Kuzey Afrika coğrafyasında üç milyon kilometrekare alan üzerinde bulunan Cezayir, 1827 yılında Fransa tarafından işgal edildi. Ülke nüfusunun yüzde 15’ini yok eden Fransız ordusu, 1 buçuk milyon insanı katletti. İşgal süresince Cezayir’de ağır işkenceler uygulandı, kadınlar toplu tecavüzlere maruz bırakıldı, binlerce insan kayboldu. 1962 yılında bağımsızlığını kazanan Cezayir’in acısı bugün hala taze.
Bugün, Cezayir'in Fransa'dan bağımsızlığını kazanmasının 55'inci yıldönümü.
Büyük bir kısmı çölden oluşan Kuzey Afrika'nın en büyük ülkesi Cezayir'de gözü olan Fransa çeşitli gerekçelerle ülkenin iç işlerine karışmaya başladı.
Fransız yönetiminin Cezayir'de uyguladığı acımasız işkenceleri Fransız Komutan Jacques Massu itiraf etmişti: "İşkence mi? Elbette işkence uyguluyoruz. Basının belli bir kesimi bu konuyu işleye işleye bizi bıktırdı. Fakat başka nasıl davranmamızı istersiniz?"
Fransa'nın katliamları sırasında bölgede görev yapan gazeteci BaJacques Duquesne ise o günleri şu ifadelerle anlatıyordu: "İşkence ve insanların kaybolması sorunları zihinleri devamlı bir şekilde meşgul etmekteydi. Erkekler, bazen de kadınlar tutuklanıyor ve daha sonra kendilerinden hiç haber alınamıyordu. Cesetlerinin taş bağlanarak denize atıldığı biliniyordu."
Fransa 1797 yılında iki Cezayirli Yahudi tüccardan beş milyon frank miktarı borç para ve bir miktar hububat aldı. Bir süre sonra Fransa bu borçları ödemeyi reddetti. Osmanlı adına bölgede yöneticilik yapan Dayı Hüseyin Paşa da bazı Fransız gemilerine el koydu. Bu hareket iki ülke arasında zaten bozulmuş olan diplomatik münasebetlerin tamamen durmasına neden oldu. 29 Nisan 1827 günü Dayı Hüseyin Paşa, Fransız Konsolosu olan Pierre Deval ile konuşurken sıra yukarıda bahsi geçen borç meselesine gelince konuşma bir tartışmaya dönmüş ve Hüseyin Paşa’nın elindeki yelpazeyi Fransız konsolosunun yüzüne doğru fırlattı. Fransa Hüseyin Paşa'nın bu hareketini 'savaş sebebi' sayarak Cezayir'i işgal etti.
- Fransız işgal güçleri Cezayir halkının direnişini kırmak ve bağımsızlık yanlısı direnişe destek vermesini engellemek amacıyla askeri, siyasi, dini, kültürel ve ekonomik her baskı yolunu denediler.
-16 Haziran 1827’de Fransa Cezayir’e savaş ilan etti. Aynı gün büyük bir donanma ile Cezayir sahilleri abluka altına alındı.
-1830’da Osmanlı Devleti meselenin çözümü için Tahir Paşa’yı arabulucu olarak Cezayir’e gönderdi. Ancak Tahir Paşa Cezayir'e ulaşmadan Fransa tarafından gemisine el konuldu.
-14 Haziran'da 1830'da Fransa Cezayir'e General Bourmond kumandasında bir donanma ile 37.000 kişilik bir ordu gönderdi.
-5 Temmuz 1830'da Fransızlar Cezayir'in başkenti Cezayir şehrini işgal etti.
- Fransa, Müslüman ve Arap kimliğini yok etmek amacıyla baskı yaptı, Arapça ve Berberice yerine Fransızca’yı hakim kılmak için uğraştılar. Avrupa’dan göçü teşvik amacıyla da yerli kabilelerden zorla gasp edilen araziler göçmenlere bedava dağıtıldı.
-Aynı yıl, Abdülkadir Cezayiri komutasında bir halk direnişi başlatıldı ve Fransa'nın ilerleyişi durduruldu. Ancak işgal süreci boyunca ülke nüfusunun yüzde 15'i katledildi.
-Fransa’nın ülkenin tümü üzerinde hakimiyet sağlaması da ancak bu direnişin sona ermesinden sonra gerçekleşti ve 22 Temmuz 1834’te Fransız Kuzey Afrika Genel Valiliği’ni kuruldu.
-1836 yılına Osmanlı Devleti, Tunus'a bir donanma gönderdi. Ancak Cezayir'i geri almak için yeterli olmadı.
-1847'de yayınlanan salnamede Cezayir Osmanlı toprağı olarak sayılmadı.
-1870’te sivil yönetime geçildi ve Cezayir, Fransa İçişleri Bakanlığı’na bağlandı.
-1871’de Muhammed el-Mukrani’nin etrafında toplanan 200 kadar kabile ülkenin tamamına yayılan bir ayaklanma başlattı.
-1881’de Sidi Şeyh liderliğinde ikinci bir ayaklanma gerçekleştirildi. Fransa sömürge yönetimi her iki isyanı bastırmak için de ülkenin her tarafını kan gölüne çevirdi ve binlerce insan vahşice katledildi.
-İkinci ayaklanma 1884’te bastırılabildi ve üç yıllık süre içinde çok sayıda insan öldürüldü.
-1911 senesine gelindiğinde Cezayir'de Müslüman nüfusu oldukça azaltıldı, ülkenin yüzde 70'ine Avrupalılar yerleştirildi.
-1945’te Cezayir’de gerçekleştirilen törenlere katılanların Cezayir bayrağı taşımaları ülkedeki işgal kuvvetlerini kızdırdı. Bu olay üzerine işgal kuvvetleri bir silahlı saldırı gerçekleştirdiler ve Cezayir kaynaklarına göre en az 45 bin kişi hayatını kaybetti.
-1948-52 yılları arası Cezayir’de işgale karşı ayaklanmaya hazırlık yılları oldu.
-Gereken hazırlıklar yapıldıktan sonra 1 Kasım 1954’te bir bildiriyle halk silahlı ayaklanmaya çağrıldı ve işgale karşı silahlı mücadele başlatıldı. Önce Avles ve Kabiliye’de başlatılan silahlı mücadele çok kısa sürede bütün ülkeyi kuşattı.
-Fransa bu ayaklanmayı bastırabilmek için tam anlamıyla bir vahşet sergiledi. 28 Ağustos 1955 tarihinde olağanüstü hal ilan edildi.
-Cezayir’de 1 Kasım 1954’te başlayan ayaklanma 19 Mart 1962’de ilan edilen ateşkese kadar devam etti. Yedi buçuk yıl süren savaşta, bir buçuk milyon Cezayirli katledildi.
Fransa, şu ana kadar devlet olarak sömürgeci politikaları yüzünden Cezayir'den resmen özür dilemedi.