Almanya Başbakanı Angela Merkel'in 11 ülke lideri, başta BM olmak üzere uluslararası örgütler ve Libya'daki taraflara yaptığı davetle 19 Ocak'ta Berlin'de yapılması planlanan Libya Konferansı ülkede istikrar ve kalıcı barışın sağlanmasını amaçlıyor.
Dış politikada bir süredir ciddi varlık gösteremeyen Almanya, Berlin Süreci olarak da bilinen Libya Konferansını hem Libya'nın Avrupa için gelecekte bir mülteci krizine yol açacak coğrafyada bulunması hem de kendi sesini dünyaya duyurması açısından yapmak istiyor.
Bunun için Almanya'da bugüne kadar 5 ön hazırlık toplantısı düzenlendi. Merkel, hazırlıkların ardından
olmak üzere 11 ülkenin devlet ve hükümet başkanlarına konferans için davet gönderdi.
Liderlerin yanı sıra BM, Avrupa Birliği (AB), Afrika Birliği ve Arap Ligi temsilcileriyle
ve Libya’nın doğusundaki
gayrimeşru silahlı güçlerin lideri Halife Hafter
de konferansa davet edildi.
Türkiye ve Rusya sayesinde
- Fransa ve İtalya gibi Avrupa ülkelerinin aksine Libya'daki gelişmelerle ilgili Almanya'nın "doğrudan müdahil olmayan" tutumu Berlin'in çözüm çabalarında öne çıkmasını sağladı.
- Ancak Merkel, Almanya'nın BM Güvenlik Konseyi üyesi olmaması ve uluslararası siyasette ağırlığının bulunmaması nedeniyle sürecin başarısı için başta Türkiye ve Rusya olmak üzere ABD, Fransa'nın da aralarında bulunduğu küresel ve bölgesel güçlerle yoğun temas trafiği yürütmek zorunda kaldı.
- Kamuoyunda gerçekleşme ihtimali zor görünen Libya Konferansı ancak Türkiye ve Rusya'nın devreye girmesi, bunun ardından Libya'da ateşkesin sağlanmasıyla mümkün hale geldi.
- Alman medyasında çıkan bazı yorumlarda Libya Konferansının gerçekleştirilebilecek duruma gelmesinde asıl başarının Merkel'in yanında Erdoğan ve Putin'e ait olduğu ifade ediliyor.
Almanya ateşkes şartı istiyor
Almanya Berlin Süreci için olmazsa olmaz koşul olarak Libya'da ateşkesin sağlanmasını istiyordu.
Başkent Trablus yakınlarına kadar ulaşan çatışmaların sonlanması için Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, 8 Ocak'ta ortak açıklamayla Libya'daki tüm taraflara ateşkes çağrısında bulundu. Meşru UMH yönetiminin ardından darbeci Hafter'in de kabul etmesiyle ateşkes 12 Ocak gece yarısı yürürlüğe girdi.
Almanya Berlin Süreci için altıncı ön hazırlık toplantısı yapmaya hazırlanırken Angela Merkel konferansın gerçekleşmeme ihtimalinin ağır bastığı bir dönemde devreye girerek hem Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile hem de Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin ile telefon diplomasisi yaptı ve süreci tekrar canlandırdı.
Ardından Merkel'in 19 Ocak Pazar günü Libya Konferansı için bazı ülkelere devlet ve hükümet başkaları seviyesinde davette bulunduğu açıklandı.
Konferansa, ABD, Rusya, İngiltere, Fransa, Çin, Birleşik Arap Emirlikleri, Türkiye, Kongo Cumhuriyeti, İtalya, Mısır, Cezayir’in yanı sıra BM, Avrupa Birliği (AB), Afrika Birliği ve Arap Birliği temsilcilerinin katılacağı, BM nezdindeki meşru Ulusal Mutabakat Hükümeti (UMH) Başbakanı Fayiz es-Serrac ve Libya’nın doğusundaki gayrimeşru silahlı güçlerin liderli Halife Hafter’in de konferansa davet edildiği bildirildi.
Almanya'nın amacı
Konferansta bölgede sağlanan ateşkesin korunması için atılacak adımlar ve soruna siyasi çözüm bulmak için yürütülecek çalışmaların değerlendirilmesi planlanıyor.
Almanya'nın Libya'da istikrarın sağlanmasını isterken en baştaki amacının Suriye'de yapılan hataları tekrarlamamak ve Afrika'da yaşayanların Libya üzerinden Avrupa'ya gelmelerinin önüne geçerek muhtemel bir mülteci krizini engellemek olduğu belirtiliyor.
Rusya'nın da Libya'da siyasi sürecin yeniden başlaması için Avrupa'dan finansal destek beklentisi bulunduğu dile getiriliyor.
Tüm bu gelişmeler ışığında darbeci general Hafter'in üzerinde mutabakata varılan metne imza atmadan Moskova'yı terk etmesi, 19 Ocak'ta planlanan konferansın önemini artırıyor.