Paradan para kazanma sistemi olarak 90’lı yıllarda ortaya çıkan Piramit Satış Sistemi, sadece piramidin en üstündekilerin çokça para kazandığı ve satılan bir ürün veya hizmetin görünürde olmadığı klasik çok katılı pazarlama sisteminin devşirilmiş bir modeli olarak ortaya çıkmıştır. Dünyada pek çok örneği bulunan sistemin Türkiye’deki yaygın kullanım adı ise Saadet Zinciri’dir.
Piramit sadece bu görünürde olmayan ürün veya hizmetin satın alınması konusunda ikna edilen kişiler tarafından alınması ile beslenir.
Piramit Satış Sistemi’nde para kazanma ve sistemin işleyişi belli bir katılım ücretinden sonra, katılım ücretlerinin bir havuzda birikerek daha sonra da hak sahiplerine bulundukları pozisyonlara göre dağıtılmasıyla işlerlik kazanır.
Üçgen şeklinde oluşturulan sistemde, üçgenin alt sağ veya sol köşesinden giriş yapılması ile önündeki herkesin bir kademe ileri gitmesini sağlar. Böylelikle üçgene daha önce girmiş ve köşesine gelmiş olan kişi, bir üst kademeye çıkarak piramidin yöneticileri tarafından belirlenen miktardaki parayı, belirlenen periyotlar aralığı ile kazanmaya başlar. Üye, her kademe atladığında havuzdaki paradan daha fazla para almaya hak kazanır ve piramidin en üst tepesine çıktığında ise en yüksek hakkı alır ve piramitten çıkar.
Satış sisteminin pek çok türü olmak birlikte genel olarak bu sisteme üye bulma işi ya kurucular ya da üyeler tarafından devam ettirilir ve her üye sistem içerisindeki yerini, ilerleme aşamalarını mutlaka birebir görebilmesi sağlanır.
Türkiye'de de Piramit satış sistemleri 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun’un 80 inci maddesinde düzenlenmiş ve yasaklanmıştır.
Kendisinden yıllar sonra da pek çok kişiye ilham kaynağı olacak Charles Ponzi, Ponzi oyunu diye bilinen dolandırıcılık sisteminin en ünlü aktörüdür.
1882 yılında İtalya'da doğan Ponzi, 1903'te ABD'ye gelir. İthalatla ilgilenmeye hazırlandığı esnada, uluslararası posta pullarını keşfeder. Her ülkede farklı değerde satılan bu pullar, o dönemde paraya çevrilebilmektedir.
Bu oyun sayesinde kısa sürece 10 bin yatırımcıyı posta pullarını kullanarak bir arbitraj karı elde ettiğine inandıran Ponzi, aslında ortada olmayan bu karlar nedeniyle oyun daha fazla sürdürülememiş ve sistem kısa sürede çökmüştür.
Türkiye'deki en ünlü dolandırıcılık hikâyeleri 80’li yıllarda yaşanmıştır. Türkiye'de Titan saadet zinciri isimli piramit sistem kurulmuş, bu sistem üyelerinin şikâyeti üzerine devlet tarafından tamamen yasaklanmıştır.
Titan Saadet Zinciri (TİTAN Uluslararası Bilgi İşlem ve Matematiksel Kazanç Sistemler Ticaret Danışmanlık Hizmeti), 1990'lı yıllarda varlık göstermiş ve Ponzi oyununun sistemi üzerine kurulmuştur. Bir katılım ücreti karşılığında üyelerine kısa vadede son derece yüksek kâr oranları sunan Titan Saadet Zinciri, katılımcılarına zincire dâhil ettikleri her yeni üye için de belirli miktarda prim ödemeleri de vadetmiştir. Zincire katılım ücreti 2 bin 400 Alman Markı olarak belirlenmişti.
Üyelerin şikâyeti üzerine açılan davalar ve sürdürülen soruşturmalar sonucunda, çeşitli etkinliklerde toplanan 385 bin 700 Alman Mark'ı Polger Cens adlı şahıs tarafından yurtdışına çıkarılırken İzmir Atatürk Havalimanı'nda ele geçirildi.
Davanın Haziran 1998'deki son duruşmasında Kenan Şeranoğlu kendini şöyle savundu:
"Yapılan iş ticari ahlaka aykırı olabilir ama yasalara aykırı değildir. Titan'a ait tek kuruş para yurtdışına çıkarılmamıştır. Ayrıca Türkiye genelinde vergi rekortmenleri arasına girdim. Ben olay basında yayınladığında yurtdışına çıkma şansım olmasına rağmen hiçbir yere gitmedim. Çünkü yaptığım iş yasaldı. Kimseyi dolandırmadım, haksız kazanç sağlamadım. Beraatimi istiyorum."
Şeranoğlu daha sonra 17 sayfalık yazılı savunmasını mahkemeye sundu. Titan'a üye olarak para kazananların kendilerine "Allah razı olsun, sayenizde görmediğimiz şeyleri gördük, kazanamadığımızı kazandık" dediklerini söyleyen Fevzi Barbaros Şeranoğlu ise savunmasında şöyle konuştu:
"35 bin üyeden sadece 100 kadar kişi şikayetçi olmuştur. Diğer binlerce kişi nerededir. Hiçbir şekilde haksız kazanç sağlamadım. Eğer dolandırıcılık suçundan dolayı ceza alırsam, Yargıtay'a, olmazsa Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'ne başvuracağım. Beraatimi istiyorum."
Dava kararları doğrultusunda Türk Ceza Kanunu'nun 77. maddesinde düzenlenen "Şahsi hürriyeti bağlayıcı muvakkat cezaların birleştirilmesi halinde tatbik edilecek ceza, hapiste 25 yılı geçemez" hükmü gereğince, Türkiye Direktörü Kenan Şeranoğlu'nun 25 yıl 10 ay hapis, 22 milyar 798 milyon 311 bin 569 lira ağır para, İzmir yetkilisi Ahmet Hakan Baz'ın 25 yıl 10 ay hapis, 22 milyar 234 milyon 626 bin 798 lira ağır para cezasına çarptırılmıştır.
Mahkûm edilenler arasında Kenan Şeranoğlu'nun babası Sistem Müdürü Fevzi Barbaros Şeranoğlu, Baz DATA yetkilisi Levent Gülal, Sistem Müdür Yardımcısı Serdar Güldal, Alman uyruklu Rene Emil Herbert Patric ve Alman uyruklu Thorsten Röcker de yer almıştı.
Organizasyon 1998 yılında devlet müdahalesiyle kapatılmıştır. Zincirin kurucularının tamamı, Rahşan affı olarak da bilinen "şartla salıverme ve cezaların ertelenmesine" ilişkin yasadan yararlanarak Şubat 2008'de Eskişehir Cezaevi'nden tahliye olmuştur.
2016 yılında Kuzey Kıbrıs’ta kurulan ve Türkiye’nin gündemini sarsan son dönemin en büyük dolandırıcılık olayı Çiftlik Bank’ta vurgunun 1 milyar TL’yi geçtiği ifade ediliyor. Devlet kurumlarından farklı kaynaklar vurgunun 2 milyar TL’yi bulabileceğini, dolandırılan insan sayısının da 200 bine ulaşabileceğini dile getiriyor.
İnternet üzerinden oynanan bir çiftlik oyununda satın alınan ve beslenen hayvanların Türkiye'nin çeşitli şehirlerinde kurulan çiftliklerde ürerim için kullanılacağı vaat edilmişti. Bu çiftliklerde üretildiği ileri sürülen ürünler de şirketin bayilerinde satılıyordu. Mart 2018'de şirketin saadet zinciri prensibiyle çalıştığı ve suç örgütü olduğu iddiasıyla başlatılan soruşturma kapsamında şirketin malvarlığına el kondu ve yetkilileri tutuklandı.
Çetenin tepe yöneticisi Mehmet Aydın dışında aynı soy isimde 3 yöneticisi daha olduğu anlaşıldı. Ancak tüm eylemler örgütün para toplama mekanizmasında Mehmet Aydın’ın bilgisi ve talimatları doğrultusunda gerçekleştirildiği belirtildi.
2016’da kurulan Fame Game Hayvancılık ve Sanayi Ticaret A.Ş. adlı şirket, kamuoyunda “Çiftlik Bank” olarak biliniyor.
Dolandırıcılık olayının ortaya çıkmasıyla Türkiye, Mehmet Aydın için Uruguay’dan arama-tutuklama ve iade taleplerini başlattı. Bu konuda Birleşmiş Milletler, sınır aşan suçlar, kara para aklama ve dolandırıcılık konulu sözleşmeler dayanak gösterildi.
Arama kararları Interpol’e yazıldı ve sisteme girmesi sağlandı. Bu kapsamda çete üyelerinden biri Uruguay’da yakalandı ve sorgusunun sürüdüğü belirtildi. Çete lideri Mehmet Aydın’ın Uruguay’dan Brezilya’ya kaçtığı belirtiliyor ancak civar ülkelerle de temasa geçildi. Arjantin dışında Dubai’ye de bir dosya gönderildi.
Hem yurt içinde hem de yurt dışında Piramit Satış Sistemi tabanlı pek çok dolandırıcılık örgütü olduğu belirtiliyor.
Çiftlik Bank skandalı sonrası Gümrük ve Ticaret Bakanı Bülent Tüfenkci, Bakanlar Kurulu'nda Çiftlik Bank'ın da aralarında yer aldığı 65 şirketin denetim sürecine ilişkin sunum yaptı.
Bakanlar Kurulu'nda Çiftlik Bank'a yönelik yürütülen soruşturma kapsamında 16 şüpheli ile sistemde işlem yapan 3 firmanın mal varlığına ve sistemden elde edilen paralarına el konulduğu anımsatıldı.
Çiftlik Bank benzeri yapılanma ile yaklaşık 200 milyon TL'lik para topladığı öne sürülen Anadolu Farm'ın kurucusu İsa Kandemir de, yurt dışına kaçarken yakalandı.
İsa Karademir’in emniyetteki işlemlerinin ardından adliyeye sevk edileceği bildirildi. Karademir, bir hafta önce operasyonlar başladığında "Biz buradayız, bir yere kaçmıyoruz" diye medya mensuplarına açıklama yapmıştı.
Konya'da "süt bankacılığı" modeliyle topladığı paraları, ineklerin öldüğü gerekçesiyle ödemediği iddiasıyla nitelikli dolandırıcılık suçlamasıyla savcılık tarafından soruşturma açılan "DKC Hayvancılık"tan, mağdurlara hayvan yemiyle ödeme yapmanın teklif edildiği öne sürüldü. Sisteme 198 bin lira yatıran B.Y, "Geçen ay bir cuma günü '533 inek öldü' diye telefondan mesaj attılar. Hemen çiftliğe gittim, kapısı kilitliydi. Bir çalışanı geldi, 'inekler öldü mü' diye sordum. O da 'yok öyle bir şey' deyince dolandırıldığımızı anladım" dedi.
WALL Street’te 50 yıldır brokerlık yapan Nasdaq’ın eski Başkanı Bernard L. Madoff, Ponzi oyununa benzer bir yapıyla yatırımcıları 50 milyar dolar dolandırdığı gerekçesiyle tutuklanmıştı.
Federal Araştırma Bürosu (FBI) oğullarının da kendisine karşı tanıklık ettiği Madoff’u, eski yatırımcılara getiri sağlayamadığı halde yeni yatırımcıların parasıyla sanki getiri sağlamış gibi ödeme yaptığı gerekçesiyle suçladı.
ABD’nin SPK’sı SEC de hakkında suç duyurusunda bulunduğu Madoff’un şirketi Mernard Madoff Investment Securities’in varlıklarına el konulmasını talep etti.