Terör ve ekonomi güvenliği!

04:0026/10/2024, Cumartesi
G: 26/10/2024, Cumartesi
Levent Yılmaz

Hafta içinde alçakça bir terör saldırısı ile canımız yandı. Savunma sanayimizin en gözde şirketlerinden birisi olan TUSAŞ’a yönelik terör saldırısında maalesef 5 canımızı kaybettik. Allah rahmet eylesin, milletimizin başı sağ olsun. Türkiye oldukça zor bir coğrafyada, dört yanının savaşlar ve çatışmalarla çevrili olduğu bir ortamda bir yandan ekonomik sorunlarını çözmeye çalışıyor diğer yandan da küresel belirleyici ülke olma yolunda hızla ilerliyor. Elbette ikisinin de bir maliyeti ve hatta bedeli

Hafta içinde alçakça bir terör saldırısı ile canımız yandı. Savunma sanayimizin en gözde şirketlerinden birisi olan TUSAŞ’a yönelik terör saldırısında maalesef 5 canımızı kaybettik. Allah rahmet eylesin, milletimizin başı sağ olsun.

Türkiye oldukça zor bir coğrafyada, dört yanının savaşlar ve çatışmalarla çevrili olduğu bir ortamda bir yandan ekonomik sorunlarını çözmeye çalışıyor diğer yandan da küresel belirleyici ülke olma yolunda hızla ilerliyor. Elbette ikisinin de bir maliyeti ve hatta bedeli var.

Örneğin Türkiye ekonomisinin en temel sorunu nedir diye sorarsak hemen akla enflasyon ve cari açık gibi başlıklar gelir. Oysa Türkiye ekonomisinin en temel sorunu son kırk yıldır karşı karşıya kaldığı terördür. Zira Türkiye’nin terörle mücadelede bugüne kadar yapmak zorunda kaldığı harcamanın doğrudan 400 milyar dolar dolaylı olarak da 1 trilyon dolar olduğu tahmin edilmektedir.

Dahası ve en önemlisi ise kırk yıldan bu yana hayatını kaybeden gençlerimiz var. Enerjimizi terörle mücadeleye yönelterek kaybettiğimiz zaman ve terörle mücadelede harcanan paranın alternatif maliyetini de göz önünde bulundurursak neredeyse bir Türkiye daha inşa edecek kaynağın heba olduğunu ifade edebiliriz.

Türkiye’nin ekonomisindeki ve coğrafyasının imkan sağladığı ticari potansiyelini tam anlamı ile hayata geçirmesinin önünde engel olan terör belasının aynı zamanda bölgeler arası gelişmişlik farklılıklarının da en önemli nedeni olduğunu unutmamak gerekiyor. Yani terör aynı zamanda Türkiye’nin ekonomik bekasına da kastediyor.

Silahlı terör örgütlerinin arkasındaki güçlerin aynı zamanda Türkiye’nin ekonomisine yönelik spekülatif kur ataklarını da üstlendiğini yakın zamanda kendi itiraflarından biliyoruz. Ayrıca Türkiye ekonomisine yönelik açık yaptırımlar ve örtülü ambargolar da artık herkesin bildiği bir gerçek. Peki Türkiye neden bu kadar hedefte?

Yazılarımı sürekli takip edenlerin hatırlayacağı üzere, dünyanın ekonomik ağırlık merkezinin Batı’dan Doğu’ya doğru hareket ettiği bir kırılmayı sık sık örnekleri ile izah ederim. İşte bu sistemik kırılmanın da sıklet merkezini Türkiye oluşturuyor. Yani bu geçiş döneminde Türkiye’nin politikaları ve bölgesinde yaşananlara karşı takınacağı tavır tarihin akışını değiştirecek sonuçlar üretebilir. Biz içeride her ne kadar bu gerçeği göremesek de özellikle Batı ülkeleri Türkiye’nin bu gücünü kullanmasını istemiyor. İlla kullanacaksa da kendileri ile işbirliği içerisinde olan bir yönetimi Türkiye’nin başında görmek istiyorlar. Ancak öyle olmuyor. Öyle olmadığı için de Türkiye’ye zarar veren terör örgütlerini açıktan desteklemeye devam ediyorlar.

Türkiye’nin dış politikada edilgen konumdan etken konuma geçmiş olmasının olumsuz(!) yansımalarını ekonomide de sıkça hissediyoruz. Dönem dönem Türkiye’de yatırıma hazırlanan yabancı sermayeli şirketlerin bazılarının kendi ülkeleri tarafından engellendiğini de biliyoruz. En son bir Alman otomotiv grubunun son anda yatırımdan vazgeçtiğini hatırlıyoruz.

İşte tüm bu gerçekler Türkiye’nin kendi ekonomi güvenliğini tesis etmesinin ne denli önemli olduğu gerçeğini bir kez daha bize hatırlatıyor. Özetle terörle mücadele sadece fiziki değil aynı zamanda bir ekonomi güvenliği meselesi olarak karşımıza çıkıyor.

#türkiye
#ekonomi
#Levent Yılmaz