediliyor.
Trump'ın göçmenlikle ilgili ifadeleri, seçim kampanyasının en belirleyici konuları arasındaydı. “Ülkedeki yasadışı göçmenleri sınırdışı edeceği” açıklamaları tepkiyle karşılanan ve geri adım atan Trump, başkanlığında 'terör eğilimli' bölgelerden yapılan göçmenlik başvurularının da askıya alınacağını dile getirmişti. Seçimden önce “Suriye'de güvenli bölgeler oluşturmalıyız” diyen Donald Trump, seçim zaferi konuşmasında da benzer ifadelerle bu vaadini tekrarlamıştı.
Trump'un göreve gelmesiyle bürokraside istifalar başladı. Dışişleri Bakanlığı müsteşarlarından Patrick Kennedy, bakan yardımcıları Joyce Anne Barr, Michele Bond ve Yabancı Görevler Daire Başkanı Büyükelçi Gentry O. Smith görevlerinden istifa etti. Bakanlıkta geçici olarak sözcülük görevi yapan Mark Toner, istifaların normal bir uygulama olduğunu söyledi.