Suriye ordusundan ayrılıp ÖSO’ya geçen General Selim İdris, sivil hassasiyetiyle Zeytin Dalı’nın savaş tarihinde bir dönüm noktası olduğunu belirterek, “Suriye’de asıl işgal gücü ABD’dir. PKK-PYD maşadır” dedi.
Suriyeli General Selim İdris, Yeni Şafak’a konuştu. Suriye ordusunda general rütbesiyle görev yapan ve 2012 yılında muhaliflerin safına geçen İdris, “Suriye’de asıl işgal güç ABD’dir. Washington, PKK/PYD’yi maşa olarak kullanıyor” dedi.
Savaş tarihi açısından Zeytin Dalı Harekâtı’nın ‘dönüm noktası’ olduğunu ifade eden İdris, şunları söyledi: “Gösterilen sivil hassasiyeti ve terörist-sivil ayrımı açısından bu harekât dönüm noktasıdır. Suriye’de Doğu Guta, Rakka, Humus, Halep, Hama, Dera ile Irak’ta Musul faciası ABD, Rusya ve Esed’in ‘şehirleri ve sivilleri topluca yok et’ anlayışı açısından çok şey anlatıyor. Askeri planlama açısından Zeytin Dalı oldukça başarılı yürütüldü. Türk ordusunun tarihi misyonu ve durumun nezaketine binaen her bomba ve taktik manevranın ince ince detaylarına kadar hesaplandığını gördük. Sıfıra yakın sivil zayiatı da zaten bu hazırlık ve hassasiyetin ürünü oldu.”
HALEN KİMLİKLERİ YOK
“Şayet Türkiye bu hassasiyeti her aşamada birincil unsur olarak görmese, Afrin’e inmek TSK’nın en fazla 15 gününü alırdı. Türk ordusu NATO’da en büyük ikinci ordu ve bir geleneği olan, dünyada saygın bir silahlı kuvvet. Bu birikimlerini Raco, Cinderesi, Şeyh Hadid, Burseya ve Bülbül gibi kırılma noktalarında verilen mücadelede çok net ortaya koydu. Şu an Afrin’e en büyük yardım Esed tarafından yapılıyor. Haseke’yi de açık bir terör örgütü ile paylaşmaktan rahatsız olmayan Esed diktası diğer yandan 700 bin Suriyeli Kürt’e halen kimlik vermedi. Şam, DEAŞ’ı da PKK’yı da ayakta kalmak için fırsat olarak kullandı. Esed ve destekçileri tüm meşruiyetlerini yitirdikleri için PKK’yı müttefik görmekte beis görmüyorlar.”
ESED’İN DERDİ İKİ BÖLGE
“Suriye ordusunda 30 yıl görev yaptım; Esed’in kendisi ve kurmayları Kürtlerden nefret eder. Bunu yakinen biliyorum. O sadece çaresizliğinden dolayı PKK’yı kullanıyor. Türkiye, teröre karşı topyekûn başlattığı harekât ile önce DEAŞ’ı bitirdi ve ÖSO ile birlikte PKK’yı da bitirecek. Fırat Kalkanı döneminde de TSK’nın ilerlemesine karşı DEAŞ’a destek olan bir Esed rejimi vardı. Sonrasında işbirlikleri İdlib-Hama hattında, Rahcan’da alenileşti. Ancak İdlib’de TSK üslerine engel olamadılar. Afrin’den PKK’nın temizlenmesini de engelleyemeyecekler. Esed sadece bölge kaygısı taşıyor. Suriye’nin doğusunu PKK’ya feda etti. Şam ve çevresini de İran’a terk edecek. Onun istediği sadece Lazkiye ve Tartus. Bu sebeple Türkiye’nin PKK’ya karşı yürüttüğü operasyon gerçek anlamda Suriye’nin bütünlüğünü sağlama adına hayati önem taşıyor. Bu harekâtın başlangıç nedenleri ve süreçteki seyrine baktığımızda tereddüt etmeden ‘meşru bir harekât’ olduğunu söyleyebiliriz.”
Suud’u rehin alacaklar
Suriye’de 2014 yılını ‘tam bir kırılma noktası’ olarak niteleyen Selim İdris, “Türkiye o yıl Suriye’ye girseydi savaşın tüm seyri değişirdi” dedi. Suriye halkının yüzde 80’inin Esed ailesinden nefret ettiğini, yüzde 90’ının ise Türkiye’yi ‘dost ve kurtarıcı’ olarak gördüğünü belirten İdris, Irak ve Suriye’de kendisi için stabil bölgeler oluşturan ABD’nin ise Suriye’de işi bittikten sonra ilk olarak Suudi Arabistan’ı hedefleyeceğine işaret etti. İdris, “ABD, enerji hatlarını takip ederek yeni yağma alanları tesis ediyor. Suriye’de işleri bittiğinde ilk ve öncelikli hedefi Suudi Arabistan olacak. Bahreyn ve Yemen’i İran’a vererek Suudi Arabistan’ı rehin alacak. Katar, Umman, Kuveyt ve BAE de aynı proje kapsamında ABD’nin işgal haritası içerisinde yer alıyor. Suudi yönetiminin kodlarıyla oynuyorlar. Toplumu çözecek adımlar atarak müdahaleye hazır ortam oluşturuyorlar. Tabii Türkiye’yi de PKK ve benzeri terör unsurları üzerinden kaos ortamına sürüklemek istediklerini unutmamalıyız” diye konuştu.