Bangladeş Dışişleri Bakanlığı tarafından yayımlanan açıklamada, ülkenin, Güney Afrika Cumhuriyeti'nin terör devleti İsrail'e Gazze'de 100 gündür sürdürdükleri savaş suçlarına karşı açtığı ''soykırım davası''nı destekledikleri duyuruldu.
Bangladeş, Güney Afrika Cumhuriyeti'nin İsrail'e karşı Uluslararası Adalet Divanında (UAD) açtığı "soykırım davası"nı desteklediklerini açıkladı.
Bangladeş Dışişleri Bakanlığı, Güney Afrika'nın İsrail'e karşı açtığı "soykırım davası"na ilişkin açıklama yayımladı.
Açıklamada, Güney Afrika'nın, Gazze'deki tüm askeri operasyonların durdurulması ve kuşatma altındaki tüm bölgelere güvenli, yeterli ve engelsiz insani yardımın girmesine izin verilmesi için geçici tedbirler alınması çağrısının desteklendiği belirtildi.
Bakanlığın açıklamasında ayrıca, İsrail'in Filistin'i işgaline son vermesiyle egemen ve bağımsız bir Filistin devletinin kurulmasını içeren uzun vadeli ve kalıcı çözüm çağrısı yinelendi.
Güney Afrika'nın terör devleti İsrail'e karşı UAD'de açtığı "soykırım davası"
Güney Afrika Cumhuriyeti, işgalci İsrail'in Gazze'ye yönelik saldırılarının Soykırım Sözleşmesi'ni ihlal ettiği gerekçesiyle 29 Aralık 2023'te UAD'de dava açarak İsrail aleyhine ihtiyati tedbir kararı alınmasını talep etti.
Güney Afrika bu kapsamda UAD'den 9 ihtiyati tedbir kararına hükmedilmesini istiyor.
Bu kararlar arasında, "İsrail'in Gazze'deki askeri operasyonlarını derhal durdurması, Filistinlilere yönelik soykırımın önlemesi için gerekli tüm makul tedbirleri alması, yerlerinden edilenlerin evlerine dönerek yeterli gıda, su, yakıt, tıbbi ve hijyen malzemeleri, barınak ve giysi dahil olmak üzere insani yardıma erişimini sağlaması, soykırıma karışanların cezalandırılmaları için gerekli adımları atması ve soykırımın delillerini muhafaza etmesi" de bulunuyor.
Güney Afrika, durumun aciliyeti sebebiyle UAD'den tedbir kararına hükmetmesini talep ederken, duruşmaların tamamlanmasının ardından Divan, tarafların beyanları ve delillerini inceleyerek karar için müzakerelere başladı.
Kararın açıklanması için hakimleri bağlayan bir tarih bulunmuyor ancak UAD'nin önceki yargılamalarına bakıldığında soykırım gibi aciliyet gerektiren durumlarda bu sürenin birkaç hafta olduğu görülüyor.