ABD basını İsveç'i veto eden Türkiye'ye karşı gardını aldı: NATO ülkeleri Erdoğan'a baskı yapmalı

Cumhurbaşkanı Erdoğan, İsveç Başbakanı Kristersson'a, Osmanlı Devleti'nin İsveç'e yaptığı maddi yardımdan dolayı İsveç Kralı'nın memnuniyetini bildiren elçisinin yazısının birebir basımını hediye etmişti.

İsveç'te Kur'an'ın yakılmasının ardından Cumhurbaşkanı Erdoğan, NATO'ya üyelik desteği beklenemeyeceğini açıklamış, görüşmeler askıya alınmıştı. ABD merkezli medya kuruluşu Bloomberg, askeri ittifaka yeni katılımlara ilişkin tavrı nedeniyle Ankara'ya yaptırımlar uygulanması gerektiğini savundu.

Finlandiya ile birlikte NATO'ya katılmak isteyen İsveç, Türkiye'nin Stockholm Büyükelçiliği önünde aşırı sağcı Rasmus Paludan tarafından Kur'an-ı Kerim yakılmasına izin verdi. Provokatif eylem sonrası Ankara'dan sert tepkiler yükseldi. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, böyle bir durumda NATO'ya üyelik desteği beklenemeyeceğini söylerken, iki ülke ile görüşmeler askıya alındı.

Türkiye'yi tehdit analizi

ABD merkezli yayın organı Bloomberg, "NATO, Erdoğan'ın genişlemeyi geciktirmesine izin vermemeli" başlıklı analizinde Türkiye'yi hedef aldı. Son günlerde yaşananların ardından askeri ittifaka yeni katılımların sekteye uğradığı belirtildi. Her 10 İsveçli'den yaklaşık 8'inin, Türkiye'nin onayını almak için ülkenin yasal ilkelerinden taviz verilmesine karşı çıktığı kaydedildi. Ankara'nın açıkça hedef alındığı analizde şu ifadeler kullanıldı:

"Erdoğan'a baskı yapılmalı"

ABD ve Avrupa'nın bu çıkmazı çözmesi gerekiyor. (NATO) İttifak liderleri, en geç 18 Mayıs'a kadar, yani üyelik için başvurularının üzerinden tam bir yıl geçmiş olacak şekilde, İskandinav ülkelerinin başvurusunu onaylaması için Erdoğan'a baskı yapmalı.

ABD ve NATO'ya seslendiler

Aynı yazıda, Türkiye'ye uygulanması istenen yaptırımlar konusunda Batı'ya çağrıda bulunuldu: Türkiye direnirse ABD Kongresi, Ankara'ya F-16 savaş uçağı satışını durdurarak yanıt vermeli. NATO, Türkiye'nin ortak tatbikatlara katılımını azaltmalı. Türkiye'nin uzlaşmazlığı sadece İskandinav ülkelerinin üyelik hedeflerini tehlikeye atmıyor, Avrupa'nın da geniş kapsamlı güvenliğini riske atıyor.