Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın "Türkiye neden Şanghay Beşlisi'ne üye olmasın?" sözleriyle gündeme getirdiği örgüte Türkiye'nin üye olması halinde nasıl bir yol izleneceği konuşuluyor. 20 yıl önce kurulan örgütün ismi "Şanghay Beşlisi" olsa da, 2001 yılında Özbekistan'ın da katılımıyla üye sayısı 6'ya ulaştı.
Şanghay İşbirliği Örgütü (ŞİÖ), kuruluşunun üzerinden geçen 20 yılda, Batı merkezli tek kutuplu dünyayı dengeleme potansiyeline kavuşan önemli bir uluslararası örgüt halini aldı.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın yaptığı son açıklamanın ardından gündeme gelen, Çin ve Rusya gibi iki etkili ülkenin başı çektiği ŞİÖ, Avrasya coğrafyasında etkili bir örgüt olarak göze çarpıyor.
Türkiye'nin 2012'de ŞİÖ'nün diyalog ortağı olmasıyla hem ikili hem de çok taraflı olarak üye ülkelerle ilişkileri geliştirip derinleştirmek için yeni bir fırsat oluştu. ŞİÖ'nün öncelikleri arasında yer alan Asya'da istikrar ve güvenin öncelik olması, üye ülkelerin coğrafyası, tarihi, kültürel ve dini bağlarının bulunması Türkiye için büyük önem arz ediyor.
Türkiye'nin örgütteki "diyalog ortaklığı" statüsüyle etkin paydaş ve katkısının olması bekleniyor. Türkiye ve ŞİÖ ülkeleri arasında uluslararası terörle mücadele konusunda da ortak irade bulunuyor.
Örgütün kuruluşundan bu yana askeri tatbikat ve eğitimlerle gündeme gelmesi özellikle Batı'da büyük endişelere yol açmış, Pekin ve Moskova gibi iki askeri gücün dahil olduğu ŞİÖ'nün "Doğu'nun NATO'su olacağı" söylentileri çıkmıştı. ŞİÖ'nün etkin ülkelerinden Çin, ŞİÖ'nün kesinlikle hiçbir ülkeye karşı faaliyet yürütmediğini ve misyonu gereği dünya barışını hedef alan bir çizgide güvenli adımlar attığını, askeri ya da siyasi bir güce dönüşmesinin söz konusu olmadığını vurgulamıştı.
Örgütün askeri ortaklıklarının yanında son yıllarda aldığı ekonomik kararlar ve hedefleri de dikkati çekiyor. Buna örnek olarak Uluslararası Kalkınma Bankası kurma hedefi gösterilebilir. Zira örgüt Asya'da uyuşturucu ve insan kaçakçılığından terörle mücadeleye kadar birçok alanda halihazırda iş birliği yaparken geniş hinterlandı ve nüfusuyla birçok alanda birlikte çalışmaya açık bir tutum sergiliyor.
Örgütün temelleri 1996 yılında, Çin, Rusya, Kırgızistan, Tacikistan ve Kazakistan'ın sınır bölgelerinin silahsızlandırılması ve bölgesel iş birliğinin teşvik edilmesi amacıyla oluşturduğu Şanghay Beşlisi ile atıldı.
Resmen 15 Haziran 2001 tarihinde kurulan ŞİÖ'nün altı asil üyesi Çin, Rusya, Kazakistan, Kırgızistan, Tacikistan ve Özbekistan. Örgütte, Moğolistan, İran, Afganistan ve Belarus gözlemci üye statüsünde, diyalog ortağı ülkeler de Türkiye, Azerbaycan, Ermenistan, Kamboçya, Nepal ve Sri Lanka.
ŞİÖ'nün son olarak haziran ayında Özbekistan'ın başkenti Taşkent'te düzenlediği zirvede, Hindistan ve Pakistan örgüte kabul edildi. İki ülkenin, 2017'de Astana'da yapılacak zirvede örgüte tam üye olmaları bekleniyor.
Amaçları arasında üye ülkeler arasında karşılıklı güven, bölgesel barış, güvenlik ve istikrarın korunması için ortak çaba sarf edilmesi, terörizm, ayrılıkçılık, örgütlü suçlar ve yasa dışı göçle ortak mücadele edilmesi, ayrıca siyaset, ekonomi, bilim ve teknoloji, kültür ve eğitim, enerji, çevre konularında iş birliğinin geliştirilmesi gibi konular bulunan ŞİÖ, şu ana kadar "Barış Misyonu" ismiyle altı askeri tatbikat düzenledi.
Bölgesel bir örgüt haline dönüşen ve organizasyon olarak gelişen ŞİÖ, Devlet Başkanları Konseyi, Hükümet Başkanları Konseyi, Dışişleri Bakanları Konseyi, Ulusal Koordinatörler Konseyi, Temsilcilikler Konseyi, Sekretarya, Bölgesel Anti-Terör Ajansı olmak üzere yedi ana organdan meydana geliyor.
Örgütün söylemi haline gelen unsur "Asya'da güven ve istikrar". Bunun, bölgesel ekonomik kalkınmayla desteklenmesi hedefleniyor.
- Türkiye-ŞİÖ ilişkileri
- Diyalog ortaklığı için 2011'de başvuruda bulunan Türkiye'nin bu statüsü Haziran 2012'de Çin'in başkenti Pekin'de düzenlenen ŞİÖ Devlet Başkanları Zirvesi'nde onaylandı.
- Türkiye'nin diyalog ortaklığı, ŞİÖ ile başta bölgesel güvenlik, terörle mücadele, uyuşturucu kaçakçılığı ve organize suçların önlenmesi ile ekonomik ve kültürel alanlar olmak üzere çeşitli konularda iş birliğinin geliştirmesini öngörüyor.
- ŞİÖ'nün tüm üyelerinin, Türkiye'nin yakın gelecekte örgüte üye olabilmesi için bu yönde bir başvuruyu kabul etmesi gerekiyor.
- Rusya, Kazakistan, Kırgızistan ve Tacikistan'ın Türkiye'nin üyeliğine olumlu yaklaşabileceği, öte yandan Çin'in çeşitli meseleler nedeniyle bu konuda çekimser kaldığı ifade ediliyor.
Dünya Bankası verilerine göre, ŞİÖ üyesi ülke ekonomilerinin toplam büyüklüğü 2015 sonu itibarıyla 12,5 trilyon dolar seviyesinde. Söz konusu 6 ülkenin dünya ekonomisindeki payı son 5 yılda yüzde 13'ten 17 seviyesine yükseldi.
Hindistan ve Pakistan ekonomileri de hesaplamaya dahil edilince, ŞİÖ'nün 2015 sonu itibarıyla yaklaşık 73,5 trilyon dolar büyüklüğündeki dünya ekonomisinde ağırlığının yüzde 20 seviyesinde olduğu ifade ediliyor.
Uluslararası Para Fonu (IMF) tarafından bu yıl ekim ayında yayınlanan güncellemeye göre, ŞİÖ üyesi 6 ülkenin ekonomileri 2011-2015 arasında yıllık ortalama yüzde 5,6 büyürken, Türkiye ekonomisi son 5 yılda yıllık ortalama yüzde 4,4 büyüdü.
IMF raporlarında, ŞİÖ üyelerinden Çin'in ekonomisinin son 5 yılda yakaladığı yıllık ortalama yüzde 7,9 büyüme hızı ve tam üyelik statüsüne geçmeye hazırlanan Hindistan'ın aynı dönemde gösterdiği yıllık ortalama yüzde 6,7 ekonomik büyüme dikkat çeken performansların arasında gösteriliyor.
Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) verilerine göre, 2015'te Türkiye'nin 143,8 milyar dolar seviyesinde olan toplam ihracatının yaklaşık yüzde 5'ine karşılık gelen 7,7 milyar dolarlık kısmı ŞİÖ üyesi 6 ülkeye gerçekleşti. Öte yandan, Türkiye geçen yıl aynı ülkelerden toplam ithalatının yaklaşık yüzde 23'üne tekabül eden 47,4 milyar dolar tutarında dışalım yaptı.
Asya'da güven, istikrar ve ilerlemenin hedeflendiği bir oluşum hükmünde kabul edilen ve üye ülkelerin ekonomik ilişkilerinin geliştirilmesini amaçlayan ŞİÖ'nün Devlet Başkanları Konseyinin 2003'te düzenlediği toplantıda, üyeler arasında uzun vadede serbest ticaret anlaşmalarının yapılacağı vurgulanarak örgütün ekonomik anlamda da gelişmesine önem verileceği belirtildi. Bu çerçevede üye ülkeler arasında bir dizi ticari anlaşma imzalandı.
Orta Asya'da büyük önem kazanan ŞİÖ üyesi ülkelerin büyük enerji kaynaklarına sahip olması örgüte ayrı bir önem katıyor. Enerji devi BP'nin bu yıl haziran ayında yayınladığı rapora dayandırılan verilere göre, dünyada kanıtlanmış petrol rezervlerinin yaklaşık yüzde 9'u, yine kanıtlanmış doğalgaz rezervlerinin yüzde 20'den fazlası ŞİÖ üyesi ülkelerin topraklarında yer alıyor.
Ayrıca ŞİÖ'nün ekonomik gelişimini desteklemek için örgütün baskın unsurlarından, dünyanın ikinci büyük ekonomisi konumundaki Çin'in, ekonomik kalkınma için üye ülkelere 10 yılda 10 milyar dolar kredi vereceğini taahhüt etmesi de örgütün ekonomik gücüne işaret ediyor.