Türkiye ile Libya anlaşmasının ardından Doğu Akdeniz'deki her gelişme artık kritik önemde. Bölgedeki enerji rezervleri birçok ülkenin iştahını kabartırken, İsrail, Yunanistan ve Güney Kıbrıs'ın hukuksuz adımları sadece Türkiye'yi etkilemiyor. Son olarak Lübnan, deniz karasularını ihlal eden Yunanistan'ı Birleşmiş Milletler'e şikayet etti. Doğu Akdeniz'deki dengeler içerisinde Lübnan'ın önemli bir ülke olduğuna dikkat çeken uzmanlar, "Türkiye ağırlığını koyup Lübnan’ın Güney Kıbrıs Rum Yönetimi safındaki ülkeler arasında yer almasına kesinlikle müsaade etmemeli" değerlendirmesinde bulundu.
Son bir yıldır bölgeye sondaj gemileri gönderen ve tarihinin en büyük deniz tatbikatlarını gerçekleştiren Türkiye, Doğu Akdeniz'de elini güçlendiren tarihi adımlar attı.
- Lübnan Cumhurbaşkanı Avn, İsrail ordusu için çalışanYunanistan'a ait gemininLübnan karasularını ihlal etmesi nedeniyle Birleşmiş Milletlere çağrıda bulundu.
Peki, Doğu Akdeniz'deki dengeler kapsamında Lübnan neden önemli? Türkiye'nin Doğu Akdeniz'de atabileceği hangi adımlar bulunuyor?
- "Bu minvalde, Lübnan'daki Maroni cemaatinin lideri ve Cumhurbaşkanı olan Avn’ın son dönemdeki sosyal karışıklıklarla sıkıştırılmasının ardında dış kaynaklı kışkırtmaların ve deniz yetki alanları konusunda taviz koparmak isteyen çevrelerin parmağı olabileceği göz ardı edilmemelidir.Türkiye burada ağırlığını koyup Lübnan’ın Güney Kıbrıs Rum Yönetimi safındaki ülkeler arasında yer almasına kesinlikle müsaade etmemeli, KKTC ile ilişkilerini geliştirmesine ya da en azından tarafsız bir pozisyon almasına gayret etmelidir"
- "Türkiye öncelikli olarak Suriye ile MEB sınırını teyit etmeli; buradan kazanacağı ivmeyle Lübnan-Suriye-KKTC-Türkiye arasında dörtlü bir ekonomik işbirliği çatısı altındaAntakya-Gazimağusa-Lazkiye-Beyrut rotalı deniz ulaşım hattınıivedilikle tekrar hayata geçirmeli (savaştan önce Gazimağusa-Lazkiye arasında karşılıklı feribot seferleri vardı); KKTC ile ticari ilişkiler tesis edilmesi ve tanınmaya dönük somut adımlar atılmasını teşvik etmelidir."
Bölgede ortak bir pazar kurulabilir
LÜBNAN 'İSRAİL FAKTÖRÜ' NEDENİYLE DAHİL OLMADI
İsrail'in uzun dönemdir Türkiye'nin saf dışı bırakılmak istendiği bölgesel ittifaka Lübnan'ı dahil etmeye çalıştığını vurgulayarak, şunları söyledi:
- "2019 Temmuz ayında İsrail, Mısır, Güney Kıbrıs (GKRY), Yunanistan, Ürdün, İtalya ve Filistin Yönetimi’nin oluşturduğu 7 ülkenin katılımıyla kurulan Doğu Akdeniz Gaz Forumu’na (DAGF) Türkiye’nin yanı sıra Lübnan ve Suriye de davet edilmedi (KKTC uluslararası tanınırlığı olmadığı için Rumlarca oyun dışına itildi). Yunanistan aslında, aşağıdaki Nisan 2019 tarihli ortak basın toplantısı fotoğrafından da anlaşılacağı üzere, Lübnan’ı da DAGF’ye dahil etmeye çalışmış olsa da Lübnan’dan gelen “İsrail’in olduğu bir ittifaka katılmayız” açıklamasıyla eli boş dönmek zorunda kaldı."
ABD ARABULUCULUK ROLÜ ÜSTLENİYOR
ABD'nin Lübnan ile İsrail arasındaki deniz sınır anlaşmazlığında arabulucu rolü üstenlediğini vurgulayan Çubukçuoğlu, "Amerika, resmi arabulucu göreviyle sorunu çözme babında önemli mesafe kaydetti. Hatta şu an Ankara’da ABD’nin büyükelçisi olan David Satterfield bu göreve gelmeden önce bizzat arabulucu olarak iki taraf arasındaki müzakereleri yürütmekteydi. Washington, o dönemki ABD’nin Ortadoğu’dan sorumlu özel temsilcisi Frederick Hoff’un adına itafen “Hoff Sınırı” adı altında bir teklifte bulundu. Teklife göre, aşağıdaki haritada 8 numara ile belirtilen ihtilaflı bölgenin yüzde 65'i Lübnan'a, yüzde 35'i İsrail'e verilecekti ancak teklif Lübnan tarafından kabul edilmedi, toprak bütünlüğünden taviz verilemeyeceği prensibine itafen. Buna mukabil geçtiğimiz Eylül ayı içinde basına yansıyan haberlerden Lübnan Cumhurbaşkanı Avn’un müzakerelerde “prensipte anlaşmaya varıldığı ve kaldığı yerden devam etmesi gerektiği” yönündeki açıklamalarını okuduk" dedi.