İşgalci İsrail yönetimi Batı Şeria ve Ürdün Vadisi’nde de facto ilhak adımları atmaya başladı. İsrail Meclisi’nde Birleşik Arap Emirlikleri’yle (BAE) yapılan sözde “normalleşme” anlaşmasının onaylanmasından hemen sonra İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu, Batı Şeria’da ve Kudüs çevresinde yeni beş bin konutluk yasa dışı yerleşim planı inşa etme planını açıkladı. Netanyahu’nun açıklaması, BAE’nin “normalleşme” anlaşması karşılığı İsrail’in Batı Şeria’da ilhakı durduracağı iddiasının da yalan olduğunu gösterdi. BAE’nin İsrail’le imza attığı anlaşmanın Filistin davasına ihanet anlamına geldiği belirtiliyordu. İsrail’in attığı son adımlar, bu ihanetin boyutunu gözler önüne serdi. Filistin’in Birleşmiş Milletler (BM) Daimi Temsilcisi Riyad Mansur, İsrail’in yeni tip koronavirüs (Kovid-19) salgınını fırsat bilerek Filistin topraklarındaki Yahudi yerleşim birimlerini genişletme ve ilhak planlarını uygulamaya koyduğunu belirtti. Öte yandan Körfez bölgesinden bir heyetin Filistinlilere kapalı tutulan Mescid-i Aksa’ya İsrail korumasında girdiği ortaya çıktı.
Kudüs İslami Vakıflar İdaresi’nden adının açıklanmasını istemeyen bir yetkili, 10 kişilik bir heyetin İsrail polisinin korumasında Silsile Kapısı’ndan Harem-i Şerif’e girdiğini belirtti. Aralarında Umman ve BAE’den temsilcilerin olduğu heyet, İsrailli güvenlik görevlileri kapıda korumalık yaparken Mescid’e girip namaz kıldı. Birleşik Arap Emirlikleri (BAE) ile Bahreyn’den farklı heyetlerin de İsrail desteğiyle ziyaretlerinin beklendiğini söyledi.
Kubbetu’s Sahra’ya yönelen heyete Mescid-i Aksa’da bulunan bazı Filistinlilerin tepki gösterdiğini ifade eden yetkili, heyetin Kubbetu’s Sahra ve Kıble Mescidi’nde namaz kıldıktan sonra Mescid-i Aksa’dan ayrıldığını kaydetti. Aynı yetkili, İsrail polisinin, heyete tepki gösteren 3 Filistinliyi gözaltına aldığını, iki Filistinliyi de Harem-i Şerif’ten uzaklaştırdığını aktardı. İsrail işgal yetkililerinin koronayı bahane ederek El Aksa Mescidi’nin Kudüslülere kapatılmasına rağmen, bir Arap normalleşme heyeti İsrail polisi ve istihbaratının koruması altında El Aksa’ya girmesi tepkilere yol açtı.
Suudi Arabistan Dışişleri Bakanı Faysal bin Ferhan Al Suud da, “(İsrail’le) normalleşmenin olacağını tasavvur ediyoruz” sözleriyle işgalci ülkeyle yakınlaşmaya göz kırptı. Faysal bin Ferhan, “Biz barışa bağlıyız, barış bölge için stratejik bir gereklilik. İsrail’le normalleşme de yolun sonunda bunun bir parçası. Suudi Arabistan’ın 1981’deki önerisi ve Arap Barış Girişimi’nin önerisi de bu” değerlendirmesini yaptı. Suudi Arabistan’ın yakın müttefikleri BAE) ve Bahreyn’in ardından Riyad ile Tel Aviv arasında gayriresmi ve dolaylı bir yakınlaşma dikkati çekiyor.
İsrail yönetiminin, doğa koruma alanına dönüştürme bahanesiyle Ürdün Vadisi’nin Ağvar bölgesindeki 11 dönümlük araziye el konulması yönünde karar aldığı bildirildi. İşgalci yönetimin Ağvar bölgesindeki en büyük müsadere operasyonuna başladığı belirtildi. Avvad, Ağvar ve Eriha bölgelerindeki 11 dönümlük arazinin doğa koruma alanı olarak ilan edilmesi yönünde 3 askeri karar alındığı kaydedildi. Söz konusu kararların son 20 yıldır Filistin topraklarına yönelik en büyük müsadere operasyonu olduğuna işaret edildi. El konulan bölgenin zamanla Yahudi yerleşim birimleri, askeri kamplar ya da sanayi bölgelerine dönüştürüleceği değerlendiriliyor.