Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, İsrail'in Gazze'ye yönelik saldırıları sürerken, bölgedeki son gelişmelere ilişkin Ankara'da basın mensuplarının sorularını cevapladı. Bakan Fidan, ABD'nin ya da bazı Batı ülkelerinin, İsrail'e kayıtsız şartsız destek vermelerinin ciddi bir sorun olduğunu söyledi. Lübnan'da Hamas Siyasi Büro Başkan Yardımcısı Salih el-Aruri'ye düzenlenen suikast için Fidan, "Ben İsraillilerin Lübnan'la savaşa girmemek için kendilerini zor tuttuğunu düşünüyorum. Bu yol çıkmaz sokaktır" dedi. Fidan, cumartesi günü ABD Dışişleri Bakanı Antony Blinken'ın Türkiye'ye geleceğini de açıkladı.
Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, basın mensuplarıyla bir araya geldi. Dışişleri Bakanlığında basın toplantısında gündeme ilişkin soruları yanıtlayan Fidan, Gazze'deki sürecin gidişatını nasıl değerlendirdikleri yönündeki soruya, "Uluslararası toplumun bu süreci engelleme yolunda herhangi bir çaba göstermemesi, sistem için ciddi bir kırılma anı olmuştur" cevabını verdi.
Fidan, bölgedeki güç dengeleri değişmeye başladıkça, politik tavırların da değişeceğine inandığına işaret ederek, bunun, o bölgede ABD'nin ve İsrail'in en yakın arkadaşı olduğu var sayılan ülkeler için de geçerli olduğunu dile getirdi.
Bakan Fidan, şöyle devam etti:
- "Şu anda alınan tavırlar, dostluktan ya da düşmanlıktan alınmıyor, çaresizlikten alınıyor. ABD'nin ya da bazı Batılı ülkelerin, İsrail'e kayıtsız şartsız destek vermeleri ciddi bir sorun. ABD'nin, İsrail adına savaşmakta olduğu bir denklemde bölge ülkeleri karşı gücü geliştirmek isteyecektir. Gazze'deki türden katliamların bir daha olmasını istemeyenler, bundan sonra çok büyük bir silahlanma ve güç arayışına girebilirler diye düşünüyorum.
- Gazze'de yaşananların, Batı'nın ve Avrupalıların bütün repütasyonlarını, bütün biriktirdikleri krediyi bir anda kaybetmelerine yol açtı. İnsanlık nezdinde, özellikle bizim jenerasyonlar nezdinde tüm kredilerini harcamış oldular. Bunu geri kazanmaları kolay olmayacak"
Fidan, kendilerinin ilk defa ortaya koydukları pratikler olduğunu belirterek, bölge ülkeleri ve İslam dünyası olarak Gazze meselesinde ilk defa bir Temas Grubu oluşturduklarının altını çizdi.
Sistemli şekilde belli yerlere hep birlikte baskı yapmalarının ve argüman üretmelerinin önemine işaret eden Fidan, hep birlikte olmalarının ve aynı pozisyonu korumalarının söylem birliğini de sağladığını belirtti.
Temas Grubu ile görüşmeler
"Müslüman ülkelerle yaptığınız görüşmelerde, İsrail'e tavır koyma, tedbir amaçlı öneriler konuşuldu mu? Türkiye'nin, Müslüman ülkeleri harekete geçirmek için ne gibi çabaları var?" sorusu üzerine Fidan, son İsrail-Filistin çatışmasının, Gazze'de tanık oldukları üçüncü savaş olduğunu belirtti.
Fidan, Filistin meselesini de yakından takip eden bir ülke olarak bu konuda daha hazırlıklı ve tecrübeli olduklarını, ellerinden geleni yaptıklarını söyledi.
Hep birlikte hareket etmenin daha etkili olacağı tezini tedavüle soktuklarını ve harekete geçirdiklerini vurgulayan Fidan, Arap Birliği ve İslam İşbirliği Teşkilatının (İİT) ilk kez ortak bir zirve yaptığını, önerilerinin, zirvenin nihai bildirgesinde de kabul edildiğini dile getirdi.
Böylece muhataplarının, yaşanan problemin nereye gittiğini, nereye evrildiğini Temas Grubu'nun dilinden dinlemelerini sağladıklarını belirten Fidan, bunun büyük bir tehdidi, küresel bir tehdidi beraberinde getirdiğini, onlara anlatmalarının da önemli olduğunu söyledi.
Fidan, bu temasları yaparken İslam ülkeleri ve bölge ülkeleri olarak neler yapabileceklerinin önemli olduğunun altını çizerek, şöyle devam etti:
"Bu bölgesel yayılma meselesi, savaşın yayılması ciddi bir risk"
Fidan, Kızıldeniz'in, gerilim alanlarından biri olduğunu ve özellikle Yemen'de ikmal yollarına yönelik saldırıların da bir denklem olduğunu belirterek, sözlerini şöyle sürdürdü:
Bölgede olan her şeyin, Filistin meselesiyle Gazze'de yürüyen katliamla direkt ilintili göründüğüne dikkati çeken Fidan, bu savaşın yayılmasının ciddi bir tehlike olduğunu, bunu Batı toplumlarına ve Doğu toplumlarına da anlattıklarını aktardı.
Fidan, devletlerin, gerektiği kadar sert tavır ve tedbir almadığı ve kamuoyu bu konudan tatmin olmadığı takdirde, çeşitli gerekçelerle bu meseleyi kendi eline almaya yönelebileceğini vurgulayarak, bunun radikal örgütlere zemin hazırladığını belirtti.
"Bazen söylüyorlar ya, 'İşte niye Türkiye bu kadar sert tavır koyuyor?' Diyorum ki; Türkiye'deki seçilmiş bir lider var. O, toplumun duygularına tercüman olmak zorunda. Millet, devletin ve siyasetin kendi düşüncelerini yansıttığını görmek istiyor." ifadelerini kullanan Fidan, bazı ülkelerde, bu tür net tavırlar konulmadığı için oralarda örgütlerin kendilerine zemin bulabildiklerini, devletlerin toplumları için var olduğunu ve yeri geldiğinde onların hislerine tercüman olmak zorunda olması gerektiğini kaydetti.
Fidan, bu türden sert kırılmaların olduğu dönemlerde, bölgede toplumsal hareketlilik olduğunu belirterek, şunları ifade etti:
"İsraillilerin, Lübnan'la savaşa girmemek için kendilerini zor tuttuğunu düşünüyorum"
Fidan, İsrail'in Lübnan'daki bu operasyonunun, bir Hizbullah hedefini, Hizbullah yöneticisini vurmadığını ama Lübnan'a "ben senin üstünde uçuyorum, takip ediyorum" mesajını verdiğini aktararak, şunları kaydetti:
Fidan, Türkiye'nin Hamas'ın direniş vasfını vurgulamasının reaksiyon oluşturmasının İsrail'le alakalı olduğunu kaydederek, İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu'nun, bütün bu süreci 7 Ekim gününde olan bazı olaylarla fotoğraflayıp, onun üzerinden Batı'ya anlattığı bir kurgu bulunduğunu dile getirerek, şunları kaydetti:
"Bunun adı barbarlıktır"
"Suriye'de öncelik rejimle muhalifler arasında yeni çatışma alanı çıkmaması"
Bu çatışmaların çıkmamasını neden önemsediklerine ilişkin Fidan, şunları söyledi:
Fidan, üçüncü nedenin de her türlü çatışmadan Türkiye'nin ayrıca dikkat ettiği terör örgütlerinin ciddi bir şeyler aldığını ve kendine fırsat alanı oluşturduğunu belirterek, bunun olmaması için Türkiye'nin belli bir denklemde çatışmasızlığın devam etmesini, tarafların bulundukları pozisyonlarda kalmasını temin edecek yoğun diplomatik ve diğer faaliyetler içinde olduğunu vurguladı.
"Terörle mücadelede Erbil'le tam işbirliği"
Fidan, Türkiye'nin son zamanlarda sınır ötesi operasyonlarını artırmasıyla ilgili Irak'ta Bağdat ve Erbil'in tutumuna ilişkin, şunları kaydetti:
Bağdat'taki belediye seçimlerinin bölgede çeşitli sonuçları ortaya çıkardığını kaydeden Fidan, bunlara yakından baktıklarını ve taraflarla görüştüklerini dile getirdi.
Bakan Fidan, Irak'ın kuzeyindeki Pençe-Kilit Harekatı'nda şehit olan 12 askerin ardından Irak ile terör örgütü PKK'ya yönelik ortak adım atılmasına ilişkin olarak, Iraklı yetkililerle terör saldırısından önce de ortak güvenlik toplantısı yapıldığını, bu konuda iki devletin önemli yetkililerinin detaylı şekilde görüştüğünü ifade etti.
Fidan, terör örgütü PKK'nın Türkiye'ye karşı kurulmuş bir örgüt olduğunu vurgulayarak, "Türkiye'de bir metrekare toprak bile kontrol etmiyor. Ama Irak'ta büyük toprak alanlarını kontrol eder noktaya gelmişler." dedi.
Irak'ta çok sayıda bölgede PKK varlığından bahseden Fidan, şunları söyledi:
- "Sincar, Mahmur'u şimdi dağıtıyorlar. Mahmur, Süleymaniye, Zaho, Kandil vesaire buralarda PKK varlığı var. Yani alan kontrol ediyor, köyleri kontrol ediyor. Diyorum ki bu bizim için bir tehdit değil. Sizin için bir tehdit, sizin egemenliğiniz için bir tehdit, bununla ilgili ne düşünüyorsunuz? Silahlı bir grup var, kontrolsüz burada. Bir de biz kendi aramızda kalkınma yolunu konuşuyoruz. Yani bu türden örgütlerin bulunduğu bir coğrafyaya finansı nasıl getireceğiz? Sırf bunun için bunları ortadan kaldırmak... Egemenlik meselesini nasıl halledeceksiniz burada?"
Türkiye'nin bu konuda iradesini ortaya koyduğunu vurgulayan Bakan Fidan, "Bizim oradaki varlığımızın tek sebebi PKK ile mücadele. Siz PKK ile mücadeleyi sahiplenirseniz bizim de o zaman bu kadar fazla telaş göstermemize sebep kalmaz." ifadelerini kullandı.
Kalkınma Yolu Projesi
Fidan, Kalkınma Yolu Projesi'nin birkaç önemli ayağı olduğuna işaret ederek, inşaat yapılacak esas itibarıyla 2 ülke olduğunu ve yaklaşık 1200 kilometrelik projenin 10'da birinin Türkiye'de yer alacağını anlattı.
Ağırlıklı olarak konunun Irak'ın El Fav şehrinde büyük bir limanın inşası olduğunu kaydeden Fidan, ondan sonra meselenin kara yolu, demir yolu, doğal gaz ve petrol boru hatlarının döşenmesi olduğunu, bunların yanına fiberler de konabileceğini dile getirdi.
Fidan, Basra Körfezi'nde bulunan El Fav'daki limanın genişletilerek yapılmasının istendiğini aktararak, bunun lojistik bağlantısallığı açısından fevkalade önemli bir proje olduğunu vurguladı.
Irak Başbakanı Muhammed Şiya es-Sudani'nin bu projeyi sahiplenmesini çok önemli ve kıymetli gördüklerini anlatan Fidan, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın bu konuda da büyük destek verdiğini ve Türkiye'nin de destek vermeye devam ettiğini söyledi.
"Bölgesel kalkınma projeleri son derece önemli"
Bu projenin oturmuş yapıların yapacağı bir iş olduğuna işaret eden Fidan, Türkiye'nin ekonomik ve siyasi tecrübesinin ve teknolojik altyapısının bu sistemlere bölgesel sistemlere öncülük edecek düzeyde olduğuna dikkati çekti.
Fidan, 28 Mayıs 2023'teki seçimlerin ardından kurulan yeni hükümetle geliştirilen dış politika hedefi kapsamında, bölgede bu türden projelerin artırılması ve uygulanmasını bir numaralı hedef haline getirdiklerini vurgulayarak, bunlar olduğu sürece ortak işbirliği alanının artacağını, çatışma alanının minimize olacağını ve bu görüşün doğru olduğunu söyledi.
Blinken'ın Ankara ziyareti
Fidan, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın şu anda planlanan bir seyahati olmadığını da sözlerine ekledi.
Vize serbestliği ve Gümrük Birliği
Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlarının Avrupa'ya vizesiz seyahati konusunda 2024'te yeni bir gelişme olup olmayacağına ilişkin de Fidan, "Bu önemli bir konu, üzerinde çalışıyoruz. İlk etapta, vize sınırlamalarının yumuşatılmasına eğildik. Nitekim bazı uygulamalarda da bunun hayata geçmeye başladığını gördük. Yani iş adamları, öğrenciler vesaire, bu artık normale dönüyor.” ifadelerini kullandı.
Fidan, kapsamlı bir vize liberalizasyonuna gidilmesi için ciddi şeylerin tartışılması gerektiğini belirterek, şunları kaydetti:
"Şu anda biz vize serbestliği ve Gümrük Birliği güncellenmesi olmak üzere iki konuda çalışıyoruz. Göç konusunda ciddi işbirliğimiz var. O önemli, bizim için de, onlar için de. Yapıcı bir süreç isteniyor. Ege'de gerginliğin azaltılması kapsamında Yunanistan'la yürüyen olumlu havayı da önemsiyoruz. Bu Avrupa, Avrupa Birliği üzerindeki baskıyı azaltıyor, gerginliği azaltıyor. Bunlar önemli başlıklar, bizim açımızdan bunların hepsini eş zamanlı götürmek önemli"
"Milli İstihbarat Teşkilatında çok ciddi reformlar yapıldı"
"Türkiye'nin istihbarat ve güvenlik kapasitesinin geldiği seviyeye ilişkin ne tür bir değerlendirmeniz olur?" sorusunu yanıtlayan Fidan, istihbarat konusunun üzerinde durulması ve bu konuda teknolojinin yakından takip edilmesi gerektiğini vurguladı.
Fidan, istihbarat konusunun kendi içinde birçok çeşitliliğe sahip olduğunu ifade ederek, "Milli İstihbarat Teşkilatında çok ciddi reformlar yapıldı" dedi.
Bilinen bölgelerde dost unsurlarla yürütülen ve askeri maliyeti çok az olan operasyonların gerçekleştirildiğine işaret eden Fidan, "Şimdi teknoloji ayağına ciddi yatırım yapmak gerekiyor. İnsan ayağına ciddi yatırım yapmak gerekiyor. Yeni metotların inanılmaz şekilde geliştirilmesi gerekiyor. Türkiye bu alanda çok ilerleme kaydetti." şeklinde konuştu.