Cumhurbaşkanı adayı ve CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, göreve gelmesi halinde Batı ile ilişkilerde yeni bir yol haritası oluşturmak istiyor. Kılıçdaroğlu, Avrupa'ya seyahatlerde 3 ay içinde vize serbestisini sağlamayı amaçlıyor. Türkiye'de ikinci turu 28 Mayıs'ta yapılacak cumhurbaşkanı seçimine az bir süre kala, ABD basınında Türkiye-Avrupa Birliği (AB) ilişkilerine dair bir analiz yayınlandı.
Foreign Policy dergisinin "AB'nin tek umudu Türkiye" başlıklı analizinde, "Türkiye'ye AB üyeliği verilmesi, Avrupa'ya hem kendisini hem de varlık sebebini yeniden tanımlama şansı sunacaktır." denildi. Türkiye'nin geçmişte defalarca AB'den dışlandığı, Türkiye'de pek çok kişinin siyasi ve ekonomik kaygıların entegrasyonun önündeki gerçek engeller olmadığına inanmaya başladığına dikkat çekildi. Avusturya, Danimarka, Fransa, Yunanistan, Lüksemburg ve Hollanda da dahil olmak üzere birçok Avrupa ülkesinin, Ankara'nın üyeliğine karşı çıkmak için "İslamofobi ve medeniyet farklılığı" söylemlerine başvurduğu anımsatıldı.
Türkiye konusunda Brüksel'e çağrıların yapıldığı analizde, "Avrupa, Türkiye'yi kendi topluluğuna resmen kabul ederek dünyaya açık bir mesaj gönderecektir." ifadesi kullanıldı.
Diğer taraftan zeytin dalı uzatılsa bile Ankara'nın, geleceğini AB'de aramaya devam etmeme kararı verebileceği ihtimali vurgulandı: Kılıçdaroğlu başarılı olsa veya seçim sonrası (Cumhurbaşkanı) Erdoğan Batı'ya yönelse bile, Türkler daha parlak bir gelecek için AB'nin artık en iyi yol olmadığına karar verebilir.
Ayrıca kıtadaki Türkiye karşıtlığının, Alman Hristiyan Demokrat Parti temsilcilerinin 1997'de yaptığı bir açıklamaya yansıdığı da belirtildi: "Avrupa Birliği bir medeniyet projesidir ve bu medeniyet projesinde Türkiye'nin yeri yoktur."