Alman polisinin Müslümanlara, göçmenlere ve Türk vatandaşlarına yönelik sistematik ırkçılığı gün yüzüne çıktı.
Ülkede polis şiddeti ve polisteki ırkçılığı mercek altına alan araştırmalarıyla bilinen Prof. Tobias Singelnstein ve ekibinin gerçekleştirdiği araştırma Alman güvenlik birimlerinin karanlık yüzünü ortaya çıkardı.
Sabah'ın haberine göre Bochum Ruhr Üniversitesi tarafından hazırlanan araştırmayı yürütenlerin sorularını yanıtlayan bir polis, "Bilinçli olarak Türk avına çıkan polisler var" dedi.
Polislerin, “Türk avına çıkalım” diyerek, sokak sokak Türk aradıkları öğrenildi. Hazırlanan raporda "Karar verildikten sonra bilinçli ava çıkılıyor. Sinyal verilmemesi gibi olaylar bile büyütülüyor." ifadeleri yer aldı
Bazı polislerin, "Bugün zenci dövelim" dediğini aktaran polisler, bazılarının ise Türk avına çıktığını anlattı. Raporda ayrıca "Karar verildikten sonra da bilinçli ava çıkılıyor. İşte sinyal verilmemesi gibi olaylar bile büyütülüyor. Olayın büyütülmesiyle, insanların tavır göstermesi provoke ediliyor." ifadelerine yer verildi.
Araştırmaya katılan bir polis, "İnsanları, sinirlenen insanları bile konuşmanızla sakinleştirebilirsiniz. Her iki taraf da huzur içinde yoluna gider. Ya da, 'Ben bu şehirde şerifim, benim dediğim olacak' diye davranırsınız. Ve bu şekilde davranan çok polis var" ifadelerini kullandı. Prof. Singelnstein ırkçılık araştırması için 3 bin 370 kişi ile görüşüldüğünü açıkladı.
Araştırma ekibinden Abdul-Rahman, göçmenlerin daha fazla polis şiddetine maruz kalmalarına karşın bu olayların yargıya yeterince yansımadığını belirterek, "Resmi kriminal istatistiklerinde şiddet uygulayan polisler hakkında savcılıkların çok az sayıda soruşturma başlattığını görüyoruz. Bu şu anlama geliyor: olayların çoğu, yüzde 90'dan fazlası savcılıklar tarafından kapatılıyor ve mahkemelere intikal etmiyor. Böylece, mağdurların durumları mahkemelerde ele alınmıyor ve bu yüzden çok büyük bir bilgi açığı mevcut" dedi.
Araştırma ekibinin üzerinde hassasiyetle durduğu husus ise polisle ilgili genel bir olumsuz yargının oluşmaması. Polisin uygulamasında genel bir yapısal sorun görülmesine karşın bu durumun tüm polisler için geçerli olmadığı ve bütün polislerin kasten bu şekilde davrandığı sonucuna varılamayacağına işaret edildi. Sıklıkla bilinç altındaki stereotipler veya davranış mekanizmalarının polisin ayrımcı bir tutum içine girmesine yol açtığına işaret edildi. Ancak bu durumda da nedenlerin ortaya çıkarılarak, üzerlerinde çalışılması gerektiğine işaret edildi.