Almanya’da seçimler güç dengelerini değiştirdi. SPD yüzde 25,7 ile birinci parti olurken, Hristiyan Birlik partileri tarihi düşüş yaşadı.
Sonuçlar, ülkenin bir fetret devriyle karşı karşıya kalabileceğini gösteriyor. Merkelsiz zayıflayan CDU/CSU’suz bir seçenek arayan Olaf Scholz’un kurmak istediği koalisyon gerçekleşmezse, ülke aylar süren hükûmet kurma çalışmalarına sahne olabilir.
Almanya’da Angela Merkel’in 16 yıllık başbakanlığının ardından yeni bir dönem başlıyor. Pazar günü yapılan genel seçimlerden kıl payı farkla birinci çıkan Sosyal Demokrat Parti’nin (SPD) adayı, Maliye Bakanı Olaf Scholz, hükûmet kurma yetkisinin kendisinde olduğunu söyledi.
Kesin olmayan sonuçlara göre SPD oyların yüzde 25,7’sini alarak Federal Meclis’te 206, ikinci olan Hristiyan Birlik (CDU/CSU) partileri yüzde 24,1’lik oy oranıyla 196, üçüncü olan Yeşiller Partisi ise 14,8 ile 118 sandalye kazandı. Hür Demokrat Parti (FDP) yüzde 11,5 oy oranıyla 92 sandalye elde ederken, ırkçı Almanya için Alternatif Partisi (AfD) 10,3 ve Sol Parti ise oyların 4,9’unu aldı.
Almanya’da geçici ilk resmî sonuçlara göre 19 Türk asıllı aday, milletvekili olarak Federal Meclis’e (Bundestag) girmeye hak kazandı.
Başbakan Merkel’in aday olmadığı genel seçimlerden kıl payı farkla galip çıkan Scholz, sonucu “halkın, mevcut koalisyon hükûmetinin büyük ortağı Hristiyan Demokrat Birlik Partisi’nin (CDU) muhalefete gitmesini söylemesi” olarak değerlendirdi. SPD’nin Berlin’deki merkezinde konuşan Scholz,
“Seçmenler üç partiyi; Sosyal Demokrat, Yeşiller ve FDP’yi güçlendirdi. Dolayısıyla halkın verdiği net yetki budur. Gelecek hükûmeti bu üçü kurmalıdır”
diye konuştu. Koalisyonun ismi olan “trafik ışığı”, partilerin renklerindeki kırmızı (SPD), sarı (FDP) ve yeşilden (Yeşiller) geliyor.
Hristiyan Demokrat Birlik Partisi (CDU) Genel Başkanı Armin Laschet’i başbakan adayı gösteren Hristiyan Birlik (CDU/CSU) partileri ise yüzde 24,1’lik oy oranıyla ikinci sırada yer aldı. CDU ile Bavyera eyaletinde teşkilatlanmış kardeş parti konumundaki Hristiyan Sosyal Birlik Partisi’nden (CSU) oluşan CDU/CSU’nun oy oranı, 2017’deki seçimlere göre 8,8 puan azaldı. Merkel’in de partisi olan CDU/CSU, böylece İkinci Dünya Savaşı’ndan sonraki en kötü sonucu elde etmiş oldu.
Sandıktan üçüncü çıkan Yeşiller Partisi, dört yıl önceki seçimlere göre oy oranını 6,4 puan yükselterek yüzde 14,8’e çıkardı.
Böylelikle Yeşiller, şimdiye kadarki genel seçimlerde en yüksek oy oranını yakalamış oldu. Federal Meclis’te 118 sandalye kazanan parti aynı zamanda koalisyon hükûmeti için de kilit rolde.
Zira CDU ile ortaklık yapmayacağını söyleyen Scholz, Yeşiller’in içinde olmadığı bir koalisyon kuramıyor.
Merkel Kohl’ün rekorunu kırabilir
Almanya’da yeni hükûmet kurulana kadar Merkel göreve devam edecek. Ülkede hükûmet kurmanın uzaması halinde Merkel bir rekora imza atabilir
. Şayet hükûmeti oluşturmak 17 Aralık’a kadar sürer ve Merkel görevine devam ederse, CDU’lu eski başbakanlardan Helmut Kohl’ün rekorunu kırarak, en uzun süre görevde kalan başbakan sıfatıyla tarihe geçecek.
Kohl, 5 bin 869 gün başbakanlık yapmıştı. 2017’deki koalisyon görüşmeleri ise 6 ay sürmüştü.
Türkiye’yle ilişkilere olumsuz yansımaz
Almanya’da koalisyonu kimin kuracağı kesin değil. Sosyal Demokratlar (SPD), Yeşiller ve Hür Demokratların olduğu bir koalisyon konuşuluyor.
Burada Hür Demokratlarla Yeşillerin ciddi politik farklılıkları söz konusu, iklim değişikliği ve vergi konusunda. Dolayısıyla bunların uzlaşıp uzlaşamayacağı ciddi soru işareti. Eğer böyle bir üçlü koalisyon olursa Almanya’nın Türkiye ile ilgili dış politika tutumunda ciddi bir değişiklik olacağını düşünmüyorum.
Türkiye ile Almanya arasında çok ciddi bir karşılıklı bağımlılık ilişkisi inşa edilmiş durumda. Dolayısıyla ben Türkiye’ye yönelik mevcut politikaların devam ettirileceğini düşünüyorum. Yeşillerin dışişleri bakanlığını alması gibi bir mesele de konuşuluyor. Yeşillere mensup bir dışişleri kurumunun bazen Türkiye’ye karşı sert söylemlerde bulunabileceğini öngörebiliriz. Ama bunlar söylem düzeyinde kalacaktır. Son seçimlerde Almanya’da Türkiye neredeyse hiç gündem olmadı. Bu da daha sağlıklı bir ilişkinin geliştirildiğini gösteriyor.
#Almanya
#Merkel
#CDU
#CSU
#Olaf Scholz