Cuma mesajları göndermek isteyenler haberimize bakabilirler. Resimli, en güzel, anlamlı, kısa cuma mesajlarını buradan görebilirsiniz. Ramazan ayına 3 gün kala vatandaşlar cuma günü ibadetleri ile ramazan ayına hazırlanacak. Bu anlamlı günde sevdiklerinize cuma mesajları göndererek hayırlı olmasını dileyebilirsiniz. İşte 3 Haziran Cuma mesajları ve detaylı bilgiler
Cuma mesajlarını göndermek için gereken tüm detayları haberimizden bulabilirsiniz. Özellikle ramazan ayının gelmesi ile vatandaşlardaki heyecan da arttı. Bu hafta cuma günü ibadetlerini yapacak olan Müslüman vatandaşlar, cuma günü için sevdiklerine mesajlar gönderecek ve iyi dileklerini iletecek. Sizler de haberimizde paylaştığımız en yeni, mübarek, resimli, kısa ve anlamlı cuma mesajlarını dilediğiniz kişi ile paylaşabilirsiniz. Cuma günü hakkındaki bilgileri ve mesajları buradan inceleyebilirsiniz. İşte 3 Haziran 2016 Cuma mesajları ve kapsamlı bilgiler.
Haftanın en özel günü olan
gününde sizler de
sevdikleriniz ile paylaşmak istiyorsanız buradaki bilgilerden faydalanabilirsiniz. Cuma günü mesajlarının göndermenin bir iki kolay yolu bulunmaktadır. Bunların en basit yöntemlerinden ilki, Sosyal medya hesaplarını kullanarak yollamaktır. Facebook, Instagram, Twitter, Pinterest, Google+ gibi uygulamalarda hesabınız var ise buradan kolayca cuma mesajı paylaşılabilir. Ayrıca WhatsApp ve SMS yolu ile mesajlarınızı gönderebilirsiniz.
1- Bir hadis-i şerif meali şöyledir:
(Allah katında günlerin efendisi Cuma'dır. O kurban ve Ramazan bayramı günlerinden de faziletlidir. Cuma gününde şu beş özellik vardır: 1- Hz. Âdem o gün yaratıldı. 2- O gün yeryüzüne indirildi. 3- O gün vefat etti. 4- O günde öyle bir an vardır ki, günah veya akrabalarla ilişkiyi kesme konularında olmamak şartıyla kul Allahü teâlâdan bir şey isterse Allahü teâlâ mutlaka onu verir. 5- Kıyamet o gün kopacaktır. Allah'a yakın hiç bir melek, hiçbir gök, hiçbir yer yoktur, hiçbir rüzgar, hiçbir dağ ve taş yoktur ki, Kıyametin kopmasına sahne olacağı için Cuma gününün heybetinden korkmasın.) [Buhari, İ. Ahmed]
Cuma, müminlerin bayramıdır. Bugün yapılan ibadetlere en az, iki kat sevap verilir. Bugün işlenen günahlar da, iki kat yazılır. Hadis-i şeriflerde buyuruluyor ki:
(Sevaplar içinde Cuma günü ve gecesinde yapılandan daha kıymetlisi, günahlar içinde de, Cuma günü ve gecesinde işlenilenden daha kötüsü yoktur.) [Ramuz]
(Cuma günü günah işlemeden geçerse, diğer günler de selametle geçer.) [İ.Gazali]
(Cuma günü, kuşlar, vahşi hayvanlar birbirine, “Selam size, bugün Cumadır" derler.) [Deylemi]
(Cuma diğer Cumaya kadar ve fazladan üç gün içinde işlenen günahlara kefaret olur. Çünkü iyi bir amel işleyene on kat sevap verilir.) [Taberani]
(Dört gecenin gündüzü de gecesi gibi faziletlidir. Allahü teâlâ, o günlerde dua edenin isteğini geri çevirmez, onları mağfiret eder ve onlar bu günlerde bol ihsana nail olurlar. Bunlar: Kadir gecesi, Arefe gecesi, Berat gecesi, Cuma gecesi ve günleri.) [Deylemi]
(Cuma günü gusleden kimsenin günahları affolur.) [Taberani]
(Cuma günü sabah namazından önce, “Estağfirullahelazim ellezi la ilahe illa hüvel hayyel kayyume ve etubü ileyh" okuyanın, deniz köpüğü kadar da olsa, bütün günahları affolur.) [İbni Sünni]
[Böyle büyük mükafat verilebilmesi için, o kişinin, düzgün itikada sahip olması, kul hakkını, kazaya kalan farzlarını ödemesi ve haramlardan vazgeçmesi şarttır.]
(Cuma günü veya gecesi ölen mümin, şehid olur, kabir azabından kurtulur.) [Ebu Nuaym]
(Ana-babanın kabrini, Cuma günleri ziyaret eden kimsenin günahları affolur, haklarını ödemiş olur.) [Tirmizi]
(Cuma günü 80 salevat getirenin, 80 yıllık günahı affolur.) [Dare Kutni]
(Cuma gecesi Yasin suresini okuyanın günahları affedilir.) [İsfehani]
(Cuma günü veya gecesi Duhan suresini okuyana Cennette bir köşk verilir.) [Taberani]
2- Kendisine Cuma namazı farz olan her müslümanın alış-verişini bırakıp namaza gitmesi farzdır. Özürsüz Cumaya gitmemek haramdır. Ezan okunurken de, alış-veriş yapmak mekruhtur. Halbuki alış-verişin kendisi helaldir. Yani alınan mal mekruh değil, helaldir. Fakat ezan okunurken alış-veriş yapılması mekruhtur. (Dürer)
(Allahü teâlâ, bugünden itibaren kıyamete kadar size Cuma namazını farz kıldı. Adil veya zalim bir imam [başkan] zamanında küçümseyerek veya inkâr ederek Cuma namazını terk edenin iki yakası bir araya gelmesin! Böyle bir kimse tevbe etmezse, onun namazı, zekatı, haccı, orucu ve hiçbir ibadeti kabul olmaz.) [İbni Mace]
(Allah'a ve ahirete inanan, Cuma namazına gitsin!) [Taberani]
(Cuma namazını kılmayan kimsenin kalbi mühürlenir [iyilik yapamaz olur], gafil olur.) [Müslim]
(Cuma namazına giderken ayakları tozlanan kimseye Cehennem ateşi haramdır.) [Tirmizi]
(Cuma namazından sonra, yedi defa ihlas ve muavvizeteyn [yani iki Kul euzüyü] okuyan kimseyi, Allahü teâlâ, bir hafta, kazadan, beladan, kötü işlerden korur.) [İbni Sünni]
(Büyük günah işlenmediği müddetçe, beş vakit namaz ile Cuma namazı, öteki Cumaya kadar aralarda işlenen günahlara kefarettir.) [Müslim]
Seferi olana Cuma kılmak farz değildir, kılarsa farz sevabını alır. (Hindiyye)
Cuma namazı kılınmayan çok küçük köylerde ve kâfir ülkelerinde, cemaatle öğle namazı kılınır ve ikamet okunur. Cumanın sahih olduğu yerlerde, öğleyi cemaatle kılmak ve ikamet okumak mekruh olur. (R.Muhtar, Fetava-i Abdurrahim)
Mahkumlara Cuma namazı farz değildir. Öğle namazını cemaatle kılabilirler.
Cuma namazı yalnız erkeklere farzdır. Bu husustaki hadis-i şeriflerden ikisi şöyle:
(Cuma namazı kılmak, köle, kadın, çocuk, hasta hariç, her müslümana farzdır.) [Hakim]
(Cumaya gelmeyen erkeklerin evlerini yıksam diye düşündüm.) [Buhari]
Kadınların Cuma günü, öğle namazını evlerinde kılmak için cemaatin camiden çıkmasını beklemeleri şart değildir. (Hidaye)
3- Cuma günü oruç tutmak müstehaptır. Hadis-i şerifte buyuruldu ki:
(Cuma günü oruç tutana, on ahiret günü oruç sevabı verilir.) [Beyheki]
Bazı âlimlere göre de yalnız Cuma günü oruç tutmak mekruhtur. Hadis-i şerifte buyuruldu ki:
(Yalnız Cuma günü oruç tutmayın! Bir gün öncesi veya bir gün sonrası ile tutun.) [Buhari]
(Sünnet ve mekruh olduğu bildirilen bir işi yapmamalıdır! Bunun için Cuma günü orucu perşembe veya cumartesi ile birlikte tutmalıdır!) (Redd-ül Muhtar)
Dünyada bir olan sende bin olsun, kainatta damla olan sende okyanus olsun. El açıp dua etiğin her şey bugün kabul olsun, amin! Hayırlı Cumalar dilerim.
Bu mübarek cuma günü hürmetine evlerimizi aşsız, kalplerimizi aşksız, dillerimizi duasız bırakma… Evlatlarımızı hayırlı, bedenimizi sağlıklı, işlerimizi başarılı kıl… Fakirlere yadım et, zalimlere fırsat verme Ya Rab! Hayırlı cumalar dilerim.
Bazı müminler cennete hasret yaşar. Bazı müminler de vardır ki cennet onları hasretle bekler. Cennetin hasrete beklediği müminlerden olmak duasıyla, hayırlı cumalar.
Ey Rabbim… Yalvarışım rahmetine güvenimden, her şey kudretinden, içimdeki kırık kalp Allah derken, rahmetini esirgeme üzerimizden. Amin. Hayırlı cumalar dilerim.
Ey Rabbim! Şu sonsuz merhamet ve rahmet deryasından bir damla da olsa, nasiplenmeyi hak eden kullarından eyle bizi. Amin. Hayırlı nurlu cumalar dilerim.
Allahım, aklıma ilim ve hikmet; fikrime, feraset ve basiret; bedenime sıhhat ve afiyet; ruhuma da, tekamül ve metanet ihsan eyle. Cumamız mübarek olsun, amin!
Küçük bir çocuk olsa, tövbe kapısından girmeye yaşım tutmasa daha… Hiç bulaşmamış olsam dünyanın kirine, pasına. Açsam kollarımı, koşsam Kabe'nde. Hayırlı cumalar dilerim.
Allah'ım! Senden bu günün ve yarının bildiğim ve bilmediğim ne kadar hayır varsa hepsinden isterim. Senden cenneti ve cennete yaklaştıracak söz ve amelleri isterim. Amin. Hayırlı cumalar dilerim.
Dua çiçeğini bilir misin, yeryüzünde sulanır, gökyüzünde açarmış. Melekler kulunuzdan deyip Rabbimize sunarmış. Dualarda buluşmak dileğiyle Hayırlı Cumalar.
Ettiğin her dua derdine deva, sağlığına şifa, gözüne nur, gönlüne huzur, ailene ve sevdiklerine huzur getirsin. Hayırlı cumalar dilerim.
Uzaklardan bir yele ser süslü bir sonbahar akşamında. Gönüller bir olsun mekanlar kimin umrunda. Kardeşlik sevgi hissetmektir arada, yollar ve zaman olsada. Hayırlı cumalar dilerim.
Ey nefsim! Şeytana yem olmak mı yoksa cennette gül olmak mı niyetin? Bırak yakamı secde edeyim. Sen huzura er, ben imanla öleyim. Rabbim hepimizi imanla ölen kullarından eylesin. Amin. Hayırlı nurlu cumalar.
Allah'ım! Dillere destan, yüreklere ferahlık olan merhametin ile günahlarımızı affeyle. Amin tüm müslümanların cuması mübarek olsun. Hayırlı, bereketli, huzurlu ve sağlık dolu günler dilerim.
Çıkarsa kalbinde yara, Yaradan dönüştürür bunu bir gün hayra, sen sabretmesini bilirsen; Yaradan düşürmez seni dara. Kaldır başını semaya, aç ellerini mevlaya. Sen istemesini bilirsen, mevla cevap verir duaya. Cuma günümüz mübarek olsun.
Makbul, dua ve tövbelerimizi kabul, sağlığımızı daim, kazancımızı bereketli, kalplerimizi ve evlerimizi huzurla doldursun İnşallah. Hayırlı cumalar dilerim.
Ya Rabbi! Kıldığım namazı kabul eyle! Ahir ve akıbetimi hayır eyle. Son nefesimde Kelime-i tevhid söylememi nasip eyle. Ölmüşlerimi af ve mağfiret eyle. Duaların geri çevrilmeyeceği bu mübarek günde Rabbim dualarımızı kabul etsin. Bizleri Rahmetinden mahrum bırakmasın hayırlı cumalar inşallah.
- Bir gül kurur, kalpteki sevgi kurumaz. Yağan yağmur durur, gönüldeki fırtına durmaz. Her şey unutulur ama sevilen insanlar unutulmaz. Hayırlı, nurlu cumalar dilerim.
- Dünyada bir olan sende bin olsun, kainatta damla olan sende okyanus olsun. El açıp dua etiğin her şey bugün kabul olsun, amin! Hayırlı Cumalar dilerim.
- Bu mübarek cuma günü hürmetine evlerimizi aşsız, kalplerimizi aşksız, dillerimizi duasız bırakma… Evlatlarımızı hayırlı, bedenimizi sağlıklı, işlerimizi başarılı kıl… Fakirlere yadım et, zalimlere fırsat verme Ya Rab! Hayırlı cumalar dilerim.
- Bazı müminler cennete hasret yaşar. Bazı müminler de vardır ki cennet onları hasretle bekler. Cennetin hasrete beklediği müminlerden olmak duasıyla, hayırlı cumalar
- Ey Rabbim… Yalvarışım rahmetine güvenimden, her şey kudretinden, içimdeki kırık kalp Allah derken, rahmetini esirgeme üzerimizden. Amin. Hayırlı cumalar dilerim.
- Ey Rabbim! Şu sonsuz merhamet ve rahmet deryasından bir damla da olsa, nasiplenmeyi hak eden kullarından eyle bizi. Amin. Hayırlı nurlu cumalar dilerim.
Allah'ım, 'kin, kibir ve kim ne der' hastalıklarından sana sığınırım. Bu güzel cuma gününü senin rızan için sevgi ve muhabbet içinde geçirmeyi nasip eyle. Amin. Cumamız mübarek olsun.
Ömrümüzün hikayesini yazan en büyük ve en güzel yazıcı olan Rabbim, gönlünüzden geçen güzellikleri alnımıza kader diye yazsın. Amin, hayırlı cumalar dilerim.
Ya Rabbi! Kıldığım namazı kabul eyle! Ahir ve akıbetimi hayır eyle. Son nefesimde Kelime-i tevhid söylememi nasib eyle. Ölmüşlerimi af ve mağfiret eyle. Duaların geri çevrilmeyeceği bu mübarek günde Rabbim dualarımızı kabul etsin. Bizleri Rahmetinden mahrum bırakmasın hayırlı cumalar inşallah.
Bir gül kurur, kalpteki sevgi kurumaz. Yağan yağmur durur, gönüldeki fırtına durmaz. Her şey unutulur ama sevilen insanlar unutulmaz. Hayırlı, nurlu cumalar dilerim.
Dünyada bir olan sende bin olsun, kainatta damla olan sende okyanus olsun. El açıp dua etiğin her şey bugün kabul olsun, amin! Hayırlı Cumalar dilerim.
Bu mübarek cuma günü hürmetine evlerimizi aşsız, kalplerimizi aşksız, dillerimizi duasız bırakma… Evlatlarımızı hayırlı, bedenimizi sağlıklı, işlerimizi başarılı kıl… Fakirlere yadım et, zalimlere fırsat verme Ya Rab! Hayırlı cumalar dilerim.
Bazı müminler cennete hasret yaşar. Bazı müminler de vardır ki cennet onları hasretle bekler. Cennetin hasrete beklediği müminlerden olmak duasıyla, hayırlı cumalar.
Ey Rabbim… Yalvarışım rahmetine güvenimden, her şey kudretinden, içimdeki kırık kalp Allah derken, rahmetini esirgeme üzerimizden. Amin. Hayırlı cumalar dilerim.
Ayette geçen “el-cumu'ati" kelimesi, “toplamak, bir araya getirmek" anlamına gelen “cem'" kökünden türetilmiş bir isimdir. Müslümanlar öğle saatinde camide toplanıp birlikte cuma namazı kıldıkları için Arapların daha önce “arube" dedikleri haftanın bu gününe “cuma günü" denilmiştir.
Haftanın en değerli günü cuma günüdür. Peygamberimiz (s.a.s.) cuma gününün faziletini şöyle beyan etmiştir: “Üzerine güneşin doğduğu en hayırlı gün cuma günüdür; Âdem o gün yaratılmış, o gün cennete girmiş ve o gün cennetten çıkarılmıştır. Kıyamet de cuma günü kopacaktır." (Müslim, Cuma, 18)
Cuma, Müslümanların haftalık bayramıdır. Bu itibarla Müslümanlar, perşembe günü akşamdan bu güne hazırlanırlar. Cumaya hazırlık için boy abdesti alırlar, temiz elbise giyerler, güzel koku sürünürler. Bunu Peygamberimizin bir tavsiyesi olarak yerine getirirler. Çünkü Peygamberimiz (s.a.s.); “Cumaya gelmek isteyen kimse boy abdesti alsın." (Müslim, Cuma, 2) “Ergen olan her kişinin cuma günü gusletmesi, ağız ve diş temizliği yapması ve yeteri kadar güzel koku sürünmesi gerekir." (Müslim, Cuma, 7) buyurmuştur.
Peygamberimiz (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) buyuruyor: Üzerine güneşin doğduğu en hayırlı gün, cuma günüdür. (Çünkü ilk insan) Adem o gün yaratıldı, o gün cennete kondu, o gün dünyaya indirildi, o gün tevbesi kabul edildi, o gün öldü ve kıyâmet o gün kopacaktır. (Müslim – Tirmizî – Nesâî)
Allah (c.c.) cumartesi gününü Hz. Mûsa'ya, pazar gününü Hz. İsa'ya ve haftanın en faziletli günü olan cumayı da Son Peygamber Hz. Muhammed'e kutsal kıldı. Gerçi günahsız geçen her gün kutsaldır ama cuma gününün farklı özellikleri vardır;
Hz. Âdem cuma günü yaratıldı: Yeryüzünün halifesi ve cennetin adayı olan ilk insan, cuma günü yaratıldı ve evrendeki canlılar âlemine katıldı.
Cuma günü cennete kondu: Gerçekte ruhsal ve duygusal açıdan cennetteki yaşam koşullarına göre yaratılan Hz. Âdem, önce öz vatanı olan cennete kondu ki, cennetin güzelliği bilinçaltına yerleşsin de geçici dünya hayâtına aldanmasın.
Cuma günü dünyaya indirildi: Hz. Âdem ile Hz. Havva dünyaya geri gönderilmeyip sürekli orada yaşasalardı, cennette üreme olmadığından evrendeki insan sayısı iki kişi ile sınırlı kalacak ve o güzelim cennet boş kalıp, anlamsız olacaktı.
Cuma günü tevbesi kabul olundu: Yasaklanmış meyveyi yediği için dünyaya sürgün olarak gönderilen Hz. Adem, sürekli ağladı ve cuma günü icâbet saatinde tevbesi kabul olundu. Hz. Âdem cuma günü öldü: Bin yıl kadar bu dünyanın kahrını çeken ve cennet özlemi ile yanan Hz. Âdem, cuma günü âhiret âlemine göçerken ardından kırk bini aşkın evlât ve torunlar bıraktı.
Cuma günü kıyâmet kopacak: Ölüm ve kıyâmet sözcükleri kulaklarımıza pek hoş gelmese de gerçekte ikisi de mü'minler için İlâhi bir lütuftur. Çünkü ölüm yaşlılıktan, hastalıktan bunalan ve toplumdan dışlanan insanları dünya zindanından kurtarıp Berzah âlemine kavuşturur. Kıyâmet olayı da Berzah âlemindeki mü'minleri öz vatanları olan cennete ve Cemâlullah'a kavuşturur.
Cuma günü ya da cuma gecesi ölen müslümanı, Allah kabir fitnesinden korur. (Tirmizî)
Cuma günü ya da cuma gecesi (perşembeyi cumaya bağlayan gece) ölen ve cuma günü kabre gömülen müslüman, kabir fitnesinden yani Münker ve Nekîr meleklerinin aşırı sorgulamasından ve kabir azabından korunur. Cuma günü ya da cuma gecesi ölen müslümanlar, bazı imtiyazlara ve mânevî avantajlara kavuştukları gibi, cuma günü ve cuma gecelerini ibâdetle geçiren ve hayırlar yapan müslümanlar da kuşkusuz daha fazla imtiyazlara ve daha fazla mânevî avantajlara (sevaplara) kavuşurlar.
Bu nedenle perşembe günü güneşin batışı (akşam ezanı) ile başlayan cuma gecelerini ve tanyerinin ağarması (imsak vakti) ile başlayan mübarek cuma günlerini değerlendirmeye özen gösterelim.
"Allah'ım! Cehennem azabından, kabir azabından, Mesih ve Deccal'ın fitnesinden, hayat ve ölüm fitnesinden Sana sığınırım." (Kütüb-i Sitte)
"Allah'ım! Fayda vermeyen ilimden, katına yükselmeyen (kabul olunmayan) amelden, huzur bulmayan kalpten ve kulak verilmeyen duadan sana sığınırım." (Taberani)
"Lanetlik şeytandan Ulu Allah'a sığınırım. O tüm varlıkları hükmü altında tutar ve sınır¬sız derecede cömerttir."
El Ahzab Sûresi 56. ayet-i kerimede Allah-ü Teâlâ buyurmaktadır ki; "Gerçekten Allah ve melekleri Peygambere salât ederler, O' nu överler. Ey iman edenler! Siz de O'nu övün ve O'na salât ve selam edin, O' na gönülden teslim olun."
Allah'ım! Darlıktan ve üzüntüden sana sığınırım. Acizlikten ve tembellikten sana sığınırım. Korkaklıktan ve cimrilikten sana sığınırım. Borcun sıkıntısından ve insanların baskısından sana sığınırım." (Cem'ul Fevaid)
"Allah'ım! Günahımı bağışla, evimi, yurdumu geniş ve rahat eyle ve rızkımı benim için bereketli eyle."
(İbn Ebî Şeybe, "Dua", 42, No: 29382)
Yıl içinde ramazan ayı, geceler içinde Kadir Gecesi ne kadar önemli ise günler içinde cuma günü de o kadar önemlidir. Çünkü cuma günü Müslümanların bir araya geldikleri ve cemaatle haftalık ibadetlerini ifa ettikleri önemli bir gündür. Cuma günü Müslümanların en önemli görevi haftalık ibadet olan cuma namazını kılmalarıdır. Cuma suresinde yüce Allah bütün müminlere şöyle seslenmektedir: “Ey iman edenler! Cuma günü namaz için çağrı yapıldığı zaman, hemen Allah'ın zikrine koşun ve alış verişi bırakın. Eğer bilirseniz bu, sizin için daha hayırlıdır." (Cuma, 9)
Ayette ezana, cuma gününe, cuma namazına, cuma namazının farz oluşuna, cuma hutbesine, cuma saatinde alış veriş yapılmaması gerektiğine işaret edilmektedir.
Ayette geçen “el-cumu'ati" kelimesi, “toplamak, bir araya getirmek" anlamına gelen “cem'" kökünden türetilmiş bir isimdir. Müslümanlar öğle saatinde camide toplanıp birlikte cuma namazı kıldıkları için Arapların daha önce “arube" dedikleri haftanın bu gününe “cuma günü" denilmiştir.
Haftanın en değerli günü cuma günüdür. Peygamberimiz (s.a.s.) cuma gününün faziletini şöyle beyan etmiştir: “Üzerine güneşin doğduğu en hayırlı gün cuma günüdür; Âdem o gün yaratılmış, o gün cennete girmiş ve o gün cennetten çıkarılmıştır. Kıyamet de cuma günü kopacaktır." (Müslim, Cuma, 18)
Cuma, Müslümanların haftalık bayramıdır. Bu itibarla Müslümanlar, perşembe günü akşamdan bu güne hazırlanırlar. Cumaya hazırlık için boy abdesti alırlar, temiz elbise giyerler, güzel koku sürünürler. Bunu Peygamberimizin bir tavsiyesi olarak yerine getirirler. Çünkü Peygamberimiz (s.a.s.); “Cumaya gelmek isteyen kimse boy abdesti alsın." (Müslim, Cuma, 2) “Ergen olan her kişinin cuma günü gusletmesi, ağız ve diş temizliği yapması ve yeteri kadar güzel koku sürünmesi gerekir." (Müslim, Cuma, 7) buyurmuştur.
Müslümanlar cuma günü Kur'an okumak, zikir ve tefekkür etmek, Peygamberimize salât ve selâm getirmek, tövbe ve istiğfar etmek, camiye gidip vaaz ve hutbe dinlemek suretiyle böyle değerli ve önemli bir günün manevî feyzinden yararlanmaya çalışırlar.
“Cuma gününde bir saat vardır ki Müslüman, bu saate isabet ederek hayırlı bir şey isterse Allah ona istediğini verir." (Müslim, Cuma, 15) anlamındaki Peygamberimizin sözüne uyarak dua ve niyazda bulunurlar.
Ayette geçen “nida" ezan anlamındadır. “Namaz için çağrı yapıldığı zaman" cümlesi, namaz öncesinde ezan okunmasını ifade eder.
Ezan, hicretin birinci yılında okunmaya başladı ve ilk okunan ezan sabah ezanı idi. (Ebû Dâvûd, Ezan, 3) Peygamberimiz ile Hz. Ebu Bekir ve Hz. Ömer'in hilâfeti zamanında cuma günü tek ezan okunuyordu. Hz. Osman devri gelince, insanlar çoğaldı, Medine büyüdü ve evlerin mesafesi uzaklaştı. Bunun üzerine Hz. Osman ezanın sayısını ikiye çıkardı. Cuma vaktinde bir ezan, imam-hatip hutbeye çıkınca bir ezan okuttu.
Ezan, Müslümanlar arasında bir paroladır. Bu sebeple sadece orijinal cümleleriyle okunur. Hangi dili konuşursa konuşsun bütün Müslümanlar ezanı anlar ve ezan karşısında aynı heyecan ve duyguyu hissederler. Ezan, Müslümanların birliğini temsil eder. Ezan, hakka davet, İslâm'a ve ibadete çağrıdır.
Ayette geçen “salât" ile kastedilen cuma namazıdır. Peygamberimiz Medine'ye gelmeden ve cuma ayeti nazil olmadan Medine'de Es'ad b. Zürare, istişare ile kırk Müslümana, Mus'ab b, Umeyr, Hz. Peygamber'in emri ile 12 Müslümana iki rekât cuma namazı kıldırmıştır. (Yazır, ilgili ayet) Peygamberimiz (s.a.s.) ise, ilk cuma namazını Mekke'den Medine'ye hicret esnasında Medine yakınlarında Rânûna vadisinde Sâlim b. Avf kabilesinin yurdunda kıldırmıştır. (İbn Hişâm, I, 496)
Peygamberimiz, “Cuma namazına gitmek, ergenlik çağına ulaşmış her Müslüman'a farzdır." (Ebu Dâvûd, Taharet, 129) buyurmuş ve:
“Kim tembellik ederek üç cuma namazını terk ederse Allah o kimsenin kalbini mühürler." (Tirmizî, Cuma, 354) anlamındaki sözleriyle cuma namazını mazeretsiz kılmayanların akıbetini bildirmiş, cuma namazının faziletini şöyle beyan etmiştir:
“Bir kimse güzelce abdest alır sonra mescide gelir, susup okunacak hutbeyi dinlerse, gelecek cumaya kadar ve ondan sonraki üç gün içinde işleyeceği (küçük) günahları affedilir." (Müslim, Cuma, 24)
“Beş vakit namaz ve cuma namazı diğer cuma namazına kadar -büyük günahları işlemediğin sürece- aralarında işlenen (küçük) günahlara kefarettir." (Müslim, Tahâre, 14-15)
Cuma namazı, Hz. Peygamber döneminden günümüze kadar bütün Müslümanlarca kılınmış ve bunun farz olduğu konusunda herhangi bir ihtilâfa düşülmemiştir.
Cuma namazı, cuma günü öğle namazının vaktinde cemaatle kılınan iki rekâtlı farz-ı ayın bir namazdır. Cuma namazı kılınınca ayrıca o gün öğle namazı kılınmaz. Hutbeden önce dört rekât, farzdan sonra da Ebû Hanife'ye göre dört rekât, Ebû Yusuf ve Muhammed'e göre biri dört diğeri iki olmak üzere toplam altı rekât sünnet kılınır.
Cuma namazı; sosyal dayanışma ve kaynaşmaya, birlik ve beraberliğe, İslâmî bilgilenme ve bilinçlenmeye vesile olan bir ibadettir.
Tahlil ettiğimiz ayette cuma namazının sadece cuma günü ezan okununca kılınacağı bildirilmekte, nasıl kılınacağı beyan edilmemektedir. Ayette kadın-erkek, mukim-misafir, sağlıklı-hasta ayrımı yapılmaksızın bütün müminlere hitap edilmektedir. Bu hitaptan kadın-erkek herkesin cuma namazını kılması gerektiği anlaşılmakta ise de Peygamberimizin hadisleri ve tarihi süreçteki uygulamalardan cuma namazının herkese değil belirli şartları taşıyan Müslümanlara farz olduğu bilinmektedir.
Bir kimsenin cuma namazı kılmakla yükümlü olabilmesi için şu şartların bulunması gerekir:
a) Müslüman, akıllı ve bulûğ çağına gelmiş olmak.
b) Sağlıklı olmak: Cuma namazına gidemeyecek kadar kötürüm, felçli, engelli, özürlü ve hasta kimseler ile bunlara zorunlu olarak bakmak durumda olanlar, cuma namazına gittiği takdirde hastalığının artmasından veya uzamasından korkanlar, yürüyemeyecek derecede yaşlı kimseler cuma namazı kılmakla yükümlü değillerdir. Görme engelliler camiye gelebiliyorlarsa veya kendilerini camiye götürebilecek refakatçileri varsa cuma namazı kılmakla yükümlüdürler. (bk. Müslim, Mesâcid, 255; Ebu Dâvûd, Salât, 46)
c) Mukim olmak: Bir insana cuma namazının farz olabilmesi için, cuma namazı kılınan yerde ikamet ediyor olması gerekir. Dolayısıyla dinen yolcu sayılan kimselere (seferî) cuma namazı farz değildir. Bir insanın dinen misafir sayılabilmesi için Hanefî bilginlere göre 90 km uzaklıkta bir yere 15 günden az kalmak üzere gitmesi gerekir. Şafiîlere göre giriş ve çıkış günleri hariç üç gün kalmak üzere 90 km uzaklıkta bir yere giden kimse misafir sayılır.
d) Erkek olmak: “Cuma namazı kılmak, her Müslümana farzdır. Ancak dört grup insana; köle, kadın, çocuk ve hastaya farz değildir." (Ebu Dâvûd, Salât, 215) anlamındaki hadis, cuma namazı kılmakla kimlerin yükümlü olduğunu ifade etmektedir. Cuma namazının farz kılındığı zamandan günümüze kadar uygulama bu şekilde olmuştur. Müçtehit imamlar ve daha sonraki bilginler dahil bütün Müslümanlar, cuma namazının erkeklere farz olup kadınlara farz olmadığı konusunda ittifak etmişlerdir. Bununla birlikte kadınlar, camiye gelip cuma namazı kılabilirler. Cuma namazının kadınlara farz kılınmamış olması, onlar hakkında bir mahrumiyet değil bir muafiyettir. Ancak günümüzde kadınların cuma günü camiye gitmeleri, yapılan vaazı ve okunan hutbeyi dinlemeleri ve cuma namazı kılmaları daha isabetli olur. Nitekim Peygamberimiz (s.a.s.);
“Camiye gitmek istediklerinde kadınlarınıza engel olmayın." (Müslim, Mesâcid, 135-36) buyurmuştur. Peygamberimiz ve sahabe zamanında hanımlar, cuma namazına ve günlük namazlara katılıyorlardı.
Esaret altında bulunanlar, tutuklular ve mahkûmlar da cuma namazı kılmakla yükümlü değildirler. Ancak bulundukları yerde mescid bulunması halinde mahpuslar cuma namazı kılarlar.
Kendilerine cuma namazı farz olmayan kimseler, cuma namazı kılarlarsa namazları sahih olur ve artık o gün ayrıca öğle namazı kılmazlar.
Bazı mazeretler, kendilerine cuma namazı farz olan kimselerin cuma namazına gitmemelerini mubah kılar. Cuma namazına gitmemeyi mubah kılan belli başlı mazeretler şunlardır:
a) Cuma namazına gittiği takdirde kişinin önemli bir zarara veya sıkıntıya uğramasına yol açacak derecede şiddetli yağmur yağması, b) Havanın çok soğuk veya çok sıcak olması, c) Yolun aşırı çamurlu olması, d) Çalışmak zorunda olduğu işinden izin alamaması, e) Cuma namazına gittiği takdirde malı, canı veya namusunun tehlikeye gireceğine dair endişeler taşıması.
Kendisine cuma namazı farz olan kimsenin cuma namazı kılabilmesi için şu şartların bulunması gerekir:
a) Vakit: Cuma namazı, cuma günü öğle namazı vaktinde kılınır. (bk. Müslim, Cuma, 28-29) Öğle namazının vaktinden önce veya sonra kılınırsa cuma namazı geçerli olmaz.
b) Cemaat: Cuma namazı cemaatle kılınır, tek başına kılınmaz. Cuma namazı kılabilmek için Ebu Yusuf'un içtihadına göre imam dahil üç cemaatin, Ebu Hanife ve Muhammed'in içtihatlarına göre imam hariç üç cemaatin bulunması şarttır. Bunlar yolcu veya hasta da olsalar bu şart yerine gelmiş sayılır.
İmam Şafiî'ye göre, bir yerde cuma namazı kılabilmek için akıllı, bulûğa ermiş, hür, erkek ve oraya yerleşmiş olan en az kırk yükümlü cemaatin bulunması şarttır. İmam Şafiî, Peygamberimizin Medine'ye gelmesinden önce burada kılınan cuma namazında kırk kişinin hazır bulunmasını esas almıştır. Ancak bu husus, kırk cemaatten aşağı sayıda kişiyle cuma namazı farz olmayacağı anlamına gelmez. Nitekim Hz. Peygamber'in emri ile Mus'ab b. Umeyr'in Medine'de 12 kişiye cuma namazını kıldırdığı rivayet edilmektedir. (bk. Beyhakî, III, 179, No: 5407) Ayrıca Rasûlüllah cuma namazını kıldırırken, ticaret kervanının geldiğini haber alan cemaatin on iki kişi dışında hepsinin dışarı çıktığı rivayeti sahih hadis kaynaklarında yer almaktadır. (bk. Buhârî, Cuma, 38) Öte yandan Hz. Peygamber, bir yerleşim biriminde sadece dört kişi bulunsa bile, cuma namazının farz olduğunu bildirmiştir. (bk. Beyhakî, III, 179, No: 5406, 5407; Dârekutnî, II, 8-9, No: 1-3) Bu itibarla, bir yerleşim yerinde imamla birlikte en az dört kişinin bulunması halinde cuma namazı kılınması gerekir.
c) Cami: Cuma camilerde veya namazgâhlarda kılınır. Peygamberimizin zamanında Medine'de birden fazla mescit bulunduğu halde cuma namazı sadece Mescid-i Nebevî'de kılınmıştır. Çağımızda bir şehirde yaşayan Müslümanlar bir camiye sığmadığı için cuma namazı birden fazla camide ve namazgâhlarda kılınabilir.
d) İzin: Hanefîler, cuma namazını devlet başkanı veya temsilcisinin ya da bunlar tarafından yetkili kılınan bir kişinin kıldırması gerektiğini ileri sürmüşlerdir. Hanefîlerin dışındaki diğer mezhepler cuma namazının geçerliliği için bu şartı aramazlar. Bir camide cuma namazı kıldırması için kendisine yetki verilen kimse, o camide cuma namazını kendisi kıldırabileceği gibi bir başkasına da kıldırtabilir.
Hanefîlere göre, bir yerde cuma namazı kılınabilmesi için, o yerde cuma namazı kılınmasına, yetkili kimse tarafından herkese açık olmak üzere izin verilmesi şarttır.
e) Hutbe okunması: Cuma namazının geçerli olması için namaz öncesinde hutbe okunması şarttır.
“Allah'ı zikir" ile maksat, müfessirlerin çoğunluğuna göre cuma günü okunan hutbedir. Bu itibarla fakihler cuma namazının geçerli olmasının şartları arasında hutbe okunmasını da zikretmişlerdir.
Müfessirlerden bir kısmı da Allah'ın zikri ile maksadın cuma namazı olduğunu söylemişlerdir. Esas itibariyle “zikrullah", Allah'ı anmak demektir. “Allah'ı anmak"; Kur'an okuma, tesbih, hamd, vaaz, hutbe ve namaz gibi ibadetlerin hepsini kapsar. Dolayısıyla ayette geçen Allah'ı zikir, hutbe ve namazı birlikte ifade eder.
Ayette geçen “koşmak"tan maksat, meşgul olduğu işi hemen bırakıp vakit geçirmeksizin hutbeye yetişmeye çalışmaktır. Yoksa telâş ile koşarak gitmek demek değildir. Buna göre “Allah'ın zikrine koşmak", işi ve alış verişi bırakıp cuma namazı kılmaya ve hutbeyi dinlemeye gitmek demektir.
Ezan okununca sadece alış verişin değil her türlü işin ve çalışmanın bırakılıp cuma namazına gidilmesi gerekir. Cuma namazı kılmaya gitmek, iş ve alış verişten daha hayırlıdır.
Ayetin sonunda cuma günü ezan okununca alış-verişi bırakıp cuma namazı kılmaya gitmenin, bilen müminler için daha hayırlı olduğu bildirilmiştir. Allah'a itaat edene Allah yardım eder. Cuma saatinde yapılan iş ve alış verişten hayır gelmez. Cuma namazı kılmayan, ruhen muzdarip olur. Ahiretteki akıbeti kötü olur.
Sonuç olarak cuma suresinin dokuzuncu ayetinde, cuma günü öğle saatinde ticaretin ve diğer işlerin bırakılıp cuma namazı kılmaya gidilmesi, bunun Müslüman için hayırlı/sevap bir davranış olduğu, konu ile ilgili hadislerde ise mazeretsiz üç cuma namazı kılmayanların kalplerinin mühürleneceği bildirilmektedir. Kalpleri mühürlenenler tövbe edip durumlarını düzeltmedikçe felâha ve Allah'ın rızasına eremezler.
Cuma günü, Müslümanların bayramıdır, bilinçlenme, bilgilenme ve günahlardan arınma, kaynaşma ve dayanışma günüdür. Kendisine cuma namazı farz olan hiçbir Müslüman mazeretsiz cuma namazını terk edemez, etmemesi gerekir. Müslümanlar, cuma namazını kıldıktan sonra iş ve görevlerinin başına dönerler.
Cuma mesajları göndermek isteyenler haberimize bakabilirler. Resimli, en güzel, anlamlı, kısa cuma mesajlarını buradan görebilirsiniz. Ramazan ayına 3 gün kala vatandaşlar cuma günü ibadetleri ile ramazan ayına hazırlanacak. Bu anlamlı günde sevdiklerinize cuma mesajları göndererek hayırlı olmasını dileyebilirsiniz. İşte 3 Haziran Cuma mesajları ve detaylı bilgiler