2018 yerel seçimleri sonuçlandığında muhalefet partileri 2023 Cumhurbaşkanlığı ve Meclis seçimlerini kazanacaklarına dair bir kanaate sahip oldular. Yerel seçimlerde alınan sonuçlar, COVID-19 pandemisinin oluşturduğu ekonomik sarsıntı, Ukrayna-Rusya Savaşı’nın ekonomiye etkisi, uluslararası tedarik zincirinin bozulması sonucu gıda fiyatlarının artması, genel anlamda enflasyonun yükselmesi muhalefet partilerinin genel seçimleri kazanma noktasında ümitlenmesi için fırsat veriyordu.
Bir muhalefet partisinin iktidara alternatif olabilmesi için iktidar partisinden daha iyi fikirler, daha somut öneriler sunması gerekir. Oysa muhalefet partileri, siyaset üretmek gibi zahmetli bir yola girmek yerine “Erdoğan karşıtlığı” gibi siyaseten ne anlama geldiği belli olmayan bir heyulayla sarıldı.
Toplum içinde Erdoğan düşmanlığını FETÖ, PKK ve uluslararası mahfiller oluşturdu. Muhalefet partileri, somut politikalar geliştirmek yerine bu söyleme sarıldı, seçimi bununla kazanacağını sandı.
Seçimde işler muhalefet liderlerinin istedikleri gibi gitmeyince ne Cumhurbaşkanı Erdoğan yenilmiş oldu ne de Erdoğan karşıtlığı muhalefetin işine yaramış oldu. Erdoğan karşıtlığının, muhalefetin siyasi vizyon fukarası olarak kalmasının dışında bir işlevi olmadı.
Bir siyasi mülahazada terör örgütlerinden bahsetmek yersiz gibi görünse de seçimden önce her Allah’ın günü beyanat veren PKK ve FETÖ mensuplarının muhalefet yenilince yenilmiş sayılmaları manidar değil midir? Demek ki muhalefetle bu örgütlerin arasında en azından beklenti ortaklığı bulunuyor.
CHP, bir kurultay süreci yürütüyor ve tek bir cümle siyasi tartışma yapamıyor, çünkü beş yıllık siyasetsizlik ortamı cin çarpar gibi onları çarpmış gözüküyor.
İYİ Parti bir yol ayrımında. Önünde iki yol var: Ya kuyruk parti olmaya devam edecek ya da kendi yolumu çizip kendi kaderini belirleyecek. Her iki durumun da kendi içinde riskleri var.
Peki, İYİ Parti neden gerilim yaşıyor? Bir önceki yerel seçimlerde İYİ Parti ve CHP, aşkın gözü kördür mantığı ile muhalefetin başını belaya sokan Cumhurbaşkanı Erdoğan’dan kurtulma heyecanıyla ittifak yaptılar. CHP, birçok büyükşehir belediye başkanlığını alırken İYİ Parti siyaseten yaya kaldı. Cumhurbaşkanlığı seçimi kaybedilince altılı masanın öne sürdüğü her siyasal iddia sonuçsuz kalmış oldu. Bütün olup bitenler İYİ Parti’yi kendi pozisyonunu sorgulamaya itti.
İYİ Parti, CHP’den parti iç dengelerini bozacak düzeyde bir talepte bulundu. CHP ise bu ağır talebe cevap veremiyor. İki parti arasında orta boy polemikler devam ediyor. İttifak olmadığı takdirde iki taraf da ne kaybedeceğini biliyor.
CHP’nin birçok belediyeyi kaybetme ihtimali var. Buna karşılık İYİ Parti’nin siyasi geleceğini kaybetme riski var. Her iki partiye birden yararlı olacak bir formül yok gibi. Bakalım iki parti, aralarındaki bu gerilim sürecini nasıl aşacak? İYİ Parti ya kırk katır ya da kırk satır diyecek. Tarih yazma ve tarih olma ikilemi de belleklerdeki yerini korumaya devam ediyor.
BIST isim ve logosu "Koruma Marka Belgesi" altında korunmakta olup izinsiz kullanılamaz, iktibas edilemez, değiştirilemez. BIST ismi altında açıklanan tüm bilgilerin telif hakları tamamen BIST'e ait olup, tekrar yayınlanamaz. Piyasa verileri iDealdata Finansal Teknolojiler A.Ş. tarafından sağlanmaktadır. BİST hisse verileri 15 dakika gecikmelidir.