The muhalefet

04:008/01/2025, Çarşamba
G: 8/01/2025, Çarşamba
Özgür Bayram Soylu

Biri, Anadolu’nun doğusunda kılıçla yazılmış bir hikâye; diğeri, yaylalarının göğsünde büyüyen cesur bir yürek. Meselenin ne Kars ile ne de Ardahan ile ilgisi olmadığının altını çizmek için bu epik girişi buraya bırakıyorum. Canım ülkemde muhalif olmanın gerçekten zor olduğunu son günlerde bir kez daha görüyoruz. Muhalefetin ezelden ebede Türkiye gerçeklerinden nasıl koptuğunun durakları bu kez Kars ve Ardahan oluyor. Ardahan’da hızlı tren Kars’ta gravyer peyniri Türkiye’nin ana meselelerine perde

Biri, Anadolu’nun doğusunda kılıçla yazılmış bir hikâye; diğeri, yaylalarının göğsünde büyüyen cesur bir yürek. Meselenin ne Kars ile ne de Ardahan ile ilgisi olmadığının altını çizmek için bu epik girişi buraya bırakıyorum. Canım ülkemde muhalif olmanın gerçekten zor olduğunu son günlerde bir kez daha görüyoruz. Muhalefetin ezelden ebede Türkiye gerçeklerinden nasıl koptuğunun durakları bu kez Kars ve Ardahan oluyor. Ardahan’da hızlı tren Kars’ta gravyer peyniri Türkiye’nin ana meselelerine perde olurken buluyor kendini. Hayat pahalılığı, asgari ücret ve emekli maaşları, jeopolitik gelişmeler festivalden festivale koşan muhalefetin gündemine bir türlü giremiyor.
Enflasyon varmış, gıda fiyatları artmaya devam ediyormuş, memur emeklisi refah payı alamıyormuş, yeni bir çözüm süreci mi soruları soruluyormuş bunların hiçbirisi Burhaniye-Ören Turizm Kültür ve Sanat Festivali ile Çekirdeksiz Nar ve Tropikal Meyve Festivalinin verdiği heyecanı, Kars’ın gravyer peynirinin verdiği huzuru vermiyor ana muhalefete.
“Festival gibisin katılmak istiyorum” dizeleri her geçen gün farklı coğrafyalarda vücut buluyor. Ama hakkını verelim toplumu bir arada tutan, kültürel mirasımız geleneksel festivallere şimdiye kadar verilmemiş değeri veriyorlar. Evet, Beşyol Kiraz Festivali’nde dallardaki kirazlar kırmızı birer umut ışığı gibi sallanırken, Yırca Zeytin Festivali’nde zeytin dalları barışın ve bereketin sembolü olarak yankılanıyor. Kent Lokantaları ve festivaller üzerinden gerçekleştirdikleri “PR”ın sadece karşı mahallede değil kendi mahallelerinde dahi sorgulandığı gerçeğini görmüyorlar. 1 litre rakı 140 lira misyonu ile ana yurdu gezen muhalefet ekibinin Kars’ta kurduğu çilingir sofrası memleketin sorunlarını çözmek için umut saçıyor.
Memleketin bunca gamı bunca derdi varken muhalefetin payına hayat pahalılığı yerine gravyer peynirinin düşmüş olması, “Asgari ücret 30 bin lira olmazsa bu memleketi size dar edeceğiz” sözlerinin yerini sazlı sözlü eğlenceye bırakmış olması da “Uykusuz gecelerin sabahını bana sor” sorusunun yanıtını bize vermiş oluyor.
GRAVYER SOFRASINDA UNUTULAN TÜRKİYE GERÇEKLERİ
Areda Survey’in her ayın gündemini araştırdığı sosyometre raporlarında, hayat pahalılığı, zamlar, ücretler, konut meseleleri gibi ekonomik sorunlar vatandaşın çözüm beklediği sorunlar olarak uzun süredir öne çıkıyor. He, bugün Türkiye’nin en büyük sorunu hayat pahalılığı mı yoksa festivalden festivale koşan ana muhalefet mi diye sorsak muhtemeldir ki Mesir Macunu Festivali güçlü bir şekilde kendisini gösterir. Sosyometre Kasım’da “Sizce Türkiye’nin geleceğini en fazla tehdit eden ülke hangisidir?” sorusu sorulmuş. Amerika’yı Türkiye’nin geleceğini en fazla tehdit eden ülke olarak işaret edenlerin oranı yüzde 43,7 ile birinci sırada, ikinci sırada yüzde ise 27,1’lik oran ile İsrail geliyor. He bunlar önemli mi, zeytin festivali varken bunun lafı bile olmaz. Aynı araştırmada toplumun yüzde 78,7’si enflasyonun düşüşünü henüz hayatında hissetmediğini ifade ediyor. Peki, bu önemli mi, “Doğu Ekspresi’nin ilk ve son durağı Ardahan olmalı” ufku varken tabii ki de çok önemli değil. Ama takdir edelim ana muhalefetin Doğu Ekspresi’nin güzergah planlamasına yönelik çözüm önerisi bir nebze de olsa vatandaşa nefes aldırıyor.
Kiraz ağaçlarının gölgesinde güzel fotoğraflar çekilmek, Kars mahzenlerinde demlenmek, sadece görsellik ve PR üzerine kurulu stratejiler geliştirmek varken, gerçekçi politikalar üretmekle, halkın gündelik yaşamına dokunan politikalar geliştirmekle kim uğraşacak.
KENDİM ETTİM KENTİM BULDU
Hal böyle olunca muhalefet seçmenindeki hayal kırıklığı her geçen gün derinleşiyor. Toplumun önceliklerinin dile getirilmesi beklenen ana muhalefetin gravyer peyniri keserken görüntülenmesi toplumsal sorunlardan uzaklaşmış ve gerçek halkın dertlerinden kopuk bir profili gözler önüne bir kez daha seriyor.
Kendi içinde birlik ve tutarlılık sergileyemediği gerçeğini sanatsal etkinliklerle perdelemeye çalışan bir anlayışın sorunlar çözmek için değil görmek için dahi çaba harcaması gerektiği net bir şekilde anlaşılıyor.
Muhalefet seçmeni olmak, bir yandan ekonomik ve sosyal sıkıntılar içinde çözüm beklerken, diğer yandan liderlerinin sembolik ya da gereksiz görülen eylemleriyle hayal kırıklığına uğramakla özdeşleşiyor. Muhalefet seçmeni, liderlerinden daha “sert”, daha somut ve çözüm odaklı bir duruş bekliyor ama “gerçeklerin bir gün ortaya çıkmak gibi bir huyu vardır” ibaresi kendisine muhalefet koridorlarında yer buluyor. Beşyol Kiraz Festivali’nin tatlı kirazları, hayatın acı gerçeklerini tatlandırmaya yetmiyor. Mesir macununun şifası, ekonomik yaralara merhem olamıyor. Halk, ekonomik sorunlarla boğuşurken, muhalefetin gündemle arasına koyduğu mesafe, bir “ters köşe” mizahına dönüşüyor. Ancak bu mizah, halkın tepkisiyle karşılık bulduğunda, siyasi yabancılaşmayı daha da derinleştiriyor.

Günün sonunda yatırımlar eksiliyor, temel hizmetlerde aksamalar oluyor, algı operasyonları ve siyasi çekişmeler öne çıkıyorsa “The Muhalefet” kentine hoş geldiniz. Sizi kent girişinde “Festival gibiyim katılmak istiyorum” ya da “kendim ettim kentim buldu” ibareli gel gel balonları karşılıyor. Yetmiyor turkuaz halıda zabıta bando takım karşılaması ve ünlü gurme yerleştirmeli kent lokantalarında öğlen yemeği promosyon ürünü olarak veriliyor. O da yetmiyor başkentin göbeğinde ölüsüne bir dirisine iki tabut kampanyası düzenleniyor. İnanılmaz bir hafiflik hissi ve tüm dertlerden kurtulmuş olma ikliminde muhalif olmak sizi İlkkan’ın “Yahşı günde yar yahşıdır yaman günde yetiş gardaş” demekten alıkoyuyor.

Bizde
“Bu alemde gece mahkum olan gündüz hakim olamaz.”
#Siyaset
#Toplum
#Politika
#Özgür Bayram Soylu