20 Aralık 2019’da Suriye rejimini hedef alan ve “Sezar” adını verdiği bir yaptırım paketi çıkaran ABD, Suriye hükümetine destek veren kişi, şirket ve ülkelere de ağır yaptırımlar uygulanmasını kararlaştırmıştı. Geçtiğimiz yıl haziran ayında yürürlüğe giren yaptırımların ardından Suriye dibi gördü. Yaptırımdan önce 1 dolar 2 bin Suriye Lirası’na karşılık gelirken, son günlerde 3 bin 500 Suriye Lirası’nı test ediyor. Yaptırımlardan sonra Suriye’ye yurtdışından mal/ürün girişleri de durma noktasına gelince rejim bölgelerinde tam bir kıtlık ve pahalılık patladı.
ABD yaptırımından muaf olduğu için Şam rejimine tahıl, sebze-meyve ve petrol satarak kasasını dolduran terör örgütü PKK/PYD de krizin derinleşmesinde etkili oldu. Örgüt siyasi taleplerini dayatmak için petrol ve tahıl satışını silah gibi kullanmaya başladı. Paraların ödenmediği gerekçesiyle rejime petrol/gaz satışı neredeyse durdu. Rejime bağlı bölgelerde kilometrelerce akaryakıt kuyrukları oluştu. Her köşe başında uzun tüp, ekmek ve gıda kuyrukları var. Benzin ve mazot karneye bağlandı. Tartus’ta her araç sahibine 7 günde 20 litre sınırı getirildi.
Kıtlık nedeniyle gıda ürünleri de kıymetli madenlerle yarışıyor. Memur maaşları ortalama 50 bin Suriye lirası civarındayken, 1 kilo etin fiyatı 60 bin Suriye Lirası oldu. Devlet fırınlarında kalitesiz, karışık tahıldan yapılan ve halkın ‘yenilmiyor’ diye yakındığı ekmeğin paketi (içinde 7 lavaş var) 100 lira. Buğday unundan yapılmış normal ekmeğin paketi ise tam 3 bin Suriye Lirası. 1 hafta önce Şam’dan dönen ve ailesi orada yaşadığı için isminin açıklanmasını istemeyen bir gazeteci sefalet tablosunu söyle anlattı:
“Ailemi ve akrabalarımı görmek için gittiğim Şam’da karşılaştığım manzara çok kötüydü. Karanlık sokaklardan ülkede elektriğin olmadığını anlayabilirsiniz. Rejim kontrol noktalarından rüşvet vermeden geçmek neredeyse imkansız. Her ailenin haftada belirli sayıda ekmek alma hakkı var. Onu da öyle kolay alamıyor, uzun kuyruklar bekliyorsunuz. Ekmek yenemeyecek düzeyde. Kimse gerekmedikçe araç kullanmıyor. Sokaklarda ve evlerde insanlar ekonomi konuşuyor. Esed’e eleştiriler daha korkusuz ve yüksek sesle dillendirilmeye başlamış.”