Her şey o 25 bin teröristin ne olacağına bağlı

04:0010/12/2024, Salı
G: 10/12/2024, Salı
Yahya Bostan

Suriye’de artık yeni bir durum var. Jeopolitik okumalar güncelleniyor. Çünkü kartlar karıldı. Ama bu, her şey kökten değişecek anlamı taşımıyor. Suriye’de artık Esed yok. İran tasfiye edildi. Rus üslerinin ne olacağı muamma. Ancak itibar zedelendi. Türkiye milyonlarca Suriyelinin kalbine girerek eşsiz bir nüfuz kazandı . İsrail fırsattan istifade Golan çevresinde tampon bölge oluşturuyor . Bir yandan da terör örgütü PKK’nın Suriye kolu ile işbirliğini açığa vuruyor. ABD hâlâ sınırlarımızda. Haliyle

Suriye’de artık yeni bir durum var. Jeopolitik okumalar güncelleniyor. Çünkü kartlar karıldı. Ama bu, her şey kökten değişecek anlamı taşımıyor. Suriye’de artık Esed yok. İran tasfiye edildi. Rus üslerinin ne olacağı muamma. Ancak itibar zedelendi.
Türkiye milyonlarca Suriyelinin kalbine girerek eşsiz bir nüfuz kazandı
. İsrail fırsattan istifade
Golan
çevresinde
tampon bölge oluşturuyor
. Bir yandan da terör örgütü PKK’nın Suriye kolu ile işbirliğini açığa vuruyor. ABD hâlâ sınırlarımızda. Haliyle terör örgütü PKK’nın Suriye kolu da. Önümüzde duran önemli sorular var. Suriye’nin geleceği ve PKK’nın ülkedeki varlığının ne olacağı merak ediliyor. Kademeli bir analiz meseleyi anlamamızı kolaylaştırabilir.

1’İNCİ KADEME: TOPLANTIYA KATILMAYAN ÜLKEYE MİM KOYUN
Arap Ligi
, Şam’la normalleşme kararı almıştı. Esad toplantılara katılıyordu. Riyad, Şam’daki elçiliğini açmıştı. Türkiye bu süreci destekliyordu. Devamı Ankara-Şam diyaloğu olacaktı çünkü. ABD, Şam’la arka kapıdan konuşuyor, İran’a mesafe koyması karşılığında yaptırımları hafifleteceğini söylüyordu.
Temel mesele ABD’nin Suriye’den çıkışıyla ilgiliydi
. Çerçeve, Riyad liderliğinde bir Arap koalisyonu ile İran’ı dengelemekti.
Muhalifler Şam’ın kapısına dayandığında
altın vuruş Doha’da yapıldı
. Astana toplantısında Rusya ve İran Ankara’nın jargonuna imza atmak zorunda kaldı. Bu toplantıda Esad’ın fişi çekilmiştir.
Bu buluşmanın ardından Doha Forumu’nda ikinci bir toplantı yapıldı. Türkiye ve Astana ortaklarıyla birlikte, Katar, Irak, Suudi Arabistan, Mısır ve Ürdün Dışişleri Bakanları
ortak bildiri yayınladı, yeni Suriye’yi destekleyeceklerini
, ülkenin
toprak bütünlüğüne sahip
çıkacaklarını
beyan etti.
Yeni yönetime bölgesel destek Suriye’nin inşası ve toprak bütünlüğünün muhafazası için iyidir.
Yeni Suriye’nin hangi kampta duracağını da gösterir.
O toplantıda bulunmayan
Birleşik Arap Emirlikleri
’dir. BAE biraz da İsrail demektir. İsrail’in
yaklaşımı Suriye’de kaosun devam etmesi
üzerine
kuruludur
. Bu yüzden terör örgütü PKK ile ilişkilerini güçlendirecekler.

2’NCİ KADEME: GERÇEK SINAV BAŞLADI

Suriye’nin normalleşmesi yeni yönetimin önünde duran en büyük meydan okuma. Muhaliflerin birleşmesi, yönetimin devri, devletin ve kurumların inşası, ülke ekonomisi, mültecilerin dönüşü öncelikli konular. Özellikle yeniden inşada dış finansman gerekecektir. Toplumsal ve siyasi konularda yeni yönetimin çok dikkatli olması, tüm kesimlerle konuşması, ileride yeni krizlere yol açacak sosyolojik sorunlar üretmemesi gerekir. Bu çok zor bir denklem. Ancak şu ana kadar çok iyi bir sınav verdiler.


3’ÜNCÜ KADEME: TEK SURİYE POLİTİKASI
Şam’ı artık
kendi koltuğu için
ülkenin
bölünmesini izleyen insanlar yönetmeyecek
. Terör örgütü PKK/SDG artık sadece Ankara’nın sorunu değil.
Tüm Suriye, bu sorunla boğuşacak.
Terör örgütünün Halep ve Deyrizor yönündeki işgal girişimi PKK’nın Suriye için oluşturduğu tehdidi yeniden kanıtladı.
Yeni yönetimin düsturu “Tek Suriye” olacak
. Terör örgütü elebaşı Mazlum Abdi bunu gördü ve muhaliflerle “siyasi temelde” müzakere edebileceklerini söyledi.
Üstelik bu konu sadece ülkenin bütünlüğüyle ilgili değil. Terör örgütü PKK, Suriye’nin doğal zenginliklerine çöktü. Ülkenin petrol yatakları ve verimli tarım arazilerinin yüzde 80’i örgüt kontrolünde. Bu yüzden
yeni yönetimin
ülkenin
kuzeyindeki ayrılıkçı yapıları tasfiye etmesi bir zorunluluk
. Bu belki bir günde olmaz. Ancak birkaç seneyi bulmayacağı da aşikâr.

4’ÜNCÜ KADEME: SDG’NİN YAPMASI GEREKEN ÜÇ ŞEY
PKK, Suriye’de zaten sıkışmıştı. Ankara-Washington görüşmeleri bundan tam bir yıl önce başladı. Trump’ın seçilmesiyle ABD’nin bölgeden çıkacağına yönelik beklenti yükseldi. Şam düştükten sonra, Biden yönetimi, “SDG ile çalışmaya devam edeceğiz” dedi ama Trump “Sakın Suriye’de olup bitene karışmayın” mesajı veriyor.
Bu 20 Ocak sonrası için güçlü bir işaret fişeği
. Terör örgütü bir çıkış ararken, ABD örgüte, “Türkiye’yi ikna et” diyor.
Dışişleri Bakanı Fidan
TBMM’de demişti ki.. “Oradaki insanların iyi niyeti varsa ev ödevlerini biliyorlar. Türkiye’den, Irak’tan, İran’dan giden bütün PKK’lı kadroların gönderilip oradaki Suriyelilerin kalması gerekiyor.” Yeni durum ortaya çıkınca bunu biraz daha açtı. Doha’da dedi ki.. “Meşru Kürtler yeni sürecin parçası olabilir ama PKK olamaz. Kendilerini değiştirmeden bu mümkün değil. SDG’yi Suriyeli olmayanlar yönetiyor.”
Bu “Suriyeli olmayan SDG’lilerin” sayısı 25 bindir
. Bunlar PKK’lıdır.
Yapılması gereken bu 25 bin kişinin oradan
çıkarılmasıdır. Silah bırakmaktır.
Suriye’nin petrol ve tarım zenginliğini Suriyelilere geri vermektir
. “Tek Suriye” hedefinde buluşmaktır. Aksi durumda, Tel Rıfat’ta 3 saat tutunamayan terör örgütü ve bağlantıları zorlanır. Kuzeyden Türkiye, batıdan Şam müdahalesiyle karşılaşır. Bu konuda İsrail’e de çok güvenmesinler.
#Suriye
#terörist
#PKK