Ekonomik döngünün değişmesi için daha fazla Ar-Ge

04:0019/12/2024, Perşembe
G: 19/12/2024, Perşembe
Erdal Tanas Karagöl

Ülke ekonomilerinde ekonomik büyümeyi belirleyen faktörler olarak tüketim harcamaları, kamu harcamaları, özel yatırımlar ve dış ticaret dengesi yani ihracat ve ithalat arasındaki fark öne çıkan önemli faktörlerdir. İhracat ve ihracat içindeki yüksek teknolojik ürünlerinin payının artması üretimi, üretim yapısını, ekonomik yapıyı ve dolayısıyla ülke gelirini derinden değiştireceği açıktır. İHRACATIN VAZGEÇİLMEZLİĞİ İhracatın ekonomik büyümeye katkısına bakıldığında hem iç üretimin artışına hem de

Ülke ekonomilerinde ekonomik büyümeyi belirleyen faktörler olarak
tüketim harcamaları, kamu harcamaları, özel yatırımlar ve dış ticaret dengesi yani ihracat ve ithalat arasındaki fark
öne çıkan önemli faktörlerdir.

İhracat ve ihracat içindeki yüksek teknolojik ürünlerinin payının artması üretimi, üretim yapısını, ekonomik yapıyı ve dolayısıyla ülke gelirini derinden değiştireceği açıktır.


İHRACATIN VAZGEÇİLMEZLİĞİ
İhracatın ekonomik büyümeye katkısına bakıldığında
hem iç üretimin artışına hem de dışarıdan gelecek talebin karşılanması açısından üretimi artırıcı
bir etkisi olacaktır.

İhracat ve ekonomik büyüme arasındaki ilişkiye bakıldığına bir çok ülkede ihracatın ekonomik büyümeyi pozitif etkilediği ve bir çok zengin ülkenin de bu zenginliğini ihracat yoluyla elde ettiği görülmektedir.

Özellikle
Uzakdoğu Asya’da birçok ülkenin sahip olduğu GSYH ve kişi başı gelir
buna en iyi örneklerdir.

Türkiye’nin de 1980’li yıllarda başlayan ihracatta dayalı ekonomik büyüme stratejisi ile ekonomik büyüme hikayesinde ihracatın önemli bir katkısı görüldü.

Özellikle ekonomide
tüketim ve kamu harcamalarının azaldığı dönemlerde yani içi tüketim azaldığında dış tüketimin yani ihracatın ekonomik büyümenin sürdürülebilirliği
açısından çok önemli katkısı oldu.
İhracatın miktarının yanın da
ihracat edilen ürünlerin niteliğinin artması daha önemli hale geldiği bir dönemdeyiz.

Bir çok gelişmiş yani yüksek kişi başı gelire sahip olan ülkeler de gerçekleştirilen nitelikli ürün yani teknolojik seviyesi yüksek ürünlerin ihracat içindeki payının artması bu ülkelerde hem GSYH’nin hem de kişi başı gelirin daha da artmasını beraberinde getirmektedir.


YÜKSEK TEKNOLOJİK ÜRÜN İÇİN AR-GE
Açıkçası
yüksek GSYH ve yüksek teknolojik ürün üretimi arasında doğrudan pozitif bir ilişki
mevcuttur.

Yani, yüksek GSYH ulaşan ülkelerin nitelikli ürün üretimi için Ar-Ge’ye daha çok yatırım yapma imkanı doğuyor.

Daha yüksek miktardaki
Ar-Ge miktarı daha çok nitelikli ürün üretimini, yüksek miktarda ihracatı, yüksek kişi başı geliri ve bu sektörlerde çalışan nitelikli işgücünün
sayısını arttıracaktır.

Ekonomide oluşan bu döngü, hem ekonomilerin büyümesini hem de ekonominin daha rekabetçi olmasını zorunlu hale getirecektir.

#Ekonomi
#ar-ge
#Erdal Tanas Karagöl