İsrail’in Gazze’deki katliamlarının yol açtığı küresel etki 29 Eylül’de sandığa gidecek Avusturya’da da hissediliyor. Filistin destekçisi aktivistler “Gazze Listesi” adıyla 9 eyaletin 7’sinde seçimlere girecek kadar imza toplamayı başardı. Bağımsız bir blok olarak parlamentoya girmeye çalışacak aktivistler Yeni Şafak’a konuştu.
Avrupa’da yaşanan kamuoyu baskısına rağmen İsrail’in Gazze'deki soykırımını destekleyen ülkelerin başında Avusturya geldi. Avusturya hükümeti, 27 Ekim 2023’te Birleşmiş Milletler (BM) Genel Kurulu’na Gazze için sunulan ateşkes tasarısına ABD ile birlikte ret oyu kullanan 14 ülkeden biriydi. Viyana yönetimi, geçtiğimiz hafta Filistin’in tam üyeliği için yapılan oylamada da yine çekingen oy kullandı. Hükümetin aksine ülkedeki sivil toplum, Gazze’deki katliamlara ilk gününden itibaren karşı çıkarak ülke çapında eylemler düzenledi. Ancak hükümetin İsrail’e olan kesin desteği ve medyanın uyguladığı karartma bu çevrelerin seslerini yeterince duyuramamalarına sebep oldu. Filistin yanlısı hareketi yönlendirenler arasında Müslüman diasporanın yanı sıra, Avusturya vatandaşları ve Siyonizm karşıtı Yahudiler de yer alıyor. 29 Eylül Pazar günü yapılacak parlamento seçimlerinin yaklaşmasını görünürlük için fırsat olarak kullanan Filistin yanlısı aktivistler, seçimlere girmek için Liste Gaza (Gazze Listesi) adı altında organize olarak ülkedeki 9 eyalette imza topladı. Yeni Şafak’a konuşan liste üyeleri, imza toplarken umutlu olmadıklarını ancak İsrail yanlısı medya ve hükümetin kendilerini antisemitizm ile suçlayan baskısına rağmen 7 eyalette imza toplamayı başardıklarını söyledi. Gazze Listesi, Pazar günü yapılacak seçimlerde bağımsız bir blok olarak parlamentoya girmeye çalışacak.
HİLFUL FUDUL LİSTESİ
Yeni Şafak’a açıklamalarda bulunan Gazze Listesi'nin Türk milletvekili adaylarından Bekir Tank, hükümetin yanı sıra, medyanın da soykırımdan yana bir duruş sergilemesi ve soykırım karşıtlarını Antisemitik ve Hamasçı diye suçlamasının yaşananları kamuoyunun gündemine sokmakta zorluklara sebep olduğunu söyledi. Tank, “Liste Gaza’yı oluşturmamızın iki nedeni var. Birincisi: kesintisiz sansür nedeniyle gözlerden ırak tutulan soykırım gerçeğini kamuoyunda canlı tutmak ve kamuoyunun vicdanının sesi olmak. İkincisi, izledikleri soykırım yanlısı politikaları nedeniyle insanlık suçu işleyen ve Avusturya’yı da bu suça ortak eden iktidar ve muhalefet partilerine karşı mücadele etmek” diye konuştu. Parlamentoya girmeleri halinde ülkenin sorunlarıyla ilgili çözüm yolları sunacaklarını belirten Tank, Gazze Listesi’ni oluşturanların farklı din ve milliyetlerden gelen kişilerden oluştuğuna dikkat çekerek, “Gayriadil, gayrihukuki ve gayriahlaki bulduğumuz ve dolayısıyla düzeltilmesi gerektiğine inandığımız şeyleri düzeltmeye uğraşacağız” dedi. Gazze Listesi'nin parlamentoda ülkenin sorunlarını görmezden gelen ve İsrail'i destekleyen hükümet ve muhalefete karşı bağımsız bir muhalefet yürüteceğini ifade eden Tank, listenin bir çeşit Hilful Fudul (İslam öncesi Mekke’de Hz. Muhammed’in de dahil olduğu toplumsal sorunların çözümü için bir araya gelen topluluk) olduğunu kaydetti.
AİLEM SES ÇIKARDIĞIM İÇİN BENİMLE İLİŞKİSİNİ KESTİ
Gazze Listesi'nin Yahudi milletvekili adaylarından biri olan Dalia Sarig, ülkedeki Yahudi diasporanın Gazze'deki katliamlara karşı sesini yükseltenlere baskı kurduğunu belirterek, "İsrail'in bir yıldır Gazze'de işlediği soykırımı reddettiğim ve sesimi yükselttiğim için ailem ocak ayından beri benimle iletişimi kesti" dedi. Seçimlerde 5 milyon oy pusulasına Gazze ismini yazdırmayı başardıklarına işaret eden Sarig, "Ayrıca Avusturya'daki diğer tüm partilere meydan okumak istedik çünkü hiçbiri İsrail'in Gazze'de yaptıklarını kınamıyor. Yani şimdi oradaki katliamlara karşı konuşmazlarsa oy kaybedeceklerini biliyorlar. Umarım oyların %4'ünü alabiliriz. Bu şekilde parlamentoda 8 sandalye kazanabiliriz. Normalde bizi görmezden gelen ana akım medyanın şimdi endişelerimizi dile getirmesini umuyorduk. Her zamankinden biraz daha fazla yer aldık ama yine de medyanın çoğu tarafından görmezden gelindik" cümlelerini sarf etti.
GÖZLERİMİZİN ÖNÜNDE BİR SOYKIRIM YAŞANIYOR
Büyükbabası ve büyükannesinin 1938'deki Holokost'tan sağ kurtularak Avusturya'dan çıkmayı başardığını aktaran Dalia Sarig, "Genç bir kadınken neler yaşandığını çok okudum ve kendime tekrar tekrar aynı soruyu sordum: Yahudiler götürülürken, aşağılanırken ve öldürülürken bu kadar çok insan nasıl sessiz kaldı? Ayrımcılık, ırkçılık, insan hakları ihlalleri gördüğümde asla sessiz kalmayacağıma söz verdim. Çok ağlıyorum. Gözlerimizin önünde bir soykırım yaşanabileceğini, ekranlarımızda canlı izleyebileceğimizi, bununla ilgili podcast yayınlanabileceğini, uluslararası hukukun açık olduğunu ve buna rağmen bu Soykırımın neredeyse bir yıldır devam ettiğini ve kimsenin bunu durdurmaya yanaşmadığını anlamak benim için çok zor. Çaresizim" cümlelerini sarf etti.
MÜSLÜMAN DİASPORA SİNDİRİLMİŞTİ
Gazze Listesi'nin Mısırlı milletvekili adaylarından Sali Attia ise Avusturya'daki Müslüman diasporanın sindirildiğini ve İsrail'in "Zulme karşı her sesi antisemitizm olarak yaftalamayı başardığını" bu yüzden Müslüman diasporanın başlangıçta Gazze için sesini yükseltmek çekindiğini dile getirdi. Müslümanların ve ülkelerinin anayasasına uygun şekilde tarafsız kalmasını isteyen Avusturyalıların ilerleyen dönemde Gazze için yapılan sivil hareketliliğe daha fazla destek vermeye başladığını aktaran Attia, "Buna rağmen bazı müslüman çevreler, İsrail ve Avusturya hükümetinin baskısından dolayı bize Gazze'yi desteklerken buradaki müslümanları riske atıyorsunuz şeklinde eleştiriler de yöneltebiliyor" dedi. Gazze Listesi'nin tek itici gücünün adalet, merhamet ve insanlık olduğuna vurgu yapan Attia, "Bütün bu soykırımlardan sonra antisemitizm suçlamasından korkmamızın ve kendimiz için endişelenmemizin manası yok" dedi.