AB'nin Çin'e yaptırım kararının geçen yıl sonunda yürürlüğe giren Küresel İnsan Hakları Yaptırım Rejimi kapsamında alındığı ifade edildi. Bu kapsamda Kuzey Kore, Eritre, Sudan ve Libyalı bazı kişilere de yaptırım getirilecek. Yaptırımların seyahat yasağı ve varlıkların dondurulması gibi tedbirleri içermesi öngörülüyor.
Uygurlara baskı ve insan hakları ihlalleri suçlamalarını reddeden Çinli Büyükelçi, "AB'den iki kez düşünmesini istiyoruz. Birileri zıtlaşmada ısrar ederse biz geri adım atmayız." ifadesini kullandı.
AB, ikinci büyük ticaret ortağı Çin'e son olarak 1989'da yaptırım kararı almıştı. Tiananmen Meydanı'ndaki olayların ardından başlayan silah satış ambargosu halen devam ediyor.
Çin'de son yıllarda Uygur Türklerinin kimlik ve kültürlerine yönelik ihlaller uluslararası kamuoyu tarafından eleştiriliyor.
Pekin'in "mesleki eğitim merkezleri" olarak adlandırdığı, uluslararası kamuoyunun ise "yeniden eğitim kampları" diye tanımladığı yerlerde, Birleşmiş Milletler (BM) verilerine göre en az 1 milyon Uygur Türkü kendi rızası dışında tutuluyor. Pekin yönetimi, Sincan Uygur Özerk Bölgesi'nde kaç kamp bulunduğuna, buralarda kaç kişinin olduğuna ve söz konusu kişilerden ne kadarının sosyal hayata döndüğüne ilişkin bilgi vermiyor.
BM ve diğer uluslararası örgütler, kampların incelemeye açılması çağrılarını yinelerken, Çin, şu ana kadar kendi belirlediği birkaç kampın az sayıda yabancı diplomat ve basın mensubu tarafından kısmen görülmesine izin verdi.
Çin makamları zorla çalıştırma iddialarını reddederken, BM yetkililerinin doğrudan bilgi almak amacıyla bölgede serbestçe inceleme yapma talebini ise geri çeviriyor.