Avrupa Birliği, “basın özgürlüğü” kisvesiyle LGBT’yi sahiplenen ve koruyan bir yasa için harekete geçti. Macaristan ve Polonya’nın sapkınlığa karşı çıkması, LGBT lobisini panikletti. Yasayla, Birlik üyesi ülkelerde LGBT aleyhine yayın yapmak ağır yaptırımlara ve merkezi kontrole bağlanıyor.
Avrupa Birliği (AB), Macaristan ve Polonya’da LGBT karşıtı yayınları bahane ederek, üye ülkelerde yayın yapan medya kuruluşlarını kontrol etmeyi amaçlayan bir yasayı bu hafta ilan edecek. “Basın özgürlüğü” kılıfıyla servis edilen yasa ile Brüksel, birlik içerisindeki üye devletlerin medyalarını kontrolü amaçlıyor. Yasa ile üye ülkelerdeki medya kuruluşları üzerinde kendi vizyonunu dayatacak bir kontrol mekanizması oluşturmayı hedefleyen AB, kendi politikalarına alternatif yayınlar yapan medya kuruluşlarının peşine düşecek ve bu kuruluşların finansman kaynağını tespit edecek.
Brüksel adına görevli bir komisyon, kuruluşların yayın politikalarını düzenleyecek bir ekip atayabilecek. Medya kuruluşunun yönetim kurulunda çalışan kişileri de yargılayabilecek ve görevden alabilecek. Komisyon, reklamların medya kuruluşlarına pay edilmesinde de söz sahibi olacak.
BASKI KURACAK
Bu hafta yayınlanacak Avrupa Medya Özgürlüğü Yasası, Avrupa Birliği (AB) üye ülkelerinin yayın politikalarına dolaylı yoldan müdahale yetkisi verecek. Macaristan ve Polonya’nın LGBT karşıtı politikalarını bahane ederek çıkarılan yasa ile Birlik, LGBT’yi destekleyen yayınlar yapan kuruluşları koruyacak ve kendi görüşlerine aykırı içerik üreten kuruluşların üzerinde baskı oluşturacak. Duyurulacak mevzuata göre, medya kuruluşları, doğrudan ve dolaylı olarak şirketin sahiplerini ve hissedarlarını Brüksel’e bildirmek zorunda kalacak. Uzmanlar, Brüksel’in, kendi dayatma kıstaslarına alternatif yayınlar yapan medya kuruluşları sahiplerine, yaptırım ve caydırıcı cezalarla baskı kurmasından endişe duyuyor.
İFADE ÖZGÜRLÜĞÜNE MÜDAHALE
Hazırlanan taslak metne göre, avukatlara AB hükümlerini savunabileceği yeni haklar tanınacak. Halihazırda çok sayıda AB üyesi ülkenin temsilcileri ve medya kuruluşları, “özgür medya” kılıfıyla hazırlanan yasanın, beklenenin aksine ülkelerdeki ifade özgürlüğünü kısıtlayacağı görüşünde. Konuya ilişkin açıklamalarda bulunan Avrupa Komisyon Başkan Yardımcısı Vera Jourova, “hükümetlerle mücadele etmeye hazırız” diyerek tepkilere aldırış etmeyeceklerinin işaretini vermişti.
REKLAM GELİRİNİ DENETLEYECEK
Yasa, AB’ye, medya kuruluşlarının yayın politikalarına müdahale etme hakkı da tanıyor. Taslak metne göre üye ülkelerdeki medya kuruluşlarının belirlenen müfredatın dışında bir yayın politikası izlemesi durumunda, AB Komisyonu yayın politikasını düzenleyici bir kurumun görevlendirmesine hükmedebilecek. Ayrıca kuruluşlardaki yönetim kurulu üyelerini görevden alabilecek. Komisyon, medya kuruluşlarının reklam gelirlerini de denetleyecek. Üye devletler içindeki kamu kurumlarının ve ilgili şirketlerin yıllık reklam harcamalarını raporlamalarını talep edecek. Bu adımla hedef devletlerin medya gelirlerinin kontrolünün hedeflendiği değerlendiriliyor.
Macaristan ve Polonya hedefte
Macaristan, 2021 Temmuz’da kabul edilen yasa ile çocukların ve gençlerin yasal olarak ulaşabileceği kitap, film ve benzeri yayınlardaki LGBT temalarına yasak getirmişti. AB Komisyonu Başkanı Ursula von der Leyen, yasayı “utanç verici" olarak nitelendirmişti. 4 Nisan’daki genel seçimlerle eş zamanlı olarak yasaya ilişkin halkoyuna gidildi. Seçim Orban’ın zaferiyle sonuçlandı ve halk yasayı desteklediğini beyan etti. Zafer konuşması yapan Orban, “Bu zaferi, Brüksel diplomatlarıyla, Soros imparatorluğunun bütün para ve enstitüleriyle ve uluslararası medyayla savaşarak kazandık” diyerek adete AB’ye meydan okumuştu. İleryen günlerde ise, Macar Başbakan, “Aile, sadece bir erkek ile bir kadın tarafından kurulabilir. Çocuklarımızı rahat bırakın” diye konuşmuştu. Polonya Cumhurbaşkanı Andrzej Duda da, LGBT hareketinin, insanlık için Komünist rejimden daha “yıkıcı” olduğunu ileri sürmüştü. 2019’da Polonya’daki 6 kent "LGBT+ eğilimlilerin giremeyecekleri bölgeler" ilan edilmişti.