ABD Başkanı Donald Trump, Twitter üzerinden, Fırat’ın doğusuna operasyona hazırlanan Türkiye’ye küstahça saldırdı. Terörist ortağını, “Türkiye’yi provoke etmesini istemiyorum” şeklinde nezaketle uyaran Trump, Türkiye’ye “Eğer Türkiye Kürtlere saldırırsa Türkiye’yi ekonomik yönden mahvederiz” tehdidi savurdu. Bu tehdit, bundan 55 yıl önce 1964’te Türkiye’nin Kıbrıs müdahalesini engelleyen Johnson mektubuna benzetildi.
Suriye’deki ortağının baskısı altındaki Washington, peş peşe Türkiye’ye yönelik küstah açıklamalara imza attı. Önce Pompeo, Suriye’den çekilme konusunda, “Türklerin Kürtleri katletmemelerini sağlamanın önemi, Suriye’de dini azınlıkların korunması; tüm bunlar, halen ABD’nin ortaya koyduğu misyonunun parçasıdır” dedi. Ardından Bolton ise “ABD askerleri, Suriye’nin kuzeyindeki Kürtleri korumaya yönelik bir anlaşma olmadan çekilmeyecek” açıklamasını yaptı.
Bu haddini aşan açıklamalara Türkiye sert tepki gösterirken, çekilmekte kararlı olduğunu her platformda söyleyen Trump da bürokratlarının izinden gitti. Trump dün Twitter üzerinden “DEAŞ’ın mülki halifeliğinin kalan az kısmını sert ve birçok yönden vurmaya devam ederken uzun zamandır gerçekleşmesi gereken Suriye’den çekilmeye başlıyoruz. Tekrar toparlanırsa yakınlardaki üslerden tekrar saldıracağız. Kürtler’e saldırırlarsa Türkiye’yi ekonomik olarak mahvedeceğiz. 20 millik güvenli bölge kuracağız. Aynı şekilde Kürtler’in de Türkiye’yi provoke etmesini istemiyoruz. Rusya, İran ve Suriye, ABD’nin doğal düşmanları DEAŞ’ı Suriye’de imha etmesinin uzun dönemde faydalananları olacak” açıklaması yaptı.
Türkiye’nin Münbiç ve Fırat’ın doğusundaki PKK uzantısı PYD-YPG’ye karşı harekat düzenleme ısrarı üzerine ABD Başkanı Trump’ın twitterdan yaptığı tehdit açıklaması, Türkiye-Amerika ilişkilerinde ‘ikinci Johnson mektubu’ vakası olarak yankı buldu. Bundan 55 yıl önce 2 Haziran 1964’te toplanan Milli Güvenlik Kurulu’ndan Kıbrıs’a müdahale kararı çıkınca, dönemin ABD Başkanı Johnson dönemin Başbakanı İsmet İnönü’ye çok sert ve kaba bir üslupla yazdığı mektupla uyarmış, mektubun ardından Türkiye, Kıbrıs’a müdahaleden vazgeçmişti. O mektup, tarihe ‘Johnson mektubu’ olarak geçmişti.
Trump’ın twit açıklaması, Türk ve Amerikan askeri temsilcileri nezdinde Suriye konulu temasların yoğunlaştığı bir dönemde geldi. Trump, açıklamasıyla ilginç mesajlar da verdi. Suriye’den çekilmeye başladıklarını belirtmekle birlikte yakınlarda olacakların da işaretini veren Trump, Amerika’nın bölgeyi terk etmemekte kararlı olduğunu açıklamış oldu. Trump, 20 millik güvenli bölge kurma konusunda da Suriye’den çekilmeyecekmiş gibi bir planlamaya işaret etti. Amerika, Körfez’deki dostları Suudi Arabistan, Mısır, BAE gibi ülkeleri Suriye’de görevlendirmişti. İdlib’deki provokasyon girişimlerinin de sorumlusu olan bu ülkelerin destekleri ile İsrail’in güvenliğini sağlamayı planlayan Amerika’nın Suriye kuzeyinde PKK/PYD’yi koruma altına alma planlarını Suud-BAE destekli gruplarla yapma çabaları da bu kapsamda ortaya çıktı. Tüm bu tablo da çekilme kararının Türkiye’yi Fırat’ın doğusuna müdahale karşısında oyalama ve sahayı yeniden planlama çabasını daha da görünür kıldı.
ABD Başkanı Trump’ın açıklamalarını uzmanlar “abuk sabuk” olarak yorumladı. Cumhurbaşkanlığı Güvenlik ve Dış Politika Kurulu üyesi Dr. Nurşin Ateşoğlu Güney: “PYD üzerinden, Suriye’de Amerika’nın gücünü pekiştirmek isteyen odaklar var. PYD varlığının Türkiye’nin yumuşak karnı olarak orada kalması isteniyor. Trump’a bir baskı var. Bu abuk sapuk açıklamaları ne ikili ilişkiler ile ne de stratejik ortaklıkla bağdaşmıyor.” Güvenlik Uzmanı Dr. Abdullah Manaz: “Bu bir psikolojik savaş. Bu bölgede Türkiye ve Rusya ile karşı karşıya gelmek istemiyor. O yüzden Kürtleri kullanıyor. Bu yapılan tehdit, İsrail’in hoşuna gidecek. Seçimlere kadar oyalama taktiği devam edecek. S-400 teslimine kadar bu ağır baskılar devam edecek.”
Trump’a ilk tepki Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü İbrahim Kalın’dan Twitter üzerinden geldi. Kalın, “Suriyeli Kürtleri, PKK ile bir tutmak ölümcül bir hatadır. Türkiye, ABD’den iki ülke arasındaki stratejik ortaklığı onurlandırmasını ve bu durumun teröristlerin propagandasıyla gölgelenmesini istememektedir. DAEŞ, PKK, PYD ve YPG arasında hiç bir fark yoktur. Onlara karşı savaşmayı sürdüreceğiz” dedi.
Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanı Fahrettin Altun, “Türkiye Cumhuriyeti Devleti Kürtlerin düşmanı değil, hamisidir. Türkiye’nin Kürtlerle hiçbir sorunu yoktur. Bizim meselemiz PKK terör örgütüyle ve onun Suriye’deki uzantılarıyladır. PYD ve YPG bir terör örgütüdür. Türkiye terörle mücadelesini kararlılıkla sürdürecektir” mesajını paylaştı.