AB'deki lobi faaliyetlerini takip eden kuruluşun raporuna göre, Birleşik Arap Emirlikleri, otokratik ülke olmasına rağmen kendisini "yardımsever istikrar ülkesi" olarak göstermek için Brüksel'de lobi faaliyetleri yaptırıyor. Bunun için halkla ilişkiler firmaları ve düşünce kuruluşlarıyla anlaşan BAE, bu sayede "karanlık yönlerini" gizlemeye çalışıyor. Raporda örnek olarak, BAE'nin Yemen'de savaş suçları işlediği, Mısır'da darbeyle iktidara gelen Sisi rejimini desteklediği ve Libya'daki savaşa silah sağladığına yönelik suçlamalar hatırlatılıyor.
Birleşik Arap Emirlikleri'nin (BAE) dünyanın birçok yerinde olduğu gibi Avrupa Birliği (AB) kurumlarında da lobi faaliyetleriyle kendisini "ılımlı AB müttefiki, Körfez bölgesinde istikrar sağlayan ülke" olarak tanıtmaya çalıştığı, bu imajını öne çıkararak "karanlık taraflarını" gizlemek için uğraştığı belirtildi.
AB içindeki kurumsal lobi faaliyetlerini takip eden "Kurumsal Avrupa Gözlemevi" adlı kuruluş, "Birleşik Arap Emirlikleri'nin 'yumuşak süper güç' emellerini, büyüyen lobi lejyonları Brüksel'de destekliyor" başlığıyla rapor yayımladı.
Rapora göre, lobi faaliyeti için en fazla para harcayan ülkelerden olan BAE, bu amaçla Brüksel'deki halkla ilişkiler firmalarından ve eski başbakanların yönetim kurulunu oluşturduğu düşünce kuruluşlarına kadar birçok kesimi kullanıyor.
Bu lobiciler, BAE'nin "ılımlı AB müttefiki" imajını cilalamakla kalmıyor, aynı zamanda Avrupa dahil dünyanın geri kalanında BAE'nin bölgesiyle ilgili fikirleri ve söylemleri de şekillendirmeyi amaçlıyor.
İngiltere'nin tanınmış üniversitelerinden Kings College'ın akademisyenlerinden Andreas Krieg'e göre, BAE ve ona çalışan lobiciler, "otoriter istikrar" söylemini silah olarak kullanıyor, yani BAE'nin otokratik yönetimini Körfez'de istikrar sağlayan bir güç olarak lanse ediyor.
Buna karşılık raporda, bölgedeki herhangi bir çoğulculuk girişimi, sivil toplumun gelişmesi veya rakip güçlerin faaliyetlerinin "İslami kaos ve terör" olarak yansıtıldığı belirtiliyor.
BAE'yi temize çıkarmaya çalışan lobicilerin, ülkeyi bölgede istikrarlı bir ortak, insani yardımlar yapan ve terör ile iklim değişikliği gibi konularda Batı'nın yanında duran bir ülke olarak gösterip, karanlık taraflarını örtmeye çalıştığı vurgulanıyor.
Buna örnek olarak, BAE'nin Yemen'de savaş suçları işlediği, Mısır'da darbeyle iktidara gelen Sisi rejimini desteklediği ve Libya'daki savaşa silah sağladığına yönelik suçlamalar hatırlatılıyor.
BAE yönetiminin ülke içindeki insan hakları ihlalleri, göçmen işçilerin sömürülmesi, muhalefeti bastırması gibi başka örnekler de raporda yer alıyor.
Lobi faaliyetleri için ABD'de de milyonlarca dolar harcanıyor
BAE'nin 2017'de Katar gibi bölgesel rakiplerine karşı "süper yumuşak güç" stratejisini başlattığı belirtilen raporda, lobi faaliyetleri için sadece AB'de değil ABD'de de milyonlarca dolar harcadığı hatırlatılıyor.
Son yıllarda Brüksel'de, BAE için yapılan lobi faaliyetlerinin arttığı ifade edilen raporda, AB içindeki lobi için çalışanlardan birinin Bussola Enstitüsü olduğu belirtiliyor.
Yönetim Kurulu'nda Avrupa ülkelerinin eski başbakanları ve cumhurbaşkanları, eski bir NATO genel sekreteri bulunan Bussola Enstitüsü, AB-Körfez ilişkileri üzerinde yoğunlaştığını belirtse de kurumsal bağlarının BAE ile kurulduğu kaydediliyor.
Raporda, BAE'nin çalıştığı "Project Associates" adlı halkla ilişkiler firmasının Facebook kullanıcıları üzerinden bazı ülkelerde seçimleri etkilemeye çalıştığı ortaya çıkan Cambridge Analytica'nın kardeş şirketi "SCL Social" ile Katar'a sosyal ve geleneksel medyadan saldırı amacıyla kontrat yaptığı iddiası yer alıyor.
BAE'nin ayrıca Brüksel'deki "Westphalia Global Advisory" adlı "özel diplomasi" danışmanlığı veren şirketle anlaştığı, bu şirketin Körfez'de istikrar vizyonu üzerinde yoğunlaşan çalışmalar yürüttüğü belirtiliyor.