Abese Suresi, Mekke döneminde inmiştir ve 42 ayettir. Sure, adını birinci ayetteki “abese” fiilinden almıştır. “Abese”, “yüzünü ekşitti” demektir. Surede başlıca, itikat, peygamberlik, Allah’ın kudreti ve kıyamet hâlleri konu edilmektedir. Haberimizde Abese Suresi'nin Türkçe meali, Arapça yazışını, Diyanet mealini bulabilir, dinleyip ezberleyebilirsiniz.
Abese Suresi, Mekke döneminde inmiştir. 42 ayettir. Sure, adını birinci ayetteki “abese” fiilinden almıştır. “Abese”, “yüzünü ekşitti” demektir. Surede başlıca, itikat, peygamberlik, Allah’ın kudreti ve kıyamet hâlleri konu edilmektedir.
Abese Suresi dinle Mehmet Emin Ay
Abese Suresi Arapça okunuşu
Abese Suresi Diyanet meali
- ﴾1﴿ Yüzünü ekşitip başını çevirdi.
- ﴾2﴿ Görme engelli o kişi geldi diye.
- ﴾3﴿ Ama (ey Peygamber!) Sen nereden bileceksin, belki o kendini arındıracaktı.
- ﴾4﴿ Yahut o bir öğüt alacak, bu öğüt kendisine fayda verecekti.
- ﴾5-6﴿ Sen ise kendini her bakımdan ihtiyaçsız görenle ilgileniyorsun.
- ﴾7﴿ Onun arınmamasından sen sorumlu tutulmayacaksın ki!
- ﴾8-10﴿ Gönlünde Allah korkusu taşıyarak koşup sana geleni umursamıyorsun!
- ﴾11﴿ Hayır! Şüphesiz bu âyetler birer öğüttür.
- ﴾12﴿ Dileyen ondan öğüt alır.
- ﴾13﴿ O, mukaddes sayfalardadır;
- ﴾14﴿ Yüce makamlara kaldırılmış, tertemiz sayfalarda.
- ﴾15-16﴿ Seçkin ve erdemli elçilerin ellerinde.
- ﴾17﴿ Kahrolası o insan! Ne kadar da inkârcı!
- ﴾18﴿ (Bir düşünse) Allah onu neden yarattı?
- ﴾19﴿ Bir spermden yarattı da ona şekil verdi.
- ﴾20﴿ Sonra ona yolu kolaylaştırdı.
- ﴾21﴿ Nihayet onun canını aldı ve kabre koydu.
- ﴾22﴿ Sonra dilediği bir vakitte onu yeniden diriltecek.
- ﴾23﴿ Hayır! İnsan, Allah’ın emrettiğini yapmadı.
- ﴾24﴿ İnsan yediğine bir bakıp düşünsün!
- ﴾25﴿ Biz bolca su indirdik.
- ﴾26﴿ Sonra toprağı uygun şekilde yardık.
- ﴾27﴿ Oradan ekinler bitirdik.
- ﴾28﴿ Üzüm bağları, sebzeler;
- ﴾29﴿ Zeytin ve hurma ağaçları;
- ﴾30﴿ Gür ağaçlı bahçeler;
- ﴾31﴿ Meyveler ve çayırlar;
- ﴾32﴿ Sizin ve hayvanlarınızın yararlanması için.
- ﴾33﴿ Kulakları sağır eden o ses geldiğinde,
- ﴾34-36﴿ İşte o gün kişi kardeşinden, annesinden, babasından, eşinden ve çocuklarından kaçar.
- ﴾37﴿ O gün onlardan her birinin işi başından aşkındır.
- ﴾38﴿ O gün birtakım yüzler parıldar;
- ﴾39﴿ Güleçtir, müjde almıştır.
- ﴾40﴿ Birtakım yüzler de o gün toza toprağa bürünmüş;
- ﴾41﴿ Kapkara kesilmiştir.
﴾42﴿ İşte bunlar inkârcılardır, günahkârlardır.
Abese Suresi - (Ebubekir Şatıri)
Abese Suresi'nin nuzülü
Abese Suresi'nin konusu
Abdullah İbn Ümmü Mektûm olayını hatırlatan ve bu konuda Hz. Peygamber’in uyarıldığı ayetlerle başlayan surede daha sonra kıyamet, öldükten sonra dirilme, vahiy ve peygamberlik konuları üzerinde durulmuştur.
Abese Suresi tefsiri
“Kendini her bakımdan ihtiyaçsız gören” diye çevirdiğimiz 5. âyet Mekke’nin ileri gelen zenginlerinin ve kabile reislerinin hâkim karakterini ifade eder. Bunlar mal ve adamlarının çokluğu sebebiyle büyüklük taslayarak inkârcılıkta devam ediyor, Allah ve peygamberinin kendilerine doğru yolu göstermelerine ihtiyaçlarının olmadığını söylüyor veya böyle bir tutum sergiliyorlardı. Allah korkusu ile huzuruna gelen görme engelli kişi ise Kur’an’ın nuruyla aydınlanarak cehaletten kurtulmak ve günahlardan arınmak istiyordu.
Yukarıda 18-20. âyetlerde insanın var oluşu ve mahiyetine ilişkin ilâhî lütuflar özetlenmişti; burada ise onu çevreleyen ve varlığını sürdürmesi için gerekli ve faydalı olan haricî nimetlerin başlıcaları hatırlatılmaktadır. Bu hatırlatmanın amacı da hem muhatabı Allah’ın kudretinin büyüklüğü hakkında bilgilendirip iman etmesini veya inancını güçlendirmesini sağlamak hem de onu bu lütuflarından dolayı Allah’a minnet ve şükran hisleriyle ibadet etmeye, buyruklarına göre yaşamaya yöneltmektir.
Kıyamet ve âhiretten bir kesitin son derece canlı bir tasvirini veren sûrenin bu son âyetleri, dünya hayatının geçici zevk ve tasalarını aşıp varlığının anlamı, değeri, amacı ve âkıbeti üzerine düşünebilme seviyesine ulaşmış her insanı sarsıcı gerçeklerle yüzyüze getirmektedir. Kıyamet gününde evrende meydana gelecek olan olaylar korkunç sesler çıkaracağı için ona 33. âyette “sâhha” adı verilmiştir. O gün geldiğinde aralarında akrabalık bağı bulunanların birbirinden kaçışının sebebi çeşitli şekillerde izah edilmiştir: a) Kıyamet olayları herkesi dehşete düşüreceği için o ortamda insanların birbirini düşünmeleri mümkün değildir; herkes kendi başının derdine düşer; b) Akrabalıktan doğan haklarını isteyecekleri endişesiyle insanlar birbirinden kaçarlar; c) Kişi, akrabaları onun içinde bulunduğu sıkıntılı durumu görmesin diye onlardan kaçar; d) İnsan, akrabasının içinde bulunduğu kötü durumu görmesine rağmen onlara yardım edemeyeceğini ve başlarına gelenlere engel olamayacağını bildiği için kaçar (Şevkânî, V, 446).
Bir önceki sûrede (Nâziât 79/8-9) kıyamet ve mahşerin dehşetinden dolayı bütün kalplerin korkudan neredeyse yerinden oynayacağı, gözleri korku bürüyeceği bildirilmişti. Abese sûresinin bu son âyetlerinden anlıyoruz ki inkârcı ve isyankârların korku, kaygı ve perişanlıkları devam ederken, müminlerin durumları aydınlanınca kalplerindeki korku ve kaygının yerini ferahlık ve sevinç alacak, bu sevinç yüzlerine yansıyacaktır.