Avrupa Birliği (AB), 2015'te patlak veren göçmen krizinin ardından sınır kontrollerini sıkılaştırsa da uzmanlar, kıta genelinde ortak politika geliştirilememesi nedeniyle olası bir mülteci akınında Türkiye ile müzakerenin önemine işaret ediyor.
AB, 2015'te patlak veren göçmen krizinin ardından somut bir göç politikası oluşturamadı. Birliğin düzensiz göçü kontrol etmek için attığı en önemli adım ise dış sınırlarını güçlendirmek oldu.
Brüksel, göç için 2014-2020'de 13 milyar avro kaynak ayırdı. Yeni dönemde bu miktarın 35 milyar avroya yükseltilmesi planlanıyor. AB'nin, sınır ülkelerdeki göçle mücadele polisi sayısını ise 10 bine çıkarması hedefleniyor.
Avrupa, savaş ve zulümden kaçan göçmenlere karşı kapılarını kapatmakla kalmadı, yeni duvarlar da inşa etti.
Özellikle, 2015'teki göçmen krizinde bazı ülkeler sınırlarına duvar inşa ederken bazıları da mevcut duvarları genişletti, kilometrelerce tel örgü çekti.
Avrupa, göç akını konusunda her ne kadar "önceki deneyimlerinden tecrübe kazandığını" iddia etse de özellikle Doğu ve Batı Avrupa ülkeleri arasındaki çatlak AB'nin göç politikasını sarsıyor.
AB içindeki bu parçalı tablo, göç konusunda ortak politika geliştirilmesini engelliyor.
Konuya ilişkin AA muhabirine değerlendirmede bulunan Brüksel'deki Avrupa Politikaları Çalışmaları Merkezi (CEPS) Uzmanı Mikkel Barslund, AB'nin Ege'den gelebilecek yeni bir mülteci akınına tam olarak hazır olmadığını söyledi.
Mikkel Barslund, AB'nin yeni bir göçmen akınına hazır olduğu noktayı ise "Yunanistan ve AB yetkilileri, göçmen krizini tecrübe ettiler ve ne anlama geldiğini artık biliyorlar. Buna yönelik hazırlıklar yaptılar." sözleriyle açıkladı.
Avrupa ülkelerinin göç konusunda hassas olduğunu ve bazılarının duvarlar inşa ettiğini anımsatan Barslund, "Diğer yandan göç konusunda Avrupalı yetkililerin Türkiye ile konuşmaktan başka yapabilecek pek bir şeyi bulunmuyor" diye konuştu.