Doğu'da terör olayları normaldir. Hayatın parçasıdır. Sıradan, alışılmış ve her gün rastlanır, bir ölme ve öldürme eylemidir.
Batı'da terör olayları anormaldir. Hayatın akışında aykırıdır. Her zaman rastlanır bir şey değildir.
Doğu'da, terör eylemlerinde ölen insanlar, bir istatistikte
kullanılan rakamdan ibarettir
.
Batı'da terör eylemlerinde ölenlerin bir fotoğrafı, dramı ve hikayesi vardır.
eyleminin olduğu yeri ziyaret eden ülkenin başbakanı, cumhurbaşkanı yuhalanır, küfür edilir, suçlu ilan edilir.
Batı'da terör eylemi olduğunda herkes liderine, cumhurbaşkanına, başbakanına sahip çıkar, alkışlar, destek olur ve onun etrafında kenetlenir.
Doğu'da terör eylemleri, o ülkenin, o ülke halkının hak ettiği, layık olduğu bir bela olarak
düşünülür
Batı'da terör eylemleri, o yüksek medeniyetin insanlarının asla hak etmedikleri, layık olmadıkları bir saldırı olarak görülür.
Batı'da bir terör eylemi olduğunda, ABD Başkanı, herkesten önce basın toplantısı yapar, “bu saldırı, bize yapılmış bir saldırıdır” der.
Doğu'da bir saldırı olduğunda, bir bilgi olarak bile Başkan'a iletilmeye gerek duyulmaz. Türkiye, gibi bir ülkeyse ve yüzden fazla ölüm varsa, sözcünün bir kaç cümle başsağlığı ile geçiştirilir.
Batı'da yapılan bir terör eylemi, 'Batılı yaşam tarzına, medeniyetin kendisine, yüksek insani değerlere yapılmıştır' diye açıklanır.
Doğu'da bir terör eylemi olduğunda, bu, 'bir tren garına, bir camiye, bir alışveriş merkezine yapılmış' diye verilir.
Batı'da gerçekleşen büyük bir terör eylemi, bir milat başlatır, büyük bir dönüm noktası olur, 'artık hiç bir şey eskisi gibi olmayacak' denir.
Doğu'da büyük bir eylem olduğunda, sadece bir önceki büyük eylemle kıyaslanmaya yarar.
Batı'da, bir terör eylemi olduğunda ve bunu, “tekbir getiren, sakallı insanlar” yapmışsa, faturayı, o örgütü destekleyen ya da desteklemeyen tüm İslam ülkeleri öder.
Doğu'da bir terör eylemi olduğunda, o eylemi yapan örgüte açık ya da gizli destek veren hiçbir Batı ülkesi buna bir bedel ödemez, üzerine bile alınmaz.
Batı'da bir terör eylemi olduğunda, medya teröristi suçlar, terörü lanetler, suçlu ülkenin dışında aranır.
Doğu'da bir terör eylemi olduğunda, ülkenin medyası kendi Cumhurbaşkanını, Başbakanını, istihbarat başkanını suçlar.
Batı'da bir terör eylemi olduğunda, ülke medyası insanlarını paniğe, korkuya, şoka sokacak kanlı, parçalanmış insan fotoğrafı yayınlamaz.
Doğu'da bir terör eylemi olduğunda, ülke medyası en kanlı insan bedenini, parçalanmış vücutları, en korkunç fotoğrafları, görüntüleri bulur, yayınlar.
Batı'da terör eylemi olduğunda, Doğu medyası daha çok üzülür, “Paris için ağlıyoruz” diye kampanya yapar, kendini paralar.
Doğu'da bir terör eylemi olduğunda, olay Batı medyası için bir haber değeri taşımaz. Saldırı çok büyükse, buradan Batı nasıl etkilenir diye analiz yapmaya kalkar.
Batı'da bir terör eylemi olduğunda, intikam almak, olağanüstü hal ilan etmek, sınır dışı operasyon yapmak, başka bir ülkeye savaş açmak normaldir, asla tartışılmaz.
Doğu'da bir terör eylemi olduğunda, hesabını sormak için atılan her adım, terör örgütüne yapılan her operasyon, Batı'da “kaygı, endişe ve üzüntü” ile karşılanır.
Batı'da, bir terör saldırısı olduğunda aydınlar, asla kendi yaptıkları soykırımı, işgali, sömürü ve ayrımcılığı sorgulamaz. Teröristlerin ait olduğu inancı, medeniyeti ve toplumun geriliğini tartışır.
Doğu'da, bir terör saldırısı olduğunda, aydınlar ülke yönetiminin, dini inançlarının, eğitim sisteminin, 'terörü doğuran, besleyen ve büyüten' yanlarını liste olarak yayınlar.
Batı'da, bu dünyada terörü asıl besleyen şeyin, adaletsiz, insafsız ve aç gözlü gelir paylaşımı olduğu tartışılmaz.
Batı'da, ne kadar güçlüyseniz o kadar haklısınız.
Doğu'da, ne kadar zayıfsanız o kadar suçlusunuz.