Yeni İstanbul yeni Roma yeni Viyana kare dünya

04:0031/05/2016, Salı
G: 13/09/2019, Cuma
Nazif Gürdoğan

Fatih Asyalıların olduğu kadar, Avrupalıların da tarihinde köklü dönüşmelere yol açan, Türk sultanlarının başında gelir.
Batı'nın İskender'le başlayan Sezar'la devam eden yürüyüşünün yönünü, Fatih İstanbul'u alarak, Doğu'dan Batı'ya çevirmiştir.
Fatih üç kıta ve iki denizi sınırlarının içine alan
“Büyük Osmanlı Devleti”
nin rüyasını görüyordu.
“İkinci Roma”
İstanbul'u Türklere başkent yaparak, Orta Çağ'ı kapılarını kapattı, Yakın Çağ'ın kapılarını açtı. Hedefinde
“Birinci Roma”
vadı, çüncüsü olmayacaktı.


*


Türklerin Avrupa'da 1354'te

Gelibolu'

da başlayan yolculuğu, 1361'de

Edirne,

1369'da

Sofya,

1389'da

Kosova,

1392'de

Üsküp,

1430'da

Selanik,

1453'te

İstanbul,

1463'te

Saraybosna,

1468'de

Belgrad,

1526'da

Budapeşte,

1529'da

Viyana'

ya kadar, yeni katılmalarla, genişleyerek devam etti. Avrupa'ya kadar, yeni katılmalarla, genişleyerek devam etti. Avrupa'da

Tuna,

Asya'da

Dicle,
Fırat,

Afrika'da

Nil,

Fatih'in kurumsallaştırdığı, bütün dinlerin ve geleneklerin güvenliğini sağlayan,

“Osmanlı Barışı”

nın, hayat kaynakları, kutlu nehirler oldu.



*


Doğusu ve Batısıyla

“İki Roma”

yı bir kızıl elma olarak gören

Fatih, Osmanlı barışının en büyük, en güçlü güvencesinin Asya'daki Türk varlığından daha çok Avrupa'daki Türk varlığının olduğunu düşünüyordu.

Bu yüzden,

Gedik Ahmet Paşa'

nın yönettiği gemilerle, Türkler

Arnavutluk'

tan

İtalya'

ya geçtiler ve

Otranto

kalesine yerleştiler. Türkler için,

İkinci Roma

'dan sonra

Birinci Roma'

ya giden yol da açılmıştı. Fatih'in 1481'de sefere hazırlandığı bir dönemde, ellisini bulmayan bir yaşta ölümü, Osmanlıların gözünü

Roma'

dan

Viyana'

ya çevirdi.



*


İstanbul'un Türklerin başkenti olmasının üzerinden bir yüzyıl geçmeden, Fatih'in Avrupa, Yavuz'un Asya, Kanuni'nin hem Asya hem Avrupa diyen vizyonlarıyla, Osmanlı Devleti, üç kıta ve iki denizin en büyük, en önemli gücü oldu.

Kanuni döneminde Türklerin Kızıl Elma'sı Roma değil, Viyana'dır. Türkler Viyana'nın kapılarının önüne, bir kere değil, iki kere gittiler. Türklerin İstanbul'a geri gitmemek üzere gelişlerinin yıldönümleri kadar, Viyana'dan gerö dönüşlerinin yıldönümleri de önemlidir. Viyana'daki başarısızlığın kaynaklarını anlamadan, İstanbul'daki başarının kaynakları anlaşılmaz.



*


Tarihte başarıların da başarısızlıkların da çok önemli kaynakları vardır.

Türkler İstanbul'da başarılı olmuşlarsa, başarının çok ciddi sebebleri vardır, Viyana'da başarısız olmuşlarsa, başarısızlığın çok ciddi sebepleri vardır. Türkiye'nin geleceğini inşa etmede, geçmişin başarılarıyla birlikte başarısızlıklarından alınması gereken dersler, bütün ayrıntılarıyla ortaya konulmalıdır.

Fatih kendisinden önce onlarca defa kuşatılan İstanbul surlarının önlerinde uğranılan başarısızlıklardaki hataları, tekrarlamadığı için başarılı olmuştur.


*


Hiçbir ülke kendisine yeni bir geçmiş inşa edemez. Ancak her ülke kendi geleceğini kendisi inşa eder.

Geleceği inşa edecek mimarlar, geçmişin üniforma giyen askerleri değil, geleceğin forma giyen grişimcileridir.

Siyasal sınırların çok değşimediği, ekonomik sınırların sürekli değiştiği kare dünyanın yeni fatihleri, ürünleriyle, hizmetleriyle, bilgileriyle pazarlarda savaşan girişimcilerdir.



*


Kare dünyanın pazarları, gökyüzü gib,i bütün ülkelerindir, hiç bir ülkenin tek başına sahip olamayacağı kadar büyüktür.


*


Kare dünya ya Fatih ya Akşemseddin olanların değil, hem Fatih hem Akşemseddin olanların dünyasıdır.



*


Girişimciler için kare dünyanın her kenti fethedilecek bir Roma'dır.


*


Kare dünya savaşın cephelerden pazarlara taşındığı dünyadır.



*


Geçmiş yaşanmıştır, gelecek yaşanacaktır.


*


Geçmiş araştırılır, gelecek planlanır.


Geçmiş araştırılır, gelecek planlanır.


#Fetih
#Osmanlı Devleti
#İstanbul