Asıl başıboş sözde hayvanseverlermiş!

Uzun zamandır ülkenin öne çıkan gündemleri arasında sokak hayvanları veya başıboş köpekler meselesi ilk sıralarda yer alıyor. Birkaç yıldır sahipsiz sokak köpeklerinin hem sayılarının arttığı hem de saldırganlaştığı açıkça gözlemleniyor.

Başıboş sokak köpeği saldırısının yaşanmadığı gün neredeyse yok. Ya bir çocuğun ya bir kadının ya da bir başkasının, başıboş bir hayvanın saldırısına uğradığına dair haber veya haberler geliyor. Bu saldırıların bazıları ne yazık ki ölümle sonuçlanıyor. Köpeklerin parçaladığı yaşlı kadınlar, saldırıdan kaçarken araç altında kalan çocuklar, köpeğin ısırması sonucu kuduz hastalığına yakalandığı için ölen 11 yaşındaki Mustafa...

Başıboş sokak köpekleri, Türkiye’nin ciddi bir sorunu haline geldi. Önlem alınmazsa çok daha büyük acılar yaşanacak ve sorunun çözülmesi için çok korkunç kararlara ihtiyaç duyulacak. Maddi ve manevi büyük bedellere yol açacak.

Olayın vahim boyutlara doğru ilerlediğini gören siyasi irade uzun tartışmalardan sonra önlem amacıyla bir yasa teklifini TBMM’ye sundu. Olayı birilerinin başka yerlere çekmesine izin vermeden, çok basitçe dile getirmek mümkün. Hayvan sayısı arttı. Aşılama, kısırlaştırma ve toplama konusunda çok büyük aksaklıklar var...

Aşısız ve kısırlaştırılmamış milyonlarca sahipsiz hayvan var sokaklarda. Bu yüzden hem hızla yavrulamayla hayvan sayısı artıyor hem de saldırganlık artıyor. Aşılanma yapılamadığı için ciddi sağlık sorunu da beraberinde geliyor.

Çözüm bu eksiklerin giderilmesiyle mümkün. Sokaktaki hayvanlar kısırlaştırılmalı, aşılanmalı ve toplanarak, sağlıklı bir alanda barınmaları sağlanmalı... TBMM’ye sunulan teklif eksiğiyle, fazlasıyla tam da bu amaca yöneliktir. Teklif, hangi hayvanların hangi gerekçeyle uyutulacağını açıkça yazıyor.

Uyutulma meselesine ‘katliam’ denilerek yaygara kopartılması cahilliktir, yalandır, algıdır. Bunun siyaseti olmaz, olmaması gerekir. Ama maalesef bu konuyu da siyasete alet etmeyi adet edinenler var. Madem bu meseleyi bu kadar siyasileştirmek istiyorlar o halde biz de soralım!

Beş yıl önce bu konu bu kadar gündemimizde miydi? Ankara ve İstanbul başta olmak üzere CHP’li belediyeler, üzerlerine düşen yasal görevleri yerine getirdiler mi? Çok açık söylüyorum; CHP’li belediyeler kısırlaştırma, aşılama ve toplama konusunda neredeyse sıfır iş yaptılar. Sadece “mama lobileri”ne milyarlarca lira ihale verdiler.

MASAK’ın mama lobilerine yönelik raporunu ilk haberleştiren gazete olduk. Raporda yazdıklarımız yazamadıklarımızın 100’de 1’i. Yazarsak kimlerin nasıl para ve mal kaçıracağı belli değil. Kimlerin kaçacağı da belli değil!..

Tonlarca mama ihalesi yapan belediyeler, gerçekten o miktarda mama almış mı, yoksa sadece fatura kesip para mı aktarmış?.. Bu, özellikle üzerinde durulması gereken çok temel bir soru!.. Türkiye’de üretilen ve ithal edilen tüm mama miktarının iki katı kadar mama satın alınmış gibi faturalar kesilmiş. “Para nerede: Mama aldık; Mama nerede: Köpek yedi!..” Daha vahimi satın alındığını ileri sürdükleri kadar mama üretilmemiş ve ithal edilmemiş.

Milyar liraların döndüğü bu piyasada yine MASAK’ın raporlarına göre en temel sorun, sözde hayvansever STK’lar. Hayvanları her türlü kirli işlerine alet eden onlarca STK var. Kara para aklamadan amacına uygun olmayan yardım toplamaya kadar, akıl almaz işler yapmışlar.

Bu süreçte bir şey çok net bir şekilde ortaya çıktı: Başıboş sokak hayvanlarının yanında, asıl, sözde hayvanseverlik görüntüsü altında hareket eden bazı STK’lar başıboş hareket ediyorlar.

Hayvanseverlik adı altında yapılan tüm usulsüzlükler rapor altına alınmıştır. Bir an önce gereği yapılmalı. Yoksa bu başıboşluğun önüne geçilemez.