İnsanlığa karşı işlenen suç her şeyin üzerindedir. Hele bu günahın ardına saklanmış, ‘mevcut düzeni yaşatmak için her şey mübahtır’ yoldan çıkmışlığının, kanlı kibrin durdurulması gerekiyor…
***
1 yıla yürüyen İsrail soykırımı uzadıkça, coğrafi olarak yayıldıkça, işte Lübnan, çaresizliğin biriktirdiği öfke akacak yatak arıyor. Hele mazlumların, masumların yanında herkese göre ziyadesiyle duran ülkelerin diş gıcırdatmasından uyku tutmuyor…
Tam bu anda çıkıp, “bu Müslüman ülkeler, Rusya, Çin, vs. Amerika’yla İngiltere’yle ‘aynı noktada” demek nedir? Ankara da bölge ülkelerinin kıpırdamamasından rahatsız ve daha yeni bizzat Cumhurbaşkanı Bakanlar Kurulu’nun ardından çıkıp onlara yine ve sertçe sitem etti…
Doğru yerde durmanın getirdiği hem sorumluluklar hem bedeller vardır. Örneğin, ABD, İsrail, vs. Türkiye’nin ahlaklı tavrından hoşlanmıyorlar. Ankara da, bölgedeki ülkelerin “duruşundan” hoşlanmıyor…
Artı, sitemin yanında davette de bulunduk; “biz pozisyonumuzu koruyacağız, diğer ülkeleri, herkesi bu noktaya davet ediyoruz”. Davetin ilk sıradaki muhatapları yine bu ülkelerdir. Ve İsrail’le hamilerini dövemediğimize göre, tek çare kalan “birlikte hareket etme” yolunda onları dışlayamazsınız, hele kamuoylarını küstüremezsiniz…
Bu noktada şöyle bir gelişmenin uç vermeye başladığı hissediliyor; büyük Ortadoğu coğrafyasında krize yakın ülkelerin birbirlerine yönelik tavırlarında bir tür gerginlik hali var…
Zamana/sabra yayılmış, çok emek gerektiren, umutsuzluğu teşvik edenler bol olsa da konsantrasyonu kaybetmeyen, birden çok kulvarda takibi yapılan zahmetli bir iş bu. Bu mücadeleye şevkle kol sıvayan kaç ülke var derseniz, onları saymak da zor, kefil olmak da. Ancak Türkiye yalpalamıyor. Bu da bir çekim alanı yaratıyor…
Doğru sabitten, savrulanlara bakınca haklı sitemleriniz artar. Türkiye’nin sitemi, İsrail karşısında istikrarlı duramayan ülkelerde baskı olarak da algılanabilir. Ama davet o kadar haklı ki, kıvam bulunuyor…
İlaveten, yine bölge ülkelerinin arasında geçmişten yadigâr ya da cari açık hesaplar olduğundan, bu sefer defterler açılmaya başlanıyor. Herhangi bir ülke ismi özellikle vermiyorum ki, onun üzerinden tartışma yönünü kaybedip “odak” yine kaçırılmasın…
O halde?
Devam ettiği, nükleer riski arttığı halde Ukrayna savaşını neredeyse unuttuk. Oysa ulusal güvenliğimize tehdit de oluşturuyor. Küresel paylaşımın cephesi olduğundan kısa, orta vadede dış politikamızı da etkileyecek…
Son tahlilde, “yaşam alanımızdaki”, büyük Ortadoğu’daki bütün sorunları anası Batı’nın buradaki varlığı ve politikaları olduğu konusunda mutabıksak, aramızda açmazlar bulunan ülkeleri hiç unutmadan ama sorunlar sıralamasında alta alarak, bol sabırla gözümüzü İsrail’in işlediği suçlardan ayırmamak lazım gelir…
Nitekim, Lübnan’a kara saldırısı başladığı zamanlamada Türkiye’nin 50’li yıllara atıfla BM’ye “birlik kuralım daveti” yapması odur.
Bir kaç kez tekrarladım; 7 Ekim vakasının perde arkası yaşananlar içinde en az irdelenen muammadır…
BIST isim ve logosu "Koruma Marka Belgesi" altında korunmakta olup izinsiz kullanılamaz, iktibas edilemez, değiştirilemez. BIST ismi altında açıklanan tüm bilgilerin telif hakları tamamen BIST'e ait olup, tekrar yayınlanamaz. Piyasa verileri iDealdata Finansal Teknolojiler A.Ş. tarafından sağlanmaktadır. BİST hisse verileri 15 dakika gecikmelidir.