“Eğer hepimiz sarışının peşinden gidersek, birbirimizin yolunu keseriz ve hiçbirimiz onu elde edemeyiz. Sonra arkadaşlarına asılsak da hiçbiri bize yüz vermez çünkü hiç kimse ikinci tercih olmak istemez. Peki kimse sarışına asılmazsa? Böylece birbirimizin yoluna çıkmamış ve diğer kızları da aşağılamamış oluruz. Hepimizin kazanmasının tek yolu bu. Adam Smith şöyle der: En iyi sonucu almak için gruptaki herkes, kendisi için en iyi olanı yapmalıdır. Doğru ama eksik. Çünkü en iyi sonucu almak için gruptaki herkes hem kendisi hem de gruptaki diğerleri için en iyisi olanı yapmalıdır.”
Yukarıdaki paragraf ünlü matematikçi John Nash’in hayatını konu alan “Akıl Oyunları” filminden. Filmde Nash arkadaşları ile bir barda oturmaktadır. İçeri bir grup kız girer. Kızların içinde en güzel sarışın olandır ve bütün gözler ona çevrilir. Bunun üzerine Nash ve arkadaşları arasında ona kimin çıkma teklif etmesi gerektiği konusunda bir konuşma başlar ve Adam Smith’in teorisinden yani herkesin kendi çıkarı peşinden koşması gerektiğinden bahsedilir. İşte bu noktada Nash yukarıdaki sözleri söyler. Bu konuşma oyun teorisinin dengelenmesinin ilk adımıdır.
Ülkedeki transfer gündemine bakınca diyorum ki ilk kulüpler birliği toplantısını basıp oradakilere bu sahneyi izletsek mi? Muhtemelen izlemişlerdir ve muhtemelen olan bitenin Türk futboluna da kendilerine de verdiği zararın farkındadırlar. Hatta ilk seçildiklerinde aynı düşüncede olan kimi kulüp başkanlarımız olsa da ve buna benzer cümleleri üstüne basa basa söylemiş de olsalar sonra zemin herkesi çektiği gibi onları da kendi kulvarına çekti. Peki nasıl oluyor da herkesin hemfikir olduğu ve çarenin belli olduğu bir konuda benim gördüğüm bir 40 senedir adım atılamıyor. Nasıl oluyor da buna niyetli olanlar bile 6 ay sonra hem fikir hem pozisyon değiştirip “altta kalanın canı çıksın” anlayışına geri dönüyor. Yok mudur bu konuda birlikte adım atmanın bir yolu. İmkansız mıdır bilhassa 4 büyük kulübün hiç değilse transfer döneminde kendilerine zarar verecek adımlardan kaçmasının bir yolu. ( Büyüklerden başladık zira diğerlerinin böyle bir yarışa girecek mecalleri yok. Bu yokluk bir başarısızlık değil ülke futbolunun çarpık yapılanmasının eseridir,arz ederim)
Hadi yerli oyuncu meselesini anladık havuz dar doğal olarak aynı isimlere herkes talip oluyor. Peki binlerce futbolcudan oluşan yabancı havuzunda 4 büyük kulübün her transfer sezonunda “dar alanda çalım” oynamasının izahı nedir? Bu transfer oyunlarının bu klüplere son 50 yılda ilave ne kadar maliyeti olmuş, bundan kim kazançlı çıkmıştır acaba? Rahmetli Aliya İzzetbegoviç sağ olsa ve Türk futboluna baksa şöyle derdi muhtemelen: İmkanım olsa tüm Türk takımlarına soru sorma ve eleştirel düşünme dersleri verirdim. Saygılarımızla…
BIST isim ve logosu "Koruma Marka Belgesi" altında korunmakta olup izinsiz kullanılamaz, iktibas edilemez, değiştirilemez. BIST ismi altında açıklanan tüm bilgilerin telif hakları tamamen BIST'e ait olup, tekrar yayınlanamaz. Piyasa verileri iDealdata Finansal Teknolojiler A.Ş. tarafından sağlanmaktadır. BİST hisse verileri 15 dakika gecikmelidir.