Birleşmiş Milletler’e (BM) ait tedarik verilerinin paylaşıldığı raporda, BM’nin dolaylı yoldan Şam rejimine para aktardığı ortaya çıktı. Raporda, 17 BM kuruluşunun bölgedeki işlemlerini sürdürürken Esed rejimine yakın şirketlerle çalışarak rejime yüz milyonlarca dolar kazandırdığı belirtilirken, en büyük harcamayı Dünya Gıda Programı’nın yaptığı bilgisi verildi.
Açıklanan rapora göre BM ve kurumları adına çalışanlar için 2014’ten bu yana Four Seasons Şam oteline 82,6 milyon dolar ödeme gerçekleştirildi. ABD’nin yaptırımları sonucu Kanada merkezli oteller zinciri Four Seasons ile bir bağı kalmasa da aynı ismi kullanmaya devam eden otelin en büyük hissedarının, Esed’in sırdaşı olarak bilinen Samer Foz’a ait olduğu bildirildi. 2016 yılında Esed’in, satın alma sözleşmeleri yoluyla BM tarafından nasıl finanse edildiği ortaya çıktığında BM Genel Sekreteri Sözcüsü, kurum personelinin güvenliği dolayısıyla çok fazla seçenekleri olmadığını dile getirmiş ve üstü kapalı bir biçimde harcamaların haklı olduğunu söylemişti. Ancak zaman içerisinde Esed güçleri çevre bölgelerde kontrolü sağlamasına rağmen BM personelinin yerinin değişmemesi, bu iddiayı boşa çıkardı.
BM’ye bağlı kurumlar, otelin yanı sıra Esed’e yakınlığıyla tanınan güvenlik şirketlerini de kullandı. Rejimle bağlantısından dolayı Avrupa Birliği’nin yaptırım listesinde bulunan Haşim Enver el-Akkad’ın 2015’te kurduğu ProGuard güvenlik şirketinden 4,1 milyon doların üzerinde hizmet satın alındı. Raporda, başka bir güvenlik şirketi olan Shorouk ile de 6,3 milyon dolarlık güvenlik sözleşmesi yapıldığı belirtildi. Söz konusu şirketin yönetim kurulunda rejime bağlı emekli generallerin bulunduğu ve şirketin, Beşşar Esed’in kardeşi Mahir Esed’le yakın ilişkisi olduğu biliniyor.
Raporda yer alan bilgiler kadar eksik kısımlar da dikkat çekiyor. BM’nin çocuklardan sorumlu kurumu UNICEF, geçen yıl Suriye’de 15 milyon dolar tutarında satın aldığı mal ve hizmetin tedarikçilerinin isimlerini gizli tutmayı tercih etti. Operasyonel Analiz ve Araştırma Merkezi’nin (COAR) Suriye Baş Analisti Ian Larson, tedarikçilerin isimlerinin paylaşılmamasının anlaşılır bir tarafının olmadığını ifade ederken, bu durumun hesap verilebilirliğin önünde engel olduğunu dile getirdi. BM’nin zor şartlar altında çalıştığını kabul eden Larson, yine de daha fazla şeffaflığın mümkün olduğunun altını çizdi.