İsminin açıklanmasını istemeyen bir Dışişleri Bakanlığı yetkilisine göre, üst düzey üç ABD'li diplomat Çin'in Washington Büyükelçisi Şie Fıng ile hafta başında bir araya geldi.
Görüşmede, ABD'nin endişelerini aktaran diplomatlar, Çin'i, Rusya ve Kuzey Kore üzerindeki nüfuzunu kullanarak gerilimin tırmanmasını önlemeye çağırdı.
ABD Dışişleri Bakanı Antony Blinken, dün yaptığı açıklamada, ABD'nin beklentisinin Rusya ve Kuzey Kore arasındaki faaliyetleri engellemek için Çin'in sahip olduğu nüfuzu kullanması yönünde olduğunu ve Pekin'in bunu bildiğini ifade etmişti.
Çin'in Washington Büyükelçiliği Sözcüsü Liu Pengyu, yaptığı açıklamada, Çin'in Ukrayna krizi konusundaki tutumunun "tutarlı ve net" olduğunu söyledi.
Liu, "Çin, Ukrayna krizinin barış görüşmeleri ve siyasi yollarla çözülmesi için çaba sarf ediyor. Bu pozisyon değişmeden kalacak. Çin bu amaçla yapıcı bir rol oynamaya devam edecek." dedi.
ABD, Rusya'da 10 bin civarında Kuzey Kore askerinin olduğunu ve Kuzey Kore güçlerinden 8 bininin Kursk bölgesine konuşlandırıldığını belirtiyor. Washington, bu askerlerin gelecek günlerde Kremlin'in Ukrayna birliklerine karşı savaşmasına yardım etmeye hazırlandığını vurguluyor.
Çin bu hamleyle ilgili henüz yorum yapmadı.
Moskova ile "sınır tanımayan" bir ortaklık kuran Pekin, Pyongyang için de önemli bir müttefik olsa da uzmanlar Pekin'in Rusya ile Kuzey Kore arasındaki yakın askeri ortaklığı bölgede istikrarı bozucu olarak gördüğü için onaylamayabileceğini belirtiyor.
Çin'in Renmin Üniversitesinde Uluslararası İlişkiler Bölümünde görevli Prof. Dr. Shi Yinhong, Rusya-Kuzey Kore ortaklığının Pekin'in barışçıl bir Kore Yarımadası hedefine ters düştüğünü söyledi.
Shi, Pekin'in "durumun karmaşıklığının ve tehlikesinin farkında olduğunu" belirterek "Çin'in Kuzey Kore ile Rusya arasındaki askeri ittifak anlaşması konusunda henüz bir şey söylememiş olması, Çin'in buna kesinlikle katılmadığını gösteriyor" dedi.
Eski ABD Merkezi İstihbarat Teşkilatı (CIA) üst düzey yetkililerinden Dennis Wilder, Washington'da bir panelde yaptığı konuşmada, Pekin'in Kuzey Kore'nin hamlesi konusundaki "sessizliğini", "şaşırtıcı" olarak nitelendirdi.
Wilder, Pekin'in Moskova'yı desteklemek ve Batı'yı kızdırmamak arasında bir denge bulması gerektiğini ve Çin Devlet Başkanı Şi Cinping'in "kendi iyiliği için her şeyi görmezden gelebileceğini" söyledi.
Şi'nin Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin ile kişisel bir ilişki kurduğunu ve "Putin'in başarısız olduğunu görmek istemediğini" ifade eden Wilder, Şi'nin aynı zamanda ülkesinin ekonomisi zor durumdayken Avrupalıları ve Amerikalıları kızdıramayacağını ve bu sebeple bu konuda kamuoyu önünde bir şey söylemeyeceğini kaydetti.
Stratejik ve Uluslararası Çalışmalar Merkezi'nin Asya ve Kore'den Sorumlu Kıdemli Başkan Yardımcısı Prof. Dr. Victor Cha, aynı panelde yaptığı konuşmada, Pekin'in Pyongyang'ın hamlesinden önceden haberdar edilip edilmediğinin belirsiz olduğunu ifade ederek Çin'in Rusya'nın Kuzey Kore üzerinde Pekin'den daha fazla nüfuz kazanmasından da endişe duyabileceğini vurguladı.
Çin'in Liaoning Üniversitesi Amerikan ve Doğu Asya Çalışmaları Enstitüsü Direktörü Lu Chao da ABD'nin Çin'den Kuzey Kore'yi yönetmesini beklememesi gerektiğini belirtti.
Rusya Devlet Başkanı Putin, haziranda Kuzey Kore'ye resmi ziyarette bulunmuş, taraflar arasında "kapsamlı stratejik ortaklık anlaşması" imzalanmıştı.
Ukrayna Devlet Başkanı Volodimir Zelenskiy, 25 Ekim'deki açıklamasında, Rusya'nın Kuzey Kore askerlerini ilk muharebe bölgelerine 27-28 Ekim'de konuşlandıracağını öğrendiklerini duyurmuştu.
ABD, Rusya'da 10 bin civarında Kuzey Kore askerinin bulunduğunu ve bunlardan 8 bininin Ukrayna sınırına yakın Kursk bölgesinde konuşlandırıldığını açıklamıştı.