Avrupa Birliği’nin 10-11 Aralık tarihlerinde yapılacak liderler zirvesi öncesinde, AB Dış İlişkiler ve Güvenlik Politikası Yüksek Temsilcisi Josep Borrell, Türkiye’yle ilişkkiler ilişkin dikkat çeken açıklamalar yaptı. Euronews’e konuşan Josep Borrell, gelecek hafta yapılacak AB zirvesi öncesinde Doğu Akdeniz’de yaşanan gerilimle ilgili Türkiye ile ilişkilerde “önemli bir iyileşme” olmadığını söyledi.
Avrupa Birliği’nin 10-11 Aralık tarihlerinde yapılacak liderler zirvesi öncesinde, AB Dış İlişkiler ve Güvenlik Politikası Yüksek Temsilcisi Josep Borrell, Türkiye’yle ilişkkiler ilişkin dikkat çeken açıklamalar yaptı. Euronews’e konuşan Josep Borrell, gelecek hafta yapılacak AB zirvesi öncesinde
Doğu Akdeniz’de yaşanan gerilimle ilgili Türkiye ile ilişkilerde “önemli bir iyileşme” olmadığını
söyledi.
Borrell Türkiye’ye yaptırım konusunda bazı ülkelerin isteksiz olduğunu da kaydetti. Suriye’den göç konusunda Türkiye’nin kritik konumuna dikkat çeken Borrell, son dönemde Türkiye ve Rusya’nın Akdeniz, Suriye ve Kafkaslar’da etkisinin arttığına dikkat çekti.
AB’nin Afrika ve Libya politikasına ilişkin kendisine iletilen soruya Borrell, Türkiye ve Rusya’nın artan gücüne dikkat çekerek cevap verdi. “Rusya ve Türkiye, orta Akdeniz’de beş yıl önce olmayan bir etkiye sahip.” değerlendirmesini yapan AB Dış İlişkiler Yüksek Temsilcisi, “Rusya ile Türkiye’nin nüfuzlarını nasıl paylaşacakları konusunda anlaşmaya vardıkları “Astana süreci”nin oluşturulmasıyla benzer şeyler Suriye’de ve Kafkasya’da da oluyor.” değerlendirmesini yaptı.
GÖÇMEN KONUSUNDA KRİTİK ROL
Borrell, Türkiye’nin Avrupa’ya göç meselesinde üstlendiği kritik role ve Avrupa’nın bu role duyduğu ihtiyacı da “Türkiye’de üç milyon Suriyeli mülteci var, Türkiye onları topraklarında tutuyor. Bunun çok büyük bir bedeli var. İspanya’da üç milyon insanı karşılamamız ve ilgilenmemiz gerekip gerekmediğini düşünün. Bunun toplum için bir sorun olacağını düşünmüyor musunuz?” itirafıyla işaret etti. Türkiye’nin göçmenler konusunda taşıdığı yüke de değinen Borrell,
“Komşu ülke olduğu için oraya gelen bu mültecilere bakmanın maliyetini neden Türkiye üstlensin? Onlara yardım etmeliyiz. Buraya gelmesinler diye mi yapıyoruz? Soru çok açık: Avrupa toplumu kendi topraklarında üç buçuk milyon Suriyeli göçmen ev sahipliği yapmak istiyor mu? Gerçekten istiyor musunuz?”
sorusuyla Avrupa’nın yaşadığı ikilemi gözler önüne serdi.